Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

“İstanbul’un Gündemi, Rant Projeleri Değil Afetlerdir”

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), 6.2'lik Marmara depreminin ardından uyarılarda bulundu. İMO açıklamasında, “İstanbul’un gündemi, Kanal İstanbul ve Yenişehir gibi rant projeleri değil kapıda bekleyen afetlerdir." denildi.

yapi.com.tr
“İstanbul’un Gündemi, Rant Projeleri Değil Afetlerdir” (Fotoğraf: ANKA)

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), Marmara Denizi Silivri açıklarında, 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depreme ilişkin basın toplantısı düzenledi. İMO Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, İMO İstanbul Şube Başkanı Sinem Kolgu, İMO Yönetim Kurulu Sekreter üyesi Evren Korkmazer, İMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Özer Or’un katılımıyla gerçekleşen toplantıda konuya ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Nusret Suna okudu.

ANKA’da yer alan habere göre; İMO’nun “Depreme Hazırlık Geciktikçe Riskler Artıyor” başlıklı açıklamasında "İstanbul’da yaklaşık 600 bin konutun çok riskli olduğu ifade edilmekte, 1,5 milyon konutun dönüşmesi gerektiği belirtilmektedir. İstanbul’un gündemi, Kanal İstanbul ve Yenişehir gibi rant projeleri değil kapıda bekleyen afetlerdir." denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Hatırlanacağı üzere ülkemizin depreme bakış açısının değişmesinde 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi bir milat olarak kabul edilmiştir. Marmara Depreminin ardından hemen her kurum, güvenli ve sağlıklı bir yaşam, yapılaşma ve çevre için nelerin yapılması, ne tür önlemlerin alınması gerektiği konularında fikirler oluşturmuş öneriler sunmuş, hazırlanan bu metinler, AFAD’ın 2011 yılında yapmış olduğu geniş tabanlı bir çalışma ile Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planına (UDSEP) dönüştürülmüş ve büyük çoğunluğu 2017 tarihinde bitirilmek üzere 2023 yılında tamamlanması hedeflenmiştir. Buna göre, başta okul ve hastaneler olmak üzere, Türkiye’deki bina envanterinin çıkarılması ve mevcut yapıların hasar görebilirlikleri ve riskleri esas alınarak gruplandırılması hedeflenmiştir. 2017 yılına kadar bitirilmesi hedeflenen bina envanteri çalışmalarına resmi kurumların binaları dışında başlanamamış olması bir yana, envanter çalışmasının nasıl yapılacağına dair ortak bir yöntem dahi belirlenememiştir.

İstanbul özelinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yaklaşık 600 bin konutun çok riskli olduğu ifade edilmekte, toplamda ise 1,5 milyon konutun dönüşmesi gerektiği belirtilmektedir. Marmara Depreminden bu yana geçen 25 yılda 6 imar affı yasası çıkararak mevzuata aykırı eklenti veya değişiklikleri gerekli tedbirler alınmadan kağıt üstünde yasal hale getiren, yasalara aykırı olarak üretilen ve mühendislik hizmeti almamış yapıları bağışlayarak kaçak yapıların ve yapılaşmanın yasallaşmasını sağlayan, ülkemizdeki yapı üretim sürecine halkın can ve mal güvenliğini yadsıyarak sadece kar odaklı bakan siyasi iradenin sorumluluğu görmezden gelinmektedir.

Bir doğa olayı olan depreme karşı dayanıklı kentler kurarak halkın can ve mal güvenliğini sağlamak kesinlikle mümkündür. Ancak, ülke kaynakları yapı güvenliğinin sağlanmasına değil rant çevrelerinin çıkarları doğrultusunda harcanmış, 1 Mayıs 2003 Bingöl Depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van Depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice Depremi, 30 Ekim 2020 İzmir Depremi ve son olarak 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleriyle bu anlayışın bedelini on binlerce yurttaşımız hayatlarıyla ödemiştir. 6 Şubat Depremlerinin hemen ardından, yine depreme karşı hazırlıklı olunması konusunda benzer konular tartışıldı, kentlerimizin afetlere karşı hazırlıksızlığı tüm çevrelerce açık bir şekilde görüldü. Ancak 6 Şubat Depremlerinin üzerinden geçen iki yılda deprem yine unutuldu.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak bir kez daha sorumlulara sesleniyoruz; ülkemizin ve İstanbul’un gündemi bilime, tekniğe, akla aykırı olan Kanal İstanbul ve Yenişehir gibi rant projeleri değil kapıda bekleyen afetlerdir. Geçmişte yaşadığımız gibi büyük acıların ve kayıpların tekrar yaşanmaması için derhal bilim ve tekniğin sesine kulak verilerek yapı güvenliğini önceleyen, mühendislik hizmetlerini ve denetimi kamusal bir anlayışla ele alan politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi gereklidir.”

“Deprem Toplanma Alanları” ve “Birinci Derece Acil Ulaşım Yolları” sorunu
Basın açıklamasında ayrıca, “Deprem Toplanma Alanları” ve “Birinci Derece Acil Ulaşım Yolları”nın önemine vurgu yapıldı. 1999 Marmara depreminin ardından kent yetkililerince, 562 adet “Birinci Derece Acil Ulaşım Yolu”nun tespit edildiği belirtilen açıklamada, “Dünya çapında en sorunlu trafiğe sahip kentlerden biri olan İstanbul’da deprem sonrası müdahale olanaklarının önündeki en ciddi engel ulaşım olarak öngörülmektedir. Birinci Derece Acil Ulaşım Yolu, deprem sonrası ilk müdahale, acil tıbbi hizmetlerin ulaşımı ve yardım malzemelerinin belirlenen alanlara ulaştırılması gibi konularda hayati öneme sahiptir. Ancak ne yazık ki bu yollardan bazıları kapatılmış, bazı yollar da otopark haline getirilmiştir. Son yaşanan depremde bile, trafik sorununun adeta bütün kentte trafiği felç etmeye yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda beklenen büyük İstanbul Depremi sonrası neler yaşanabileceğini tahmin etmek güç değildir.” denildi.

http://www.yapi.com.tr/haberler/istanbulun-gundemi-rant-projeleri-degil-afetlerdir_208644.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!