amuoyunda ''Torba Kanun'' olarak bilinen kanun
kapsamında yeniden yapılandırılacak alacakların yapılandırılmasına
ilişkin usulleri belirleyen uygulama tebliği, bugünkü Resmi
Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. Maliye
Bakanlığının Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında
6111 sayılı Kanun Genel Tebliği, kanunda belirtilen ve Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile il özel
idareleri ve belediyelere ait alacaklara ilişkin hükümlerin uygulamasına dair
usul ve esasları düzenliyor. Kanun kapsamında
Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, il özel
idareleri, belediyeler (büyükşehir belediyeleri dahil), büyükşehir belediyeleri
su ve kanalizasyon idarelerinin alacaklarının yapılandırıldığı hatırlatılan
tebliğde, kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemlere açıklık getirildi.
Tebliğe göre, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi
cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer'i
alacaklar giriyor. Vergi, ''resim, harç ve fon payı ile eğitime katkı payını''
ifade ettiğinden, vergi alacaklarının yapılandırılmasında bunlar da dikkate
alınacak. Kanun kapsamına giren vergilerin
dönemlerine de açıklık getirilen tebliğe göre, 31 Aralık 2010 tarihinden (bu
tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar
verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları kanun kapsamında bulunduğu hatırlatıldı. Buna
göre, vergilendirme dönemi 15 gün olan vergilerde, vergilendirme döneminin bitim
tarihi ve beyanname/bildirim verme süresinin son günü Aralık/2010 ayı ve
öncesine rastlayan dönemler kapsama giriyor. Dönemin bitim tarihi Aralık/2010
ayına rastlamakla beraber beyanname/bildirim verme süresinin son günü Ocak/2011
ayına sirayet edenler kapsama girmiyor. Aynı
şekilde, 1-15 Aralık 2010 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen
ve dönemi izleyen 7'inci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi
dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama giriyor, buna karşılık
16-31 Aralık 2010 dönemine ilişkin olanlar kapsam dahilinde bulunmuyor.
Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen
mükellefiyetlerden, Kasım/2010 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama
giriyor, Aralık/2010 vergilendirme dönemi ise kapsam dışında kalıyor.
Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetlerde, vergilendirme
döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Aralık/2010 ayı ve
öncesine rastlayan dönemler kapsama giriyor, Aralık/2010 ayından sonraya
rastlayanlar kapsama girmiyor. Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflere
ilişkin geçici vergilerde ise geçici vergi dönemi ve beyanname verme süresi 31
Aralık 2010 tarihi ve bu tarihten önce olan dönemler kapsama giriyor.
Temmuz-Ağustos-Eylül-2010 dönemi (3 aylık) gelir stopaj vergisi ve katma değer
vergisi kapsama giriyor, Ekim-Kasım-Aralık/2010 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir
stopaj vergisi ve katma değer vergisinin dönemi Aralık/2010 itibarıyla
sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Ocak/2011 ayına rastladığından
kapsamda bulunmuyor. Yıllık beyanname ile beyan
edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetlerinde, vergilendirme dönemi
yıllık olan vergilerde, 2009 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme
dönemleri kapsama giriyor, 2010 takvim yılına ilişkin vergilendirme dönemi ise
kapsam dışı kalıyor. Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel
hesap döneminin kapandığı tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31 Aralık
2010 tarihi ve bu tarihten önce olanlar kapsama giriyor, bu tarihten sonra
olanlar ise kapsama girmiyor. 2010 yılı kıst
dönemlerine ilişkin olup vergi mevzuatı gereği 2010 yılı içerisinde verilmesi
gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme
süresinin son günü 31 Aralık 2010 tarihi ve bu tarihten önce olanlar yeniden
yapılandırma kapsamına giriyor. Tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi
gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31 Aralık 2010 tarihi ve
bu tarihten önce olanlar kapsama giriyor.
Tebliğde, kapsama giren mükellefiyetler, başvuru süresi ve şekli, alacak
tutarının tespiti, ödeme süresi ve şekli, kapsamlı ve örnekli olarak
anlatılıyor. Tebliğe göre, 6111 sayılı kanun kapsamına giren alacaklara
karşılık; kanunun yayımlandığı 25 Şubat 2011 tarihten önce tahsil edilmiş olan
tutarlar, kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar, kanunun 20'inci maddesinin
birinci fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya
diğer kanunlar uyarınca ödenen faizler, red ve iade edilmeyecek. Ancak, kanun
kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlara karşılık kanunun yayımlandığı
tarihten önce ödeme yapılmış olması ve mükelleflerin kanundan yararlanmak için
başvuru yapması halinde tebliğde belirtilen şekilde işlem yapılacak.
Kanun hükümlerine göre yazılı olarak yapılan
başvuruların (elektronik ortamda yapılması zorunlu olan beyan ve bildirimler
hariç), taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi halinde postaya verildiği
tarih, adi posta ile gönderilmesi halinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına
intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacak. Kanundan
yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, kanunda öngörülen katsayı uygulaması
hariç olmak üzere, kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz,
gecikme zammı, gecikme cezası gibi herhangi bir fer'i alacak tatbik edilmeyecek.
Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan
vazgeçmeleri gereken borçlular, kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için
ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini
belirtecek. Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine, tebliğ
uyarınca ilgili idareye verilmesi uygun görülen idari para cezaları
ihtilaflarına ilişkin dilekçeler ise ilgili idareye verilecek ve bu dilekçelerin
tahsil dairelerine/idareye verildiği tarih, ilgili yargı mercine verildiği tarih
sayılarak dilekçeler ilgili yargı mercine gönderilecek. Kanun hükümlerinden
yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların
bu ihtilaflarıyla ilgili olarak kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ
edilen kararlar uyarınca işlem yapılmayacak ve bu kararlar ile idare aleyhine
hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekalet ücreti bulunması halinde, bunlar
talep edilemeyecek. Kanun hükümlerine göre verilecek bildirim ve beyannameler
için damga vergisi alınmayacak.
|