Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

''İstanbul'da Yaşanabilecek Büyük bir Depremin Tüm Dünyayı Etkileyeceği bir Gerçektir''

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK ev sahipliğinde Küresel Yer Gözlem Grubu'nun (GEO), 8. hükümetlerarası genel kurul toplantısı ve komite toplantılarının açılışında yaptığı konuşmada, ''İstanbul'da yaşanabilecek büyük bir depremin, sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı etkileyeceği bir gerçektir'' dedi.

yapi.com.tr / AA
''İstanbul'da Yaşanabilecek Büyük bir Depremin Tüm Dünyayı Etkileyeceği bir Gerçektir''

Foto: Metin Pala (AA)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK ev sahipliğinde Küresel Yer Gözlem Grubu'nun (GEO), 8. hükümetlerarası genel kurul toplantısı ve komite toplantılarının açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın hemen her coğrafyasında yaşanan bu tür doğal felaketlerin, insanlığın nasıl ortak bir kadere sahip olduğunu da açıkça gösterdiğini söyledi.

Bu tür felaketleri belki önleyemeyeceklerini, ancak doğanın yol açtığı tahribatı minimize edebileceklerini ifade eden Ergün, enerjiyi, bilgiyi, maddi imkanları birleştirmenin, yapılan her türlü gözlem faaliyetinin niteliğini artıracağını, herkesin yaşam kalitesini yükselteceğini belirtti.

Nihat Ergün, uzayda, havada, yerde ve denizde gözlem yapan, farklı ülkelere ait 10 binlerce aygıtın entegre edilmesinin, bu açıdan son derece önemli olduğunu vurguladı.

Böyle bir entegrasyonun; doğal felaketlerin etkisini sınırlandırmak, su, gıda ve enerji kaynaklarını daha iyi idare etmek, insan sağlığını etkileyen çevresel faktörleri daha iyi takip etmek ve dünyadaki biyolojik çeşitliliği korumak gibi çok çeşitli faydaları olacağına işaret eden Ergün, ''Entegrasyon, aynı zamanda parçadan ziyade resmin bütününü görmemize imkan verecektir. Her türlü politikayı oluşturmak için sahip olmamız gereken en önemli kaynak bilgidir. Küresel Yer Gözlem Grubu'nun çalışmaları da, dünya genelinde karar alıcıların