“Yeni İzmir” olarak adlandırılan
Alsancak Limanı ile Turan arasındaki bölgeye
ilişkin hazırlanan son nazım imar planının iptali istemiyle yeni yargı süreci
başlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bölgede yer alan
471 hektarlık alan üzerine hazırladığı 1/5000 ölçekli nazım imar planıyla,
Bayraklı Belediyesi'nin oluşturduğu 1/1000 ölçekli uygulama
imar planı değişikliği kararının öncelikle yürütmesinin durdurulması, ardından
da tümden iptali isteniyor.
Güncellenen nazım imar planının öngördüğü yoğunluk artışı sonrasında bölgede
yüksek yapılaşmanın önü açılırken, çok sayıda yatırımcı da projelerini hayata
geçirmek için kampanyalara başladı. Bunlardan biri de, son dönemlerde reklamları
bolca yapılan “Folkart Towers”. Söz konusu yapı alanı, İzmir Büyükşehir
Belediyesi sınırları içinde olmasına karşın, Başbakanlık Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nun, plan onama yetkisi sınırları içinde bulunuyor. Bu anlamda plan
değişiklikleri Başbakanlık Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından
gerçekleştirildi. Değişiklik İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nce de kabul
gördü. Belediyenin, Alsancak Limanı ile Turan arasında kalan bölüm üzerine
hazırladığı nazım imar planında, Folkart Towers'in planları değişiklik
yapılmaksızın yer aldı.
Daha önceki planların iptalini sağlayan eski İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Yüksel Çakmur ve arkadaşları, yeni plan
değişikliklerini de yargıya taşıdı. Dava dilekçesi İzmir İdare Mahkemesi'ne
verildi.
Yeniçeri ocağı
Çakmur, Türkiye'de “büyük paralara” sahip olanların, “Hukuk ne oluyor. Benim
param var, yargı bana vız gelir” yaklaşımını sergilemeye başladıklarına dikkat
çekerek, şunları söyledi: “Bölge 1. derece deprem kuşağındadır ve altından fay
geçmektedir. Buraya yüksek bina yapılamaz. Bunu İzmir'in sosyal demokrat
belediyeleri göremiyorlar mı? Yüksek yapı isteyen gitsin Bornova'nın, Buca'nın
taşlık alanlarına inşaatlarını diksin. Kamu yararını savunan bizlere, hukuku
savunduğumuz için 'istemezükçü' diyorlar. Ben de soruyorum o kişilere 'Siz
İzmir'i Yeniçeri Ocağı mı sanıyorsunuz'. Orada yüksek yapılar inşa edilir ve
olası bir depremde bir tek can kaybı olursa, o parası olup da, herşeyi yaparım
diyebilenler bunun hesabını veremezler.”
Yüksel Çakmur ve beraberindeki 7 arkadaşı tarafından açılan davanın
dilekçesinde, “İmar planının tamamı incelendiğinde bütün plan kararlarının
gerçekleştirilmesinde büyük bir mali güce gereksinim duyulacağı görülecektir.
Bunun anlamı ise kamu hizmeti olarak yapılan imar planlarınca yaratılan rantın
toplumun belirli küçük kesimini oluşturan büyük sermaye sahiplerine
yönlendirilmiş olduğu görülecektir” vurgusu yapıldı.
İmar planına göre yüksek yoğunluklu ve yüksek gabarili yapıların ortaya
çıkabilmesi için parsel büyüklüğünün 5 bin metrekare olarak belirlendiğine
dikkat çekilen dava dilekçesinde ayrıca şu görüşlere yer verildi:
“İmar Kanunu uyarınca 5 bin metrekare müstakil bir imar parseli için yaklaşık
9 bin metrekarelik bir mülkiyete sahip olmak gerekmektedir. Bunun altındaki
miktarlarda arsaya sahip olan bütün gayrimenkul sahipleri bir imar parselinin
hissedarı haline gelmek zorundadır. Bu ortaklığın izale edilmesi sırasında yine
parasal imkanları fazla olan büyük sermaye sahipleri planın bu zafiyetinden
faydalanarak küçük arsa sahiplerinin haklarını
sahipleneceklerdir.”
|