SPAN lang=EN>
Üç tarafı denizlerle çevrili olması, 77 bin kilometre akarsu ağı ve 400'e
yakın irili ufaklı gölü bulunmasına rağmen, Türkiye'nin su zengini bir ülke
olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. N. Mevlüt Aras, ancak bulunduğu coğrafya
özelliğinden dolayı su açısından şanslı bir ülke olduğunu söyledi. Doç. Dr.
Aras, "Şanslılığımızı avantaja çevirmek için Türkiye'de acilen su enstitülerinin
kurulması şart. Kurulacak su enstitüleri sayesinde enerji ihtiyacından su
balıkçılığına kadar birçok alanda ülkemize ekonomik katkı sağlanabilir. Su
enstitülerinin kurulması enerji santrallerinin kurulması kadar önemli" dedi.
Mevlüt Aras, açıklamasında son dönemlerde Karadeniz
Bölgesi'ndeki akarsular üzerinde kurulmak istenen enerji santralleri için
yapılan itirazların çıkar menfaatine dayalı olduğunu belirterek, karşı
çıkanların ileri sürdüğü mazeretlerin bilimsel verilerden uzak olduğunu dile
getirdi. Aras, Karadeniz'e dökülen kısa mesafeli küçük debili ırmakların var
olduğunu hatırlatarak, "Bu ırmakların mevsimlere göre akış rejimleri çok
değişken olabiliyor. Bu da zaman zaman sel ve taşkın felaketlerine sebep
olmakta. Dere veya nehirler üzerine kurulacak enerji santralleri sayesinde bu
olumsuzlukların önüne geçilebilir. Tam da bu noktada su enstitülerinin önemi
ortaya çıkıyor. Bölgedeki nehirler üzerine yapılacak sulama setleri, gölet ve
barajlarda sucul organizmaların özellikle balık faunasının muhafazası yanında
balık yolları ve basamakları oluşturularak kültür balıkçılığının önü açılabilir.
Yapılacak barajların ana isale hatlarında, kara ve su ziraatının entegrasyonu da
sağlanarak kültür balıkçılığının geliştirilmesi ile hem bölge insanı kalkınır,
hem de ülke ekonomisi kazanır. Konuya istemezük tarzıyla yaklaşıp çevreci
rollere girmek figüranlıktan öteye gitmez" açıklamasını yaptı. Aras, dünyada
insanlığın mevcut su potansiyelini korumadan, bilinçsiz bir şekilde kullanması
sonucu gelecekte ciddi su krizlerinin yaşanabileceğinin kaçınılmaz olduğunun
altını çizdi.
|