Diyarbakır’da hafta sonu yağan sağanak DİSKİ'ye ait ek hizmet binasının çatısını çökertti. Kayyum tarafından 2017 yılında ihale edilen binanın teknik şartnamedeki özellikleri taşımadığı öğrenildi.
Çanakkale'de, Kirazlı- Balaban mevkisinde yürütülen altın madeni faaliyetlerine tepki için başlatılan 'Su ve Vicdan Nöbeti' sürerken, diğer yandan Kaz Dağları'nın güney yamaçlarındaki betonlaşma dikkat çekiyor.
Havran’da kurulması planlanan altın madeni, bilim insanları tarafından 'en vahşi yöntem' olarak adlandırılan siyanür yığın liçi ile maden işleyecek.
Tarihte “Bin Pınarlı İda” olarak bilinen Kaz Dağları’nın suları ile beslenen ovalarda günümüzde asit gölleri var. Vahşi madencilik sonrası hiçbir rehabilitasyon yapılmadan terk edilen çukurlar, zamanla asit gölleri haline geldi.
Tarihi ve doğal sit kapsamındaki Kazdağları'ndan şimdi yükselen ses başka: "Kaz Dağı'nın altını zeytindir, altını oyma", "Kaz Dağı'nda hayat altından değerlidir", "Çekin elinizi Kaz Dağı'ndan"... Sesin sahibi ise Kaz Dağları'nda altın arama çalışmalarını engellemek için kurulan Kazdağı Koruma Girişimi.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Kaz Dağı'na bir ekip gönderileceğini, gelen rapora göre Başbakan Erdoğan'a durumu arz edeceklerini söyledi.
Geçtiğimiz haftalarda Kaz Dağı'nın farklı noktalarında yapılmak istenen altın işletmeciliğine karşı açılan davalarda şirketler lehine çıkan iki mahkeme kararı temyiz edildi.
Hayır, asla, altın aramak için Kaz Dağı'nın tahrip edilmesine razı değiliz, böyle bir yazı yazdık diye de pişman değiliz. Yalnız, toprak altındaki bu madenler ne olacak, tabii varsa...