"TOKİ şu anda inşaat sektörünü ayakta tutma ve krizi aşma yönetiminin bir aracı olarak kullanılıyor"
TOKİ’nin şu anda inşaat sektörünü ayakta tutma ve krizi aşma yönetiminin bir aracı olarak kullanıldığını savunan Tezcan Karakuş Candan ise, şunları söyledi:
"Sadece konut ve yerleşim yeri planı seçerken değil, konuta oturduğunuzda da TOKİ bir ipotek üzerinden işlem yaptığı için konutunuz üzerinde hakkı var. Konutunuzun olduğu sitenin bütün alt yapısını, organizasyonunu ve işletmesini, sitenin yönetimini de aslında TOKİ belirliyor. Siz orada herhangi bir şeyi beğenmiyorsanız, bir altyapıyı, harcamayı fazla buluyorsanız itiraz edemiyorsunuz. Mülkiyet hakkı henüz sizde olmadığı için henüz bir şey yapamıyorsunuz. Konutun işletim sistemi ile ilgili de yeni bir rant yaratılıyor. Gölbaşı – Örencik konutlarında site yönetimi ile ilgili böyle bir sıkıntı yaşandı. Bir yolsuzluk olayı yaşandı; site yönetiminde yer alan bir kişi bunu itiraf ettiği için TOKİ tarafından görevden alındı. Oradaki kullanıcılar ve hak sahipleri sürece müdahale edemediklerini söylediler".
Dar gelirli gruplar için yapılan yer seçimi de eleştiri konusu
Candan, TOKİ’nin dar gelirli gruplar için yaptığı yer seçimini de eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yer seçimleri de çok ilginç; seçimin bir sosyal dışlamaya olanak vermemesi gerekiyor. Sosyal konut için seçilen yer bir Çankaya değil; Mamak’taki Kusunlar seçiliyor. Yoksulların belli bir noktada yaşadığı, hizmetleri ona göre aldığı, konut kalitesinin ve konutta kullanılan malzemenin bile ona göre kullanıldığı bir süreç yaşanıyor. Bu açıdan genel olarak hedefi toplumun konut ihtiyacın çözmek olan TOKİ, giderek aslında kendi ekonomik krizini çözmeye çalışan ve ona kaynak yaratan bir ortama doğru gidiyor. TOKİ insanların en güzel hayaline cevap vermeye çalışıyor; ama herkesin 'bir yuvamız olsun', 'bir evimiz olsun' hayali üzerinden başka bir ticaret yapıyor. İnsanların hayalleri üzerinden tacirlik yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bu konuda ciddi bir araştırma sürecine girdi; orta gelirli insanların bir kısmı taksit ödeyemediği için iade ediyor olabilir, ama alt gelir grubu iade etmiyorsa teslim edildikten sonra taksitler başladığı için, sorunları görememesinden kaynaklı. Süreç içerisinde bunu fark edecekler. Özellikle böyle istif gibi yapılmış, üst üste yapılmış konutların insan psikolojisini çok derinden etkilediği, komşuluk ilişkilerini çok derinden yaraladığını düşünüyorum, çünkü alt gelir grubundan insanlar daha çok gecekondu bölgelerinde yaşıyorlar, sosyal bir paylaşım ortamları var, İnsan çevresiyle toplumsal bir varlıktır. Son dönemdeki bütün konut politikaları ile yabancılaşıyoruz. Bazı ülkelerde sosyal kaynaşma ve komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi üzerine bile projeler geliştiriliyor”.
“Yeni Büyükşehir Belediyeleri, temsiliyet sıkıntısı yaratır”
'Yeni Büyükşehir Belediyeleri' de toplantıda tartışılan konu başlıklarından biri oldu. Konuyu temsiliyet üzerinden değerlendiren Şube Başkanı Ali Hakkan, düzenlemenin artı yönleri olmakla birlikte çeşitli riskleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekti.
"13 il daha Büyükşehir statüsüne geçecek. Bunun getirdiği artı hanesine yazılacak şeyler var gibi; yetkilerin tek elde toplanması, yatırımlar ve planlama süreçleri açısından iyi olabilir. Ama gerçek öyle değil. Büyükşehir Belediyesi kent sınırlarının tamamından sorumlu oluyor ve bütün hizmetleri götürmek zorunda. İlçe ve belde belediyelerinin yetkileri elinden alınıyor görünüyor. Temsiliyet açısından sıkıntılar var. Kent sınırları içerisinde beldede oturan bir halk, yerel yöneticisini, meclis üyelerini seçemiyor; sadece Büyükşehir'de oy kullanıyor. İlçe belediyeleri, sadece bölgesinde çöp toplayan bir konuma düşme tehlikesi ile karşı karşıya".
Tezcan Karakuş Candan ise düzenlemenin, hükümetin ihtiyaçları üzerinden yapılacak bir reform olarak çıkacak gibi göründüğünü savunarak, "Bu, Türkiye’nin önünü açacak bir proje olmaz. İl Özel İdarelerinin işlevsizleşeceği çok açık. Hükümet, hiçbir zaman böyle bir taslak çalışması yaparken konunun taraflarıyla iletişime geçmiyor. 29 Büyükşehir Belediyesi’nin olması demek, bütçelerinin de farklılaşması demek. Kentleşme nüfusu artacak, yüzde 85’lere çıkacak” eleştirisinde bulundu.
|