Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

2. Adana Mimarlık Festivali

Mimarlar Odası Adana Şubesi tarafından, Heval Zeliha Yüksel küratörlüğünde ve Celal Abdi Güzer danışmanlığında düzenlenen, 2. Adana Mimarlık Festivali 23-25 Ekim 2025 tarihlerinde ‘Güneye Bakmak’ temasıyla gerçekleşecek.

yapi.com.tr

Buluşmalar

2. Adana Mimarlık Festivali
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 23 Ekim 2025
BİTİŞ TARİHİ: 25 Ekim 2025
YER: Adana Müze Kompleksi
DÜZENLEYEN:

Mimarlar Odası Adana Şubesi

DİĞER BİLGİLER:

IG: @mimarlarodasiadana @adanamimarlikfest

+ Ajandama Ekle

2. Adana Mimarllık Festivali Tema Metni:

 “Yerleşmek, bir yere ait olmak demektir.” [1]

Adana Mimarlık Festivali “Güneye Bakmak” temasıyla, mimarlık disiplinini yerellik, ait olma, iklim, tarih, kültür ve toplumsal yaşantı bağlamında değer üretimi üzerinden yeniden düşünmeye davet ediyor.

Mimarlığın yalnızca yapısal bir düşünme biçime ile değil; aynı zamanda kültürel süreklilik, iklimsel uyum, yerle temas ve ilişki biçimleri üzerinden okunması gerektiğini vurguluyor. Aynı iklimsel ve kültürel verilerle inşa edilmiş olmalarına rağmen farklı kaynaklara referans veren projelere alan açarak, mimarlığın ait olduğu toplumun ve yerin değerlerini yeniden tartışmaya açmayı amaçlıyor.

Festivalin ana teması “Güneye Bakmak”, salt bir yön tayini değil; coğrafi gerçekliğe, çevresel koşullara ve gündelik yaşama yönelik bir duyarlılık geliştirme biçimi olarak yorumlanıyor. Bu bakış, sezgisel, geleneksel ve anonim bilgi biçimlerini; yapının işlevi, tekniği ve ait olduğu toplumla ilişkisini ontolojik bir sorgulama alanına taşıyor.

Güneyin çağrıştırdığı 'Sarı, Sıcak ve Gölge', çevresel ve mekânsal ilişkilere odaklanan üç kavramı işaret ediyor. Sarı, yerel malzemelerin ışık ve zamanla kurduğu bağın mekânsal hafızadaki karşılığını hatırlatır. Sıcak, yönlenme, gölgeleme, geçirgenlik, hava akışı ve malzeme seçimi gibi mimari kararların arkasındaki temel iklimsel etkenlerden biridir. Gölge ise yalnızca fiziksel bir koruma aracı değil; aynı zamanda kamusal yaşamın örgütlenmesinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkar.

Bu kavramlar, birlikte düşünüldüğünde, mimari tasarımı yönlendiren iklimsel koşullar, yapım kararlarını şekillendiren fiziksel bağlam ve toplumsal yaşantıyı biçimlendiren mekânsal stratejiler arasındaki ilişkilere işaret eder.

Festivalin gündemine almayı hedeflediği Akdeniz Mimarlığı ise, bölgesel bir üslup tanımının ötesinde; iklimle kurduğu uzlaşma, topografyayla ilişkisi, malzemenin doğasına gösterdiği dikkat ve gündelik yaşamla bütünleşmesi üzerinden çok katmanlı bir yapım kültürü olarak okunabilir. Taş duvarlar, içe dönük avlular, saçaklar ve geçici örtüler gibi pasif iklim stratejileri, bu yapım kültürünün tipik unsurları arasında yer alır. Taş, kerpiç, kireç ve ahşap gibi yerel malzemeler, yapıların hem estetik hem de yapısal karakterini belirlerken; üretimsel ve kültürel hafıza katmanlarını da taşır.

Adana’dan güneyin doğusuna ve batısına uzanan geniş coğrafya boyunca kıyı kültürünün, göçün, tarımın ve zanaatın şekillendirdiği zengin bir zemin kültürü izlenebilir. Yapı, bedenin gölgesi; yer, yaşamın örgütleyicisidir. Bu bağlamda yapı ile yer arasındaki ilişkinin kurucu rolüne işaret eder.

