Sümerbank Kayseri Yerleşkesi Mutlaka Korunmalıdır!
1935 tarihli Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk kamu yatırımıdır. Bu özelliğinden dolayı da, 1999 yılında -özelleştirilmek yerine- kamulaştırılarak Erciyes Üniversitesi’ne devredilmiştir. 2003 sonunda ise, tarihi “anıt” olarak tescillenerek koruma altına alınmıştır. Ancak, tescil kararının alındığı

1935 tarihli Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk kamu yatırımıdır. Bu özelliğinden dolayı da, 1999 yılında -özelleştirilmek yerine- kamulaştırılarak Erciyes Üniversitesi’ne devredilmiştir. 2003 sonunda ise, tarihi “anıt” olarak tescillenerek koruma altına alınmıştır. Ancak, tescil kararının alındığı günden bu yana peşi sıra itiraz davaları açılarak karar bozulmak istenmektedir.
Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Neden Önemlidir? Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı(1930) kapsamında Sovyetler Birliği'nden alınan 8,5 Milyon Türk Liralık krediyle kurulmuştur. Temelleri, 20 Mayıs 1934'de dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından atılmış ve inşası 16,5 ayda tamamlanarak 16 Eylül 1935'de hizmete açılmıştır. Sovyetler Birliği’nde tasarlanan yapılar, betonarme ve yığma karma teknikle inşa edilmiştir. Halk tipi, ucuz pamuklu kumaş üretmek için kurulan Sümerbank Kayseri Fabrikası, İşletme(34.262 m2), Müdüriyet(462m2), Tamirhane ve Elektrik santrali gibi işletmeye yardımcı binalar (yaklaşık 4000m2), depolar ve sosyal tesislerin oluşturduğu 218.000m2’si kapalı toplam 922.500 ‘lik oturuma sahiptir. Hizmete açıldığı yıllarda, 2100 işçi ile 155 memur çalıştırmıştır. Türkiye'de sanayileşme hareketini başlatan, devlet tarafından yapılmış ilk tesis olan Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, yapıldığı dönem ve konumu itibariyle, büyük bir devrimin eseridir. Yapılış amacı, ekonomik ve sosyal işlevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslaşma çabalarıyla doğrudan ilgilidir. Bundan dolayı tesis, sadece Kayseri merkezli değil, o dönemde oluşturulmaya çalışılan ‘modern’ Türkiye hakkında genel bir değerlendirme olanağı sağlamaktadır.
Tesis, sadece bir sanayi yapısı değil, ardında "modernleşme" hareketinin tetiklendiği kentsel ölçekte bir düzenleme olarak değerlendirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, modernleşme hedefi için, 'Batılı' bir kent kurmuştur. Fabrika ve lojmanları bu ‘modern’ ütopyanın somutlaştırılmış halidir. Tesis, o dönemde büyük bir gurur kaynağı olmuştur. Dolayısıyla ‘modern’ olma ideali, toplumsal ülkü haline dönüştürmüştür.
