BR>“Paris’te de Louvre’un kendisi yere batsaydı, aynı durum
olurdu.”
Kolokyum izleyicilerinden Erdal Doğru ise, Tschumi ve Koolhaas’ın modern
şehircilik yaklaşımlarından kısaca söz ederek, jüride kavramsal şehircilik
teorisi anlamında ciddi bir eksik bulunduğunu öne sürdü. Mimar-akustikçi Sevda
Bayram’ın bunca danışman jüri arasında bir de akustikçi bulunması gerektiği
yönündeki eleştirisi ise, jüri tarafından haklı görüldü.
.JPG)
Bu tartışmaların ardından tekrar söz alan Sinan Omacan, Sümer Gürel’in
‘Louvre’ benzetmesi üzerinden aktardığı akıl yürütmede, çevre yapılar ile
yarışma projesinin önemini karşılaştırdı. “50-90 yıllık, apartman ölçeğinde
binaların yanında bir şehir tiyatrosundan bahsediyoruz. Gerçekten hangisi daha
önemli?” diyen Omacan, bu denli kentsel potansiyeli yüksek bir alana havuz
koymanın İstiklal’e havuz koymak ile eş değer olduğunu söyledi ve ekledi:
“Paris’te de Louvre’un kendisi yere batsaydı, aynı durum olurdu.”
Omacan’ın eleştirilerine anlam veremediğini belirten Gürel’den sonra sözü
alan kolokyum katılımcısı Ömer Kanıpak, kamu yapılarının yarışma ile seçilmesini
savunduğunu ve danışmanların varlığının büyük şans olduğunu belirtti. Yine de
söz konusu projeyi kaçan bir fırsat olarak gördüğünü ekleyen Kanıpak, birinci
projenin tiyatrocular için ideal çözümü temsil etse de kentsel olarak doğru
çözüm olmadığını söyledi. Kanıpak şunları ekledi: “Bu, kente katkı değeri
olmayan, kentin ihtiyaçlarını karşılamayan bir proje. Yarışmanın organizasyonu
yetersiz, ortam ise anti-profesyonel. Tüm bunların nedeni de, bence, jüri
üyelerinin doğru seçilememiş olmasıdır.”
Kanıpak’ın bu sözleri kolokyumda yeni bir tartışma güzergahı belirlerken,
yoruma müdahale eden raportör Arzu Çetin Dursun, tüm jüri üyelerinin odaların
önerdiği isimler olduğunu iddia etti. Bu noktada itirazını esirgemeyen Mimarlar
Odası’ndan Sami Yılmaztürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kendilerinden
yalnızca bir kişi önermelerini istediğini belirtti. Çetin Dursun’un, üyelerin
yalnızca mimarlar değil, peyzaj mimarları ve inşaat mühendisleri odalarının da
önerdiği isimlerden oluştuğu şeklindeki önermesi ise, katılımcılar arasında
tartışmalara yol açtı. Çetin Dursun kendilerine bir asil, bir de yedek üye
önerildiğini öne sürerken, Yılmaztürk ise önerdikleri bir ismin zaten jüride
bulunduğunu belirtti. Toplamda beş mimar jüri üyesinden dört ismin nasıl ve
hangi mekanizmalarla seçildiği ise cevapsız kaldı.
Kolokyum moderatörü Orhan
Alkaya’nın güçlükle sona erdirdiği soru-cevap maratonundan sonra, kazanan
toplamda sekiz projenin sahiplerine ödülleri dağıtıldı. Ödül alan gruplardan
üçünün törende hazır bulunmaması ise dikkat çekti. Yoğun tartışmaların hüküm
sürdüğü kolokyum, ödüllerin sahiplerine kavuşması sırasında yerini alkışlara
bıraktı. Sonrasında ise katılımcı, izleyici ve jüri üyeleri sergiyi dolaşarak
fikirlerini paylaşmaya devam ettiler.
|