Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer
Cihad Vardan, bazı Orta Doğu ülkelerinde yaşanan iç kargaşa nedeniyle
müteahhitlerin şantiyelerinde hasarların oluştuğunu, öte yandan da yapılan
işlerden dolayı alacaklarının bulunduğunu ve bu rakamın milyar dolarları
geçtiğini belirterek, ''Hasarlar ve maddi kayıplar, kısa vadede halledilemezse
firmalar ve çalışanlar açısından sıkıntılı bir süreç doğabilir. O nedenle bizim
arzumuz, alacaklara bir çözümün getirilmesi'' dedi.
Vardan, bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Mersin'de AA
muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin artık tüm dünya ülkeleriyle entegre
hale geldiğini belirterek, bu nedenle dünya çapında yaşanan olayların Türkiye'yi
de yakından ilgilendirdiğini söyledi. Geçmişte ekonomik kriz döneminde olduğu
gibi Türkiye'nin ihracattaki sıkıntıların aşılması noktasında önemli kararlar
aldığını ifade eden Vardan, ''Dünyanın neresinde olursa olsun, yaşanan olayların
bizi maalesef olumsuz yönde etkilediğini söyleyebilirim. Yurt dışına mal alıp,
satıyorsunuz. Bu bakımdan baktığınızda Türkiye artık dünya ile entegre olmuş bir
ülke'' diye konuştu. Bu kapsamda son dönemlerde
Orta Doğu ülkelerinde yaşanan iç kargaşaların da Türk iş adamlarına
yansımalarının olduğunu dile getiren Vardan, Türk müteahhitlerinin alacaklarının
vazgeçilebilir nitelikte olmadığını kaydetti. İş adamlarının alacaklarıyla,
varsa kredi borçlarını, ham madde ve işçi ödemelerini yapacaklarına işaret eden
Vardan, şöyle devam etti:
''Müteahhitlerin şantiyelerinde hasarlar var ve bu rakamın da milyar
dolarları geçtiği söyleniyor. Onlar bir yana mevcut yapmış oldukları işlerden
dolayı alacakları var. Hasarlar ve maddi kayıplar, kısa vadede halledilemezse
firmalar ve çalışanlar açısından sıkıntılı bir süreç doğabilir. O nedenle bizim
arzumuz, alacaklara bir çözümün getirilmesi. Zaten hükümette aktif olarak bu
çalışmalara başlamış durumda. Bu yüzden sevinçliyiz.''
Türk vatandaşlarının, Orta Doğu ülkelerinin
vatandaşlarıyla, tarihi, dini ve kültürel akrabalık bağları olduğunu anlatan
Vardan, şöyle konuştu: ''Mevcut alacakların,
borçların belki belirli bir vadeye yayılması da bu konuda yararlı olabilir diye
düşünüyorum. Netice itibariyle şunu söyleyebiliriz; biz bu dönemi geçireceğiz.
Birbirimize destek olacağız. Ama uzun vadede ilerisi için bu ülkelerin istikrara
kavuşması da hepimiz adına iyi olacak. Türkiye'nin gelmiş olduğu bu ekonomik
seviyenin de daha ileriye bu ülkelerle beraber gideceğini düşünüyorum. Orada
birçok kişinin 'işte benim annem, babam veya dedem Türk'tü' dediğini
duyuyorsunuz. Yani size bir yakınlık söz konusu ve bizim bu yardımlarımız hiçbir
zaman boşa gitmiyor. Onların mutlaka karşılıkları olacak. Biz de o günleri
sabırla bekliyoruz.'' Birçok ülkedeki
işsizliğin her geçen gün arttığını, maaşlarda kısıtlamalara gidildiğini ve
enflasyonun yükseldiğini bildiren Vardan, Türkiye'de ise bu durumun aksi bir
grafikle karşılaşılmasının sevindirici olduğunu vurguladı.
Petrol fiyatlarındaki
artış Özellikle Kuzey Afrika'da ve Orta
Doğu'da gelişen olayların petrol fiyatlarının artmasına neden olduğunu
hatırlatan Vardan, ''Bu petrol ülkeleri istikrara kavuştuklarında, petrol
fiyatlarının düşeceğini düşünüyoruz. Türkiye, enerji fakiri bir ülke.
Enerjimizin çoğunu ithal etmek durumundayız. Bu da tabi bizde önemli bir cari
açığa sebep oluyor. Petrol fiyatlarının artmasına paralel olarak, bizim ticari
açığımız da artıyor. Bu da hem üretime hem de insanların bireysel kullanımındaki
enerji fiyatlarına yansıyor'' dedi. 1996 ve 2001 yıllarında enerji yatırımlarına
ilişkin raporlar hazırladıklarını hatırlatan Vardan, burada da nükleer enerjiye
yatırım yapılması şeklindeki ifadelere yer verdiklerini anımsatarak, şöyle devam
etti: ''Nükleer enerji çalışmaları 15 yıl önce
başlatılmış olsaydı, bugün enerji baskısını bu denli hissetmeyecektik. En
azından elektrik enerjimizi biz nükleer santrallerden elde edebilecektik. Fakat
bugün elektrik enerjimizin çoğunu yurt dışından gelen doğalgaz ile elde
ediyoruz. Bunların hepsi bizim için handikap oluyor.''
Firmalara katma değeri yüksek üretim
çağrısı Vardan, Türkiye'nin
gelişmişlikte belirli bir seviyeye geldiğini ancak, bundan sonra daha ileri
gidebilmek için firmaların ''Ne üretiyorum, bu malı daha ucuz fiyata nasıl
üretebilirim, nasıl daha kaliteli üretebilirim, pazar imkanlarımı nasıl
geliştirebilirim'' gibi sorulara cevap bulması gerektiğini bildirdi. Dünyanın
küresel bir köy haline geldiğini vurgulayan Vardan, ''Çinli de, Hintli de,
Amerikalı da geliyor bizim mahallemizde dükkanımızın karşısında mal satıyor. Hiç
onlara kızmaya hakkımız yok. Kızacaksak biz kendimize kızacağız, kendi ürünümüzü
geliştirip, herkesin yaptığı ürünleri çok daha uygun fiyata daha kaliteli, iyi
koşullarda yapıp bunlara pazar bulmaya çalışacağız ya da hiç kimsenin olmadığı
alanlara katma değeri yüksek ürünlerle gireceğiz'' diye konuştu. Türkiye'nin
geleneksel pazarlarla bugünlere kadar oldukça önemli seviyeler katettiğini
ancak, artık yüksek katma değerli, yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesinin
zorunlu olduğunu vurgulayan Vardan, şunları kaydetti:
''Firmaları teker teker kapatmamak için yüksek
katma değerli ve yüksek teknolojili üretime geçmeliyiz. Bunları yapabildiğimiz
zaman, gelişimi hızlandırabiliriz. Yatırımlarımızı geleceğe dönük sektörlere
yapmalıyız. Artık Türkiye, teknoloji üreten bir ülke olmak durumundadır. Belki
de çağı geçmek durumunda. Burada eğitim de önem kazanıyor. Mutlaka o alana
yönelik eğitim çalışmalarının yapılması lazım. Çocuklarımızı, torunlarımızı o
yönde yetiştirip, onların Türkiye'ye katma değeri sağlayabilecek nitelikte
insanlar olarak yetişmesini sağlamamız gerekiyor.''
|