Tarih boyunca farklı göç hareketlerinin şekillendirdiği bu coğrafyadaki çok kültürlü yapı; mimarlığın yalnızca fiziksel mekânı değil, toplumsal ilişkiler ağını ve kültürel temsilleri de biçimlendiren bir alan olduğunu hatırlatır. Farklı toplulukların mekânsal ihtiyaçlarını, hafızalarını ve aidiyet arayışlarını kapsayan kapsayıcı ve diyalojik üretim biçimleri bu noktada önem kazanır.

Bu mimarlık anlayışında malzeme, yalnızca strüktürel bir taşıyıcı olarak değil; belleğin, iklimle kurulan ilişkinin ve kültürel sürekliliğin taşıyıcısı olarak görülür. Taşın serinliği, toprağın dokusu, sıvanın çatlakları ve yüzeyin aşınmışlığı, mekânsal hafızanın fiziksel ifadelerine dönüşür. Adana’da zemin katlar, sokak eşikleri, avlu geçişleri ve saçak altları, kamusal yaşamla örülmüş gündelik alanlara karşılık gelir. Bu yapıların çoğu anonimdir; ustaların, kullanıcıların ve zanaatkârların sezgisel bilgisiyle biçimlenir. Mimarlık, bireysel bir tasarım eyleminden çok kolektif bir yaşantı süreci olarak ortaya çıkar. Juhani Pallasmaa’nın sözleriyle: “Mimarlık, yalnızca görmekle değil; dokunmakla, yürümekle, yaşamakla kurulur.” [2]

Akdeniz mimarisi, Akdeniz’e özgü yaşam biçimlerinin, iklimin ve toprağın bilgeliğiyle şekillenen bir yansıması olarak okunabilir. İnsan yapımı ile doğa arasındaki uzun soluklu ilişkinin sessiz tanıkları olan yapılar, taş, su ve güneşle kurdukları bağ üzerinden bir hafıza inşa eder.

Günümüz Akdeniz kentlerinde karşılaşılan önemli durumlardan biri, atıl yapı stoğudur. Bu yapıların dönüştürülmesi, yalnızca fiziksel yenileme değil; toplumsal işlevlendirme, kültürel mirasın sürekliliği ve ekolojik uyum açısından da farklı senaryolar üretir.

Festivalin kuramsal zemini Kenneth Frampton’un eleştirel bölgeselcilik yaklaşımına dayanır; modernitenin evrenselci soyutlamaları ile nostaljik tarihçiliğe mesafe alarak “arka-muhafız” bir konumda anlam bulan bir mimarlık anlayışı, yerel malzeme, topoğrafya ve iklim koşulları üzerinden bir direnç dili geliştirir [3]. Paul Oliver’ın vernaküler mimarlık çalışmaları, bu direncin toplumsal süreklilik içinde nasıl biçimlendiğini görünür kılar [4]. Turgut Cansever’in ifadesi ise bu yaklaşımın özünü açıklar: “Bir yapının değeri, çevresiyle ve kültürel bağlamla kurduğu ilişkide yatar.” [5]

Fernand Braudel’in sözleriyle, “Akdeniz sadece bir deniz değildir; onu çevreleyen kitleler hâlindeki dağlar, ovalar, insanlar ve onların yaşam biçimleriyle birlikte bir bütünlüktür.” [6] Mimarlık, bu bütünlüğün ve tarihsel sürekliliğin parçası olarak, içinde yer aldığı bağlamı anlamak ve onunla ilişki kurmak üzerinden yeniden düşünülür.

Adana Mimarlık Festivali, coğrafya ile uyum, malzemeyle kurulan bağ, gölgenin serinliğinde gündelik hayatın ritmi ve zeminle temas; tasarımın ötesinde yaşam biçimleri ve kültürel devamlılıkla ilişkileri yeniden sorgulamayı amaçlar.

