
43. Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu

“Öncelikle Var Olan Yeşil...

Yarısı Kaçak Rezidansa İmar Affı

Şehir Plancıları Odası’ndan...

İmar Affını İçeren Torba Tasarı...

Bakan'dan İmar Affı Açıklaması

Bakan'dan İmar Affı Açıklaması

TMMOB Uyardı: İzmir'in İşgali Başlıyor

Haliç'te Kat Sınırının 4'ten...

Enerji Santralı Genişletme...

AKM'nin Yıkılması Cumhuriyet’in...

Alsancak Stadı'nda Ruhsat Krizi

SİT Kapsamından Çıkartılan...
Şehir Plancıları Odası'ndan İmar Affı Açıklaması
TMMOB Şehir Plancıları Odası, seçime sayılı günler kala gündeme gelen imar affı kararının ardından bir açıklama yayınladı. Açıklamada, bunun bir imar barışı değil, kaçak yapılar için yapılmış olan bir af olduğuna dikkat çekildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki seçime sayılı günler kala, milyonlarca vatandaşın sorun yaşadığı imar ve iskan problemi için 'imar affı' geleceğini belirtmişti. Özhaseki “İmara aykırılıklar, işgaller var. 1 hafta içinde Meclis’e gelecek. Vatandaş cüzi bir ücret karşılığı kayıt altına alınacak, kavga bitecek" ifadelerini kullanmıştı. Özhaseki'nin bu açıklamasının ardından Başbakan Binali Yıldırım'ın da gündeme getirdiği imar affı için TMMOB Şehir Plancıları Odası bir basın bülteni yayınladı. İşte TMMOB Şehir Plancıları Odası'nın açıklama metnini tamamı: Ekonomik göstergelerin olumsuz seyri ve toplumsal düzlemde gözlemlenen meşruiyet yitimi gibi sebeplerle alınan erken seçim kararı ile birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi, topluma verdiği mesajların tersine gündeme getirdiği baskın seçim sürecinde, zedelenen meşruiyetini inşa edecek ve özellikle bozulan borç ödeme dengeleri için ekonomik getiri sağlayacak bir hamle olarak imar affını tekrar gündeme getirmiştir. Bir kelime oyunu ile yapılan düzenlemenin "kaçak yapılaşmaya imar affı" değil "imar barışı" olduğu söylense de kamuoyuna yansıyan haberlerden ve tasarının içeriğinden konunun bir "imar affı düzenlemesi" olacağı görülmektedir. Kentsel yapılı çevre üretimine dayalı, plansız iktisadi politika sonucunda yaşanan finansal darboğazı aşmak için sulama birliklerinin özelleşmesinden, şeker fabrikalarının satışına kadar birçok kamu yararına aykırı kararı, çaresizlik içerisinde ve aceleyle uygulamaya koyarak maddi kaynak yaratmaya çabalayan iktidar, son olarak imar affı ile ekonominin ihtiyaç duyulan yeni kaynağını yaratmayı hedeflemektedir. Medya kaynaklarından elde edilen verilere göre 48 ile 68 milyar lira arasında değişen oranlarda gelir beklenildiği belirtilen düzenleme ile inşaat ve iskan izni bulunmayan kaçak yapılara ruhsat verilmesi suretiyle, devletin vergi kaçağının önüne geçeceği ve arsa üzerinden aldığı veya hiç alamadığı vergileri emlak vergisi olarak almasının önünün açılacağı iddia edilmektedir. Açık şekilde belirtmek gerekir ki, bahsedilen yapılar hukuken yasadışı ve özellikle anayasanın kamu kaynakları, kıyı, doğal çevre ve ormanların korunmasına ilişkin temel maddelerine aykırıdır. Bu sürecin başlıca müsebbibi, 16 yıldır mekan ve kent politikası üzerindeki hegemonyası ile bizatihi iktidarın kendisi ve onun ve öncüllerinin topluma, insana, çevreye saygı duymayan şehircilik politikası ve kentleşme siyasasıdır. Dolayısıyla yapılan düzenlemenin barış getirecek bir yanı olmadığı gibi, kişisel menfaatler amacıyla yapılmış olan kaçak yapıların, dolayısıyla çarpık yapılaşma ve kentleşmenin affı anlamı taşıyan hukuksuz bir düzenlemedir. Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ın gazetelere yansıyan demeçleri göz önüne alındığında; tasarlanan imar affının orman alanları, mera alanları gibi korunması gerekli, yerleşime açılmaması gereken araziler üzerinde yapılmış tüm yapıları da kapsayacak şekilde ele alındığı görülmektedir. Ancak bugüne kadar yaşanan süreçler göstermiştir ki, şehirlerimizde en büyük yıkımları yaratan, yaşanamaz hale getiren, toplumda adalet duygusunu onarılmaz şekilde zedeleyen yasadışı düzenlemelerin başında imar afları gelmektedir. Doğa olaylarının afete dönüşerek binlerce insanımızın hayatını kaybetmesinde, korunması gerekli doğal alanlarımız olan orman alanlarının ve su havzalarının giderek tükenmesinde, mera ve tarım alanlarının hızla ve sistematik bir şekilde yok edilmesinde, kentlerimizdeki kamusallıkların kaybında ve haksız kazanç ile yasadışı örgütlenmelerin güç kazanmasında imar aflarının çok büyük etkisi olmuştur. Dolayısıyla imar afları, uzun vadede hiçbir zaman ekonomik ve kentsel yaşam çevresi olarak topluma fayda sağlayan düzenlemeler olmadıkları gibi, toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açan popülist uygulamalar olmuştur. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanı'nın "İstanbul`a yıllarca ihanet ettik!" cümlesi geçmişe ait bir pişmanlık ve özeleştiri söylemini ifade eder gibi görünse de bu ihanet sürecinin, kendisinin de dahil olduğu siyasi parti temsilcileri tarafından ve deprem kuşağında, aktif fay hatlarının bulunduğu bir coğrafyada, 15 milyon yasadışı konutu yasal hale getirmek suretiyle devam ettirildiğini; kaçak yapılaşma ve doğal değerlerin tahribatının artarak sürmesinin de önünün açıldığını anlaşılmaktadır. "İmar Barışı" olarak topluma sunulan kaçak yapılaşma affı, çoğu zaman SGK ödemelerini gerçekleştirmediği için iskan ruhsatı alamayan müteahhitlerin kusurları nedeniyle mağdur olan vatandaşları gerekçe göstererek, yaşama, kentlere, doğaya ve topluma ihaneti meşrulaştırmaktadır. |