Avrupa, enerji ihtiyacını çöle yerleştirilecek olan
aynaların etkisiyle güneş enerjisinden sağlayamayı planlıyor. Avrupa, bu
yöntemle, Kuzey Afrika’nın güneşinden faydalanarak elektrik
enerjisi ihtiyacının yüzde 15’ini karşılamayı amaçlıyor. Avrupa’da çoğu
Almanya’dan olmak üzere çok sayıda şirketin desteğiyle gerçekleştirilmesi
planlanan ‘Desertec’ adlı proje, 400 milyar avroluk bütçeye
sahip olacak. Uzmanlar, projenin küçük adımlarla ilerleyebileceğini, tam olarak
tamamlanmasının ise 2050 yılını bulacağını belirtiliyor. Bu yöntemle, çöle ayna
tarlaları kurulacak. Sahra bölgesinin güneş ışınları çöle yerleştirilen
aynaların vasıtasıyla suyun ısıtılmasına yarayacak. Isınan su tribünleri
çalıştırarak elektrik enerjisinin üretilmesine yol açacak. Konuya yakın isimler
projeyi, “Dünyanın en önemli güneş enerji projesi” olarak tanımlıyor.
Kum fırtınası tehlikesi
Aynalar, ağırlıklı olarak Kuzey Afrika olmak üzere, Orta Doğu’ya da
yerleştirilecek. Projenin gerçekleşmesi halinde Kuzey Afrika ve Avrupa
ekonomilerinin sera gazı emisyonlarını sınırlı ölçüde tutarak büyümelerine
olanak sağlayabileceği ifade ediliyor. ‘Desertec’ adlı projeye destek veren
şirketlerin finans ve sanayi alanında faaliyet gösterdiği belirtildi.
Desertec adlı projenin, Avrupa kıtasını iklim değişikliğine karşı mücadelede
ön saflara taşıyacağı belirtiliyor. Cambridge Üniversitesi’nden araştırma
görevlisi George Joffe, Sahra bölgesinin istedikleri her türlü
avantajı kendilerine sunduğunu belirtti. Joffe, bölgede neredeyse nüfusun
olmadığını ve çok yoğun olan güneş enerjisinden faydalanma şanslarının yüksek
olduğunu ifade etti. Projeye yönelik olarak olumlu eleştirilere rağmen, planın
bazı tuzakları da barındırdığı söyleniyor.
Avrupalı şirketlerinin yeni bir teknoloji kullanacağını ve Kuzey Afrika’da
hukuk sisteminin zayıf olmasının projeye yönelik olarak bazı riskleri de
beraberinde getirdiği vurgulanıyor. Projenin maliyetinin çok yüksek olduğu, aynı
zamanda da, Sahra bölgesindeki kum fırtınalarının da sorun yaratabileceği ifade
ediliyor. Avrupa hükümetlerinin de Kuzey Afrika’dan enerji ithalatı yapılmasının
bazı risklerinin olduğunu kabul ettiği belirtiliyor. Alman parlamenter ve Avrupa
Yenilenebilir Enerji Derneği Başkanı Hermann Scheer, Sahra bölgesinden enerji
tedarik edilmesinin Kuzey Avrupa açısından sadece bir serap olduğunu, projenin
teknik kapasitesinin ise abartıldığını söyledi.
Sera gazları azaltılıyor
Avrupa’da bulunan çoğu hükümet, sera gazı emizyonlarını 2050 yılına kadar
yüzde 80 azaltarak, 1990 yılındaki seviyenin altına indirmeyi planlıyor. Merkezi
Münih’te bulunan Jeolojik Risk Araştırma Bölüm Başkanı Peter
Hoeppe, Reuters’e verdiği demeçte, iklim değişikliğine karşı
mücadelenin önemi üzerinde dururken şöyle konuştu:”İklim değişikliği bizim
işlerimizi olumsuz yönde etkiliyor. Hava koşullarına bağlı doğal felaketler
ciddi anlamda sorun yaratıyor. Proje önemli, bu fırsatı kaçırmak delilik olur.”
Projenin resmi internet sitesi Dersertec’de ise, proje için çalışan Dr.
Gerhard Knies’in görüşlerine yer verdi. Knies, Çöl’den 6 saatte elde
edilebilecek enerjinin insanlığın bir yıl içinde tükettiğinden daha fazla
olduğunu ifade etti.
100 yıllık enerji
Kuzey Afrika ülkekelerinde ise projeye yönelik olumlu bakış açısının
bulunduğu gibi bazı olumsuz yorumlarda yapılıyor. Fas yenilenebilir enerji
ajansı ajansı CDER, proje’nin Kuzey Afrika’nın, ekonomik ve
sosyal gelişimine katkıda bulunabileceği belirtiyor. Fas Hükümeti yetkilileri
de, projenin Fas’ın enerji bağımlılığını azaltacağını belirtiyor. CDER’den
Sadi Mouline proje ile ilgili olarak, “Kendi ülkemiz için
yeteri kadar enerji üretebiliriz. Aynı zamanda ihracat da yapabiliriz.
Önümüzdeki 100 yıl için yeterli enerji üretini yapabiliriz” açıklamasında
bulundu. Enerji ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü ithal etmek durumunda kalan
Fas, Tunus ve Ürdün gibi Afrika ülkelerin ‘Desertec’ projesinden faydalanacağı
ifade ediliyor.
Muhalif sesler de var
Öte yandan Cezayir hükümeti ise, bu projeye sadece Cezayirli
şirketlerle yabancı şirketler arasında bir ortaklığa ve teknoloji transferine
izin verilmesi halinde onay verileceğini belirtiyor. Cezayir Enerji Bakanı
Chakib Khelil, “Şartlarımız karşılanmazsa proje ile
ilgilenmiyoruz. Bu şartlarda, yabancı şirketlerin enerji kaynaklarımızı
kullanmalarına izin vermiyoruz” açıklamasında bulundu. Reuters’sa haberinde,
Cezayir’de, El Kaide bağlantılı ayrılıkçı güçlerin bulunduğu ve projenin
yatırmına ilişkin risklerin bulunduğu belirtildi.
Alman şirketleri ağırlıkta
‘Desertec’ adlı projede yer alan Avrupalı şirketlerin çoğunluğunu Alman
firmaları oluşturuyor. Konsorsiyumda Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank,
Almanya’nın önde gelen mühendislik ve yüksek teknoloji şirketi Siemens, İsveç
mühendislik şirketi ABB, Alman kamu şirketi E.ON, Alman kamu şirketi RWE,
dünya’nın önde gelen reasürans şirketlerinden Alman Munich Re, İsveç mühendislik
şirketi Abengoa Solar, Cezayir’li gıda şirketi Cevital, Alman devlet bankası HSH
Nordbank, sanayi tesislerinin inşasını gerçekleştiren Alman M & W Zander
Holding, Alman MAN Solar Millennium, ve Alman güneş panelleri üreticisi Schott
Solar adlı kuruluşlar bulunuyor. Projenin resmi internet sitesine göre, proje
ile ilgili politik, sosyal, endüstriyel ve hukuki bütün sorunlara karşı The
Desertec isimli bir fon da kurulmuş durumda.
|