“Güneye Bakmak”, toprağın sarısında, taşın çatlağında ve gölgenin sessizliğinde yeniden kurulan bir mimarlık düşüncesine işaret eder. Bu yaklaşım, yüksek sesle değil; dirençli, duyarlı ve yerle bağlı bir varlık gösterir. Cengiz Bektaş’ın sözleriyle: “Bir yapının kimliği, toprağından, ikliminden, ustasından ve insanından gelir.” [7]

Bu festival, yerel karakterin izlerini sürerek kentin mimarlığını yeniden düşünmeye, hatırlamaya ve yeni sorular sormaya davet ediyor.

 

Referanslar

[1] Norberg-Schulz, C. (1980). Genius Loci: Towards a Phenomenology of Architecture. New York: Rizzoli.

[2] Pallasmaa, J. (2005). Encounters: Architectural Essays. Rakennustieto Publishing.

[3] Frampton, K. (1983). “Towards a Critical Regionalism: Six Points for an Architecture of Resistance.” In H. Foster (Ed.), The Anti-Aesthetic: Essays on Postmodern Culture (pp. 16–30). Seattle: Bay Press.

[4] Oliver, P. (1997). Encyclopedia of Vernacular Architecture of the World. Cambridge University Press.

[5] Cansever, T. (2007). Turgut Cansever ile Konuşmalar (Der. Uğur Tanyeli & Cengiz Eruzun). İstanbul: Timaş Yayınları.

[6] Braudel, F. (1949). La Méditerranée et le monde méditerranéen à l'époque de Philippe II. Paris: Armand Colin.

[7] Bektaş, C. (1996). Mimarlıkta Eleştiri. İstanbul: Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları.

_____

Küratör: Heval Zeliha Yüksel
Danışman: Celal Abdi Güzer

Festival Katılımcıları: Abdurrahman Çekim, Burcu Kütükçüoğlu, Bünyamin Atan, Ceyhun Baskın, Emine Öğün, Eren Tümer, Erol Doğan, Eylem Kırbaş Özdemir, Duygu Saban, Gökhan Uşma, Hakan Demirel, Necmi Karul, Mehmet Öğün, Murat Germen, Murat Şahin, Nevzat Sayın, Nimet Özgönül, Ömer Selçuk Baz, Özlem Şenyiğit Sarıkaya, Salih Küçüktuna, Semra Uygur, Şebnem Yalınay

2. Adana Mimarlık Festivali 23-25 Ekim 2025 tarihlerinde ‘Güneye Bakmak’ temasıyla Adana Müze Kompleksi’nde gerçekleşecek 2. Adana Mimarlık Festivali'nde Akdeniz’in hafızasıyla kurulan bağları paneller, sergiler, atölyeler ile yeniden düşünmeye davet ediyor.

Atölye 1: Mekânsal Dokuma

Pamuk halatlar ve kil tuğlalarla güneşin hareketine göre örülen parametrik bir kurgu üretmeyi amaçlıyor. Katılımcılar hem Rhino & Grasshopper ile parametrik tasarım deneyimi kazanacak hem de sahada halat ağı ve tuğlaların yerleşimiyle mekânı birlikte kuracaklar.  

Atölye 2: Kentsel Motiflerden Gölge Mekânlara

Adana’nın kentsel belleğinde yer alan desenleri araştırmayı, bu desenleri grafik bir dile dönüştürmeyi ve sonunda pamuk kumaş ve jüt ipten oluşan kolektif bir gölgelik enstalasyonu üretmeyi amaçlar. Katılımcılarla atölye öncesinde online bir görüşme ve ön çalışma yapılacak, atölye günü fiziksel üretim yapılacaktır. Atölye sürecinin gözlemden üretime, grafik tasarımdan mekânsal kurguya uzanan bütüncül bir deneyim sağlaması amaçlanmaktadır. 

Atölye 3: Zaman Katmanlarında Çizgisel İzler

Mekan bize içinden geçen zamanı ve aktörlerini saklı bir şekilde anlatır. Bu deneysel eskiz atölyesinde, müze mekanlarının yüzeylerinde oluşan izlerin peşine düşülecek, ışık ve gölgenin desteğiyle katmanlı zaman izleri yakalanacaktır. Katılımcılar birlikte yeniden yarattıkları kolajın sonunda bu izleri salt biçimsel temsiller olarak değil, kolektif zamanın taşıyıcıları olarak da yorumlamayı deneyimleyecekler.

