Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Direniş İstanbul’u Çağırıyor

Direnistanbul IMF ve Dünya Bankası toplantılarının yapıldığı ekimin ilk haftasında gerçekleşen protesto eylemleri sırasında sesini en çok duyuran oluşumlardandı. Aylar öncesinden “İstanbul için isyan vakti” demeye başladılar. Orta Avrupa’da yaşadıkları kötü tecrübelerden sonra İstanbul’u rahat rahat toplanıp dünyanın geri kalanının kaderini

Cumhuriyet DERGİ
Direniş İstanbul’u Çağırıyor

br />
İdeoloji değil çözüm

Direnistanbul için IMF protestosu aslında hayatın her alanında sözlerini söylemek için zemin oluşturması açısından önemli. Bu yüzden hafta boyunca yaptıkları eylemlerin her biri farklı bir tema içeriyordu. Toplumun farklı kesimlerindeki dertlere ortak olma çabası her zaman samimi bulunabilecek bir şey değil. Onlar bu sorunu muhataplarıyla bire bir ilişkiler kurarak çözme yolunu seçmişler. Deniz, yaşanılan ayrımcılığın zaten kendiliğinden bir ortak zemin oluşturduğunu bu yüzden fikir çeşitliliğinin bir sorun oluşturmadığını söylüyor. Leman da yaşadığı birçok örgütlenme deneyiminin ardından bir ideoloji için değil de daha somut dertler üzerine örgütlenmenin gerekliliğine inanmış. Bu yüzden Direnistanbul’un oluşturmak istediği zemin onun için fazlasıyla uygun.

Başta bahsettiğimiz eylemlerdeki yaratıcılık da bu çeşitliliğin sonucu olsa gerek. Çıkan gürültü belki kolluk kuvvetlerini fazlasıyla rahatsız ediyor ama Leman, “Asıl amacımız eylemleri biraz şenliklendirmek. Ciddi, kortej havasında yürüyüşler değil de herkesin eğlendiği eylemler yapıyoruz” diyor. Belki de Direnistanbul’un yaşça genç isimlerden oluşması veya Leman’ın dediği gibi “şenliği de direniş olarak görmekle alakalı.” Atalay da hemen ekliyor; “Şenlik de bir direniştir ama her direniş şenlik değildir. Oturma eylemi yapmamız ya da toplu halde kendimizi gözaltına aldırmamız da bir direniştir.” Kürşat’sa bu şenlik havasının tamamıyla kendiliğinden oluşmadığını söylüyor. Hatta Almanya’dan gelen bir ritim grubu Direnistanbul trampetçileriyle birlikte çalışıyormuş. Kürşat ve diğerleri hafta boyunca kendi faaliyetlerinin yanı sıra sendikaların önderlik ettiği eylemlerde de yer aldı. Elbette orada Direnistanbul’unkiler kadar hareketli bir kalabalık olmuyor. Hatta hiyerarşik bir durumun söz konusu olduğunu da söyleyebiliriz. Leman da, “Orada yer alan örgütlenmeler zaten antiotoriter örgütlenmeler değil, dahil olanlar da bunu bilerek onlarla hareket ediyor. Bizse işlerin böyle yürüyeceğine inanmıyoruz. En azından böyle bir işleyişin içinde yer almak istemiyoruz. Bizimkisi antiotoriter bir yapılanma” diyor.

Eylemleri gürültü çıkarmakla sınırlı değil. Toplumsal cinsiyet eyleminde ponpon kız kıyafeti giymiş erkekler ve erkek kıyafeti giymiş kadınlar kendilerine eşlik eden polisleri de fazlasıyla güldürmüş. Leman, yaratıcı eylemlerin polisle aralarında farklı bir iletişim oluşturduğunun farkında. “Karşındakinin de insan olduğunun farkına varmalarını sağlıyor” diyor. Kürşat’a göre bu tip eylemlerin farklı işlevleri de var: “Polisin tamamıyla bir saldırı aygıtı, kamu düzeni için değil de farklı sesleri ortaya çıkarmak için kurulmuş bir örgüt olduğunu deşifre etmek için de bir taktik. Alaya alıyoruz ve bir anlamda façasını bozuyoruz.”

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4  |   5  |   6
http://www.yapi.com.tr/haberler/direnis-istanbulu-cagiriyor_73171.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!