br />
Korunması beklenen kimlik
- Peki, yeter ki bu tür dönüşümlerle elde edilecek gelir sanata geri
dönsün görüşüne neler söylersiniz?
- Kuşkusuz sanatın toplumda farklı kurum ve kuruluşlar ve yönetimler
tarafından sürekli desteklenmesi gerekir. Ancak kültür varlığı olarak tescilli,
topluma mal olmuş bir yapıyla özelleştirmeci bir yaklaşımın bütünleşmesinden söz
ediyorsak, bunu elde edilecek gelirle değerlendirmek doğru olmaz.
Burada korunması beklenen, mirasın bütününe yansıyan kimliktir ve cephenin
ticari amaçlı kullanımı, özel bir restoran işletmesi ve başkaları da
eklenebilecek rant amaçlı kullanımlar yaratmak kültür sanat çevrelerinde ve
kamuda haklı bir tartışma açmıştır.
- Sonunda projede bir uzlaşma sağlandı. Buna karşın AKM’de
restorasyon çalışmaları neden başlamadı? İş gerçekten bir inatlaşmaya mı
döndü?
- Bu soruyu 2010 Kültür Ajansı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sormak
gerekir. Her iki kurum da sorumlu olarak birbirlerini gösteriyorlar. Daha doğru
anlayabilmek için süreci başından bugüne izlemek ve tekrar değerlendirmek
gerekir. AKM’nin iyileştirilmesi, sağlıklılaştırılması konularında adımlar
atılmış, proje tartışmaya açılmış ve bir noktada uzlaşılmıştır. Yenileme projesi
uygulama için hazırlanmış, yasal sürecini tamamlamıştır.
Sabırsız bir bekleyiş sürmekte
- Şimdi beklenen nedir öyleyse?
- 2010 Kültür Ajansı’nın, vaat edildiği gibi ödeneği aktarması, uygulamayı
başlatmasıdır. Toplumda, kültür sanat insanları arasında bu konuda haklı olarak
sabırsız bir bekleyiş sürmekte.
- Restorasyon çalışmalarının başlayamamasının sorumlularından biri
olarak görülüyor Mimarlar Odası. Hatta “muhalefet yapmak adına muhalefet
yaptığınız” düşünülüyor çoğu kimselerce, “İstemezük”çüler deniliyor…
- Kentsel mekân giderek hızlanan ve yoğunlaşan biçimde imar rantı ve
özelleştirme politikalarına açılıyor. Dönüşüm projeleri olarak gündeme gelen
projelerde detaylı olarak incelediğinizde toplumsal yarar yerine kişisel ya da
özel çıkar zihniyetiyle karşılaşıyorsunuz. Dönüşüm gerekçesi kullanılarak birçok
değer yitiriliyor, mekân özelleştiriliyor, yapılaşmaya açılıyor. Bu denli hızlı
bir “dönüşüm” yaşanmamıştı belki de bugüne dek.
Böyle bir tablo karşısında Mimarlar Odası kamuya karşı taşıdığı kurumsal
sorumluluk gereği sorgulamacı olmak durumunda. Bu nedenle daha fazla sorgulama,
itiraz platformu oluşuyor, hukuki süreç başlatılıyor. Mimarlar Odası
çalışmalarını yakından izleyenler bunun tutarlı bir kamusal yarar politikası
olduğunu kolaylıkla görebilirler. Muhalefet yapmak için muhalefet yapılmadığı
açıktır.
Ancak ne var ki, toplumumuzda ve meslek alanımızda sürdürülen kamu yararı ve
hukuk mücadelesini bu şekilde formüle ederek kullanmak isteyenler az değil.
Özellikle “istemezükçüler” tanımlaması, bugün çok yanlış ve haksız bir
tanımlama, bir karalama politikası olarak karşımıza çıkıyor. Bu söylem sivil
toplumun sesini bastırmaya yönelik bir söylem.
Son dönemlerde ne yazık ki üst üste yaşadığımız tartışmalı kentsel
uygulamalar, özel imar davaları var ki, bunlar basına, medyaya yansıdığında, en
kestirme yanıt “Her şeye muhalefet ediliyor” şeklinde oluyor.
- AKM’de uygulamaya dönük çalışmaların başlaması için somut öneriniz
nedir?
- Önerim, yetkililerin ve yönetimin kültür hizmeti gibi önemli bir rolü olan
bu binanın kente acil olarak yeniden kazandırılması yönünde çaba harcayarak
uygulama sürecini başlatmaları, kamuya karşı sorumluluklarını daha fazla
ertelememeleridir.
- Süreç şeffaf işlemiyor. AKM, uygulama noktasında tıkandı. AKM’nin
bugünkü durumunun sorumlusu kimdir?
- Bugün gelinen noktada daha fazla bilgilendirmeye gereksinimimiz var. Birçok
süreçte olduğu gibi, yeterince şeffaf olarak tartışamıyoruz. Bilgilendirme
yapılmadığı için sorumlunun da kim olduğu konusunda kesin bir yanıtımız yok.
Yapılan itirazlar gerekçeleriyle açıklanarak, toplumla ve basınla paylaşılarak
yapılmış, kamusal yarar ilkesi ön planda tutulmuş ve AKM’nin korunması ve
yenilenmesi sürecine, çok yönlü miras değerlerinin bütünlüğü anlayışıyla
yaklaşılmıştır.
Bilgilendirmeler sürecek
- Mimarlar Odası olarak AKM için bir sonraki adımınız
nedir?
- Biliyorsunuz, AKM’nin yenileme uygulaması başlatılmadığı için TMMOB
Mimarlar Odası, KESK Kültür Sanat Sendikası ve Özerk Sanat Konseyi İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ayrıca yapılan
açıklamalarla, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 2010 Ajansı açıklama yapmaya,
şefafflığa çağrıldı. Bu sürecin neden ertelendiği konusunda aydınlanmak
hakkımız. Bu konuda sanıyorum kampanyalar, bilgilendirmeler sürecek.
Hukuksuz ve başarısız gelişen bir süreç sonucunda 2 yılı aşkın süredir AKM
hizmetinden yoksun kaldık. Bu her şeyden önce kamuya karşı yapılan bir
haksızlıktır. Bugüne kadar sürdürülen mücadelede kamu yararı ve hakları
sorgulaması nasıl yapıldıysa, bugünden sonra da izlenen yol topluma
kaybettirilen sürenin ve kalitelerin sorgulanması olacak.
- Siz AKM’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından hazırlanan ve onaylanan projeye uygun
olarak, daha fazla vakit kaybedilmeden yenileme uygulamasının başlatılmasını,
AKM’nin kimliğinin, özgün niteliklerinin, kentliyle ve kentle ilişkisinin ve
nice simgesel değerlerinin yaşatılmasını, sürdürülmesini dilerim. Aynı zamanda
kültürel bir mesaj niteliği de taşıyan bu yenileme, kentimiz ve toplumumuzda
sivil toplum mücadelesinin de bir simgesi olacaktır.
|