Katılımcılar mekanı görsel olarak deneyimleyecekler ve belgeleyecekler. Kavramsal tartışmalar ile beslenen eskiz sürecinin ardından bu veriler, deneysel eskiz yöntemi ile kumaş üzerine atık malzemeleri kullanarak yorumlanacak.

Atölye 4: Güneyden Bakmak

"Güneyden Bakmak’’ atölyesi mimarlık üreten, kullanan herkesin sözünü üretebileceği bir alan yaratmayı amaçlamaktadır. Güney'in kent ve mimarlık gündemini festivalin de tartışma başlıkları üzerinden konuşmayı ve kayıt altına almayı hedeflemektedir. Sadece geçmişin belleğini değil anın da kaydının tutulacağı bir sözlü tarih çalışması yapmak atölyenin başlıca hedeflerindendir.

Atölye 5: Işığın Destanı

Yaşar Kemal ve Abidin Dino arasındaki diyalektik, atölyenin kavramsal temelini oluşturur. Yaşar Kemal’in romanlarında “sıcak ile serinlik arasındaki karşıtlık”, gövdesini güneşe teslim etmiş bir çınarın altında hissedilen gölgeyle dengelenir. Abidin Dino’nun fırça darbelerinde içeriden dışarıya parlayan ışık, gölgeyle iç içe geçmiş ritmik formlar da bu coğrafyayı en iyi anlatan görsel ifadelere dönüşüverir.

Işık, atölyede başlı başına bir ifade aracıdır. İçeriden dışarıya taşan ışık, dramatik bir sahnedir. Yaşar Kemal’in sayfalarında sabahın ilk ışıkları köy odasına dolarken, gölgeler yavaş yavaş çekilir; Abidin Dino’nun resimlerinde ışık, kimi zaman keskin, kimi zaman yumuşak, dağınık bir şiirsel ifadeye dönüşür. Bir gölgelik aynı zamanda bir sahne, bir anlatı ve kolektif hafızadır. Katılımcılardan beklenti, ışığın ve gölgenin bu çok katmanlı anlatımını mekânsal deneyimlere dönüştürmeleridir.

Atölye, ilk gün kavramsal tartışmalar ve “3mtx3mtx3mt” iskelet halindeki kübün giydirilmesi ile oluşacak “bir enstelasyonun happening alanına dönüşüm” kurgusunu tasarlar. İkinci ve üçüncü gün bu iskelet sisteminin Çukurova’nın emekçileri Mevsimlik İşçilerin Çadırlarından yola çıkılarak giydirilmesi gerçekleştirilir: çadırlardaki hayatlar, çocuklar, hikayeler, desenler, dokular, izler, gölgelikler, güneşlikler ve tabi ki sesler, ışıklar ile gölgeler… Üç gün boyunca katılımcılar, Çukurova’nın ışığını, gölgesini, kokusunu, serinliğini ve yağmurunu üretecekleri örtü ile Çukurova’yı görünmeden var eden Mevsimlik İşçilerin sesini/çığlığını, varlıklarını hatırlatarak kurulan iskeletin üzerine serecekler, tüm tartışma ve üretimler alanda festival ziyaretçilerini de dahil ederek üretilecek; süreç yalnızca bir tasarım pratiği değil, aynı zamanda edebi ve sanatsal bir tartışma zemini oluşturacaktır.

▫️ 22 Ekim → Yüz yüze kavramsal tartışma ve kurgunun hazırlanması

▫️ 23–24 Ekim → Alanda enstelasyonun eş zamanlı gerçekleştirilmesi

Atölye 6:

“Diyalog” atölyesi, Çukurova’da kullanılan yerel malzemeler olan tuğla ve ahşabın bir araya gelerek kurduğu yapısal ilişkiyi araştırmayı amaçlar. Katılımcılar, harman tuğlası, ateş tuğlası, hafif kil tuğlası ve kızılçamla çalışarak geleneksel yapım tekniklerini çağdaş bir yaklaşımla yeniden yorumlayacaklardır. Atölye sürecinde malzemeyle birebir temas kurularak strüktürel denemeler yapılacak ve yerinde üretim deneyimi kazanılacaktır.

Festival Programı:

http://www.yapi.com.tr/etkinlikler/2-adana-mimarlik-festivali-_211344.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!