Lojmanlar aynı zamanda, çevresini de şekillendirmiştir. 1950’li yılların başından 1971’e kadar, fabrikada çalışanların kurduğu kooperatifler ile, işletme çevresinde üretilen konutlara bir örnek olmuşlardır. Günümüzde, Yeni Mahalle, İkiyüz Evler, Bebek olarak bilinen mahalleleri kurmuştur. Sümerbank Kayseri Yerleşkesi Neden Korunmalıdır? Bir kenti yaşamak, kültürü ile bütünleşmeyi ve içeriğini oluşturan her değeri içselleştirmeyi gerektirir. Kenti oluşturan mimari ögeler ise bu içselleştirme sürecinin mekansal deneyim aktarım merkezleridir. Bu bağlamda, Cumhuriyet’in ilanının ardından kentin yeniden kurgulanmasını sağlamış olan Sümerbank Yerleşkesi, Kayseri kent kültürüne dahil olmak için deneyimlenmesi gereken önemli mekanlardan birisidir. Sümerbank Yerleşkesi, işletme binaları, sosyal tesisleri ve lojmanları ile ayrılmaz bir bütündür. Konumu ya da günümüzdeki yıpranmış fiziksel durumu ise, burada yapılmak istenenleri hiçbir biçimde haklı çıkaramaz. Yerleşkeyi var eden değerler, zamanın yıpranmışlığı ile yapılar üzerinde oluşmuş bozulmalardan çok daha önemlidir. Elbette, korumak sadece basit anlamda restore ederek; onararak, anlamsız ve kullanılmayan, anlamsız boşluklar yaratmak anlamına gelemez. Önemli olan, 'Modern' Türkiye'nin kurulmasında önemli rol oynamış, Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları’nın yıpranmışlıklarını giderilerek kentin yaşamına dahil edilmelidir. Bu aslında, -başta Kayseri’de yaşayan- herkesin “çağdaş” bir kentli olarak, yaşadığı kentin tarihi ile yüzleşmesi; Sümerbank Yerleşkesi ve benzeri anıtları, onlarla mekansal paylaşımlar kurarak onurlandırmasıdır. Yüksek Mimar Öğr. Gör., Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü buraka@erciyes.edu.tr |
-
Ben yukarıda bahsi geçen Sümerbank Kayseri Bez Fabrikasında 1935 yılından 1947 yılına kadar yaşamış birisiyim.Bu gün yaşım 77. Fabrikanın dış lojmanlarından 1.apartmanda senelerce oturduk. Daha sonra yeni yapılan 24 adetlik evlere geçtik. Kardeşlerim Kayseri'de doğdular. O evlerin çamaşırhanelerinde annelerimiz müştereken çamaşır yıkayıp, ortak paylaşımın çok güzel örneklerini verdiler. ilkokul çağına geldiğim zaman şehirde hükümet binasının arkasındaki Ahmet paşa ilkokuluna gittim. İlkokula 1939 yılında başlamıştım. Aynı sene ikinci dünya savaşı da başlamıştı. İlkokulu 1945 yılında bitirdim. Yani anlayacağınız bütün ilkokul tahsilim ikinci dünya savaşının içinde geçti. İlkokula başladığım ilk yıllarda fabrikanın tahsile başlayan çocuklar için tahsis edeceği bir vasıta yoktu. 1. apartmandan her sabah diz boyu kar içinde yola çıkardım. İlk bina Askerî dikim evi idi. Oraya kadar arazi bomboştu. Dikimevinden sonra tren hattına geçince de ilk bina halkevi binası idi. Lojmanlardan taaaa.. Erkilet'e kadar hiçbir yerleşim yoktu. Yaz günleri Sarmısaklı deresinin çamurlu sularında serinlemeye çalışırdık. 1983 yılında o günleri yeniden yadedebilmek için mimarlık fakültesine giden oğlumla beraber kayseri'ye gitmiştik. O zamanlar lojmanlardan sonra kooperatif evleri yapılmıştı. Eğer Allah izin verirse ölmeden evvel çocukluğumu yaşadığım, mahrumiyetler içinde geçen o yılları yeniden yad etmek üzere Kayseri'ye gitmek istiyorum. Ama korkum bildiğim, tanıdığım şeyleri yerinde bulamamak .Çünkü yukarıdaki yazıda okuduğum üzere lojmanların çamaşırhanelerini yıkmışlar. Biz lojmanlarda otururken Kayseri'de modern bir yapı olarak sadece hükümet binası,gar binası ve Kayseri lise binası vardı. Hunat mahallesi ve diğer mahallelerdeki evler hep kesme taştan yapılmış binalardı. Bir sene kadar Hunat mahallesinde de oturmuştuk. Duydum ki Hunat mahallesini yıkmışlar. Çok yazık, o evler apayrı özellikleri olan evlerdi. Başka ülkede olsa Hunat mahallesi gibi yerleri sit alanı yaparlar, gelişmekte olan modern şehrin ortasında onları müze olarak muhafaza ederlerdi. Yazık olmuş. YANITLA