Foto: Miguel Villagran / Getty Images
Danimarka’nın başkenti Kopenhag, geçen hafta tüyler ürperten
bir katliama sahne oldu. Kim, ne kadar farkında bilmiyorum; ama katledilen şey,
şu an üzerinde yaşadığımız gezegendi. 12 gün süren İklim
Konferansı’nda 193 devletin temcilcisi, dünyanın geleceğini kurtarmak
için sera gazı salımını azaltmayı taahhüt altına alan bağlayıcı bir anlaşma
imzalayamadı... Bu utanca neden olanlarsa, Amerika, Çin ve Batı’nın sanayileşmiş
ülkeleriydi... Kuzey’in Güney’le, zenginin fakirle mücadelesiydi iklim
konferansı... Zafer ilan eden, Kuzey’in zenginleri oldu ama aslında kaybeden tüm
insanlıktı...
İnsanoğlu, bir kez daha hırsına yenildi ve bilime karşı
yine politika kazandı. Politikacılar, Kopenhag’da gerçekleri görmemek için bir
grup insanı dinlemedi. O grup arasında yıllardır uyarılarını sürdüren bilim
insanları da vardı.
Bilim diyor ki; dünyadaki sera gazı salımı, bugünkü
hızıyla devam ederse, buz kütleleri hızla eriyecek, 1.5-2 derecelik bir ısı
artışı deniz seviyesini 7-9 metre arasında yükseltecek, Pasifik’te ve Afrika’da
birçok ülke sular altında kalacak, milyarlarca insan kuraklık tehlikesiyle
karşılaşırken milyonlarca insan ölecek!
***
Sular altında yok
olacak ülkelerden birisi de Tuvalu. Pasifik’te 26 km2’lik ufak
bir ada. Halkı yaklaşık 3000 yıl önce yerleşmiş o toprağa. Toplam 12.373 kişilik
bir nüfus yaşıyor adada...
Ana akım medya, İklim Konferansı’yla ilgili
haberler arasında Tuvalu temsilcisi Ian Fry’ın şu sözlerini
görmedi: “Ben yaptığım bu konuşmaya ağlayarak hazırlandım. Yetişkin bir erkek
için itiraf etmesi kolay bir şey değil bu... Ama benim ülkemin kaderi sizin
elinizde. Dünyanın geleceğini Amerikalı senatörler belirliyor. Modern dünyanın
çelişkisi bu... Obama’dan talebimiz, dünyanın karşı karşıya kaldığı bu en büyük
tehlikeye karşı gereğini yapıp aldığı Nobel’i hak etmesidir.”
Ian Fry’ın
bu sarsıcı sözlerini de dinlemedi dünya liderleri. Oysa IPCC’nin
(Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) son raporlarına göre,
küresel sıcaklıkta 1.5- 2 derecelik bir artış olduğunda, Tuvalu tarihe
karışacak. Çünkü ülkede en yüksek yer, deniz seviyesinin sadece 4 metre
üstünde...
130 ülke temsilcisinin, sıcaklık artışını 1.5 derecenin
altına çeken bağlayıcı bir anlaşmayı talep etmesinin nedeni de aynı hayati
tehlike. Yaşama haklarını savunuyor o insanlar...
***
Kuzey’in
gözü dönmüş liderlerinin dinlemediği insanlar arasında Güney’den iki lider de
vardı: Bolivya Cumhurbaşkanı Evo Morales ile Venezüella
Cumhurbaşkanı Hugo Chavez... Morales, “Amerika’nın savunma
bütçesi, 687 milyar dolar. İnsanlığı kurtarmak için verecekleri sadece 10 milyar
dolar mı? Bu utanç verici!” derken haksız mıydı?
İklim değişikliğine çok
büyük ölçüde gelişmiş ülkelerin sanayileşme süreci neden olmadı mı? Şimdi o
zengin ülkelerin, bu sorun yüzünden yok olma tehlikesiye karşılaşan fakir
ülkelere yardım etme zamanı değil mi?
“İklim yerine büyük bir kapitalist
banka olsaydı, şimdiye kurtarılmıştı,” dedi Chavez. Ama zenginlerin kulakları
ona da tıkalıydı...
Radiohead grubunun solisti
Thom Yorke, basın kartı alıp girdiği konferansta yaptığı
açıklamalarla Kuzeylileri rahatsız etti. Yorke’un “Bu toplantı G8 zirvelerine
benziyor; bir sürü hırslı adam kendi çıkarı için pazarlık yürütüyor,” sözleri,
dönen çirkin dolapları vurguluyordu.
İklim Konferansı’nda küresel
sıcaklığın 1.5 derece ile mi yoksa 2 derece ile mi sınırlandırılacağı
tartışmasının ardındaki gerçek buydu: Kuzey Güney’i, zengin fakiri ölüme terk
etti... Katlettikleri dünyanın bir gün kendilerini de yok edeceğini unutanlar,
Kopenhag’ı kana buladı...
|