'Rehabilitasyon' öldürür:Radikal, 6 Temmuz 2005
22. Dünya Mimarlık Kongresi'ne katılan mimarlar 'İstanbul'un kanayan yarası' olarak adlandırılan Tarlabaşı'nı gezdi. Mimarlar, 'Tarlabaşı'nı rehabilite etmek, bölgeyi öldürmek olur' fikrinde birleşti. Üç yılda bir yapılan Dünya Mimarlar Kongresi'ne katılan mimarlar, dün Kongre Vadisi'nden çıkıp İstanbul'un diğer yüzüyle tanıştı. 22. Dünya Mimarlık Kongresi kapsamında düzenlenen yan etkinliklerden biri dün Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleşen 'İstanbul'un Görünmez Merkezi Tarlabaşı' adlı paneldi. Kongre kapsamında İstanbul'a gelen mimarları, sosyologları, sivil toplum örgütlerini ve halkı bir araya getiren panelde önce Prof. Dr. Alper Ünlü, Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm ve Yeni Yerleşmeler Müdürlüğü için hazırladıkları 'Beyoğlu Çöküntü Alanlarının Rehabilitasyonu' adlı projeyi tanıttı. Dört bölgede uygulanacak Tarlabaşı'nın rehabilitasyonunu konu alan projenin semtin dört ana bölgesinde uygulanmasını hedefleniyor. Semtin ikisi Tarlabaşı Bulvarı'na paralel, diğeri bulvarın üzerinde, sonuncusu ise Tarlabaşı'nın iç kesiminde yer alan dört bölümü yeniden yapılandırılacak. Prof. Dr. Ünlü, Tarlabaşı Bulvarı'nı yapmak amacıyla 167'si Anıtlar Kurulu'na tescilli 370 yapının yıkıldığını ve semtin bu nedenle Beyoğlu'ndan kopup kendi kaderine terk edildiğini ve bu projeye söz konusu bölgenin İstanbul'un en büyük suç oranlarından birine sahip olduğu için giriştiklerini söyledi. 25 milyon avroluk proje Söz konusu dört mahallede devlete ait binaların yüzde 11'lik bir kesimi oluşturduğunu anlatan Ünlü bunun da projenin uygulanmasını kolaylaştıracağını belirtti. Hedefin bölgeyi bir kültür, öğrenci barınma ve tıpkı yanı başındaki Talimhane gibi bir turizm merkezi yapmak olduğunu da ifade eden Ünlü maliyetin ise yaklaşık 25 milyon avro olduğunu açıkladı. Belediye için gerekli tüm envanterleri, projeleri çizdiklerini söyleyen Ünlü henüz bir cevap alamadıklarını söyledi. Tarlabaşı sakinleriyle sohbet Sunumun ardından özellikle yabancı konukların katılımının yoğun olduğu grup, Prof. Dr. Ünlü'nün 'kentin kanayan yarası' olarak tanımladığı Tarlabaşı'nda bir geziye çıkarıldı. Rehabilite edilmesi planlanan bölgeyi gezen kongre katılımcısı grup, özellikle semtin renkliliğinden çok etkilendi. Tarlabaşı sakinleri ise binalarının yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı endişelerini dile getirdi. Geziden sonra ise grup rehabilitasyon projesini tartışmak için Yapı Endüstri Merkezi'nce düzenlenen bir panelde yeniden bir araya geldi. Çıkan sonuç ise oldukça şaşırtıcıydı. Çünkü yabancı mimarlar sokaklara asılan çamaşırları, sokaklarda oturup tüm ihtiyaçlarını dışarıda karşılayan halkı, Mardinli ile Sri Lankalının, komi ile travestinin bir arada yaşamalarını çok renkli ve güzel bulduklarını söyleyerek bu bölgenin rehabilite edilmesinin bölgeyi öldüreceğini ifade etti. Kanadalı bir mimar, "Bu derece canlı bir yerin değerini anlamak çok önemli. Bizler Kuzey Amerika'da böyle bölgelere hasret yaşıyoruz" derken Çinli bir meslektaşı, "Tıpkı Çin'e benziyor. Her şey iç içe geçmiş, altyapı sorunları halledilmeli ama bu çeşitlilik korunmalı" diye konuştu. Türk mimarlar da yabancı meslektaşlarıyla aynı fikirleri paylaşırken buranın sorunlarının kendi içinde halledilmesi gerektiğini söyleyerek benzer şekilde başlayan Fener - Balat projesinin başarısız olduğunu savundu. Yerli ve yabancı mimarlar İstanbul'da yığılan yoksul nüfus için bir tür barınak özelliği taşıyan Tarlabaşı'nın rehabilitasyonunun bölgenin özelliğini yok edeceğini ve sadece yeni rant kapıları açacağını iddia etti. Bu habere buradan ulaşabilirsiniz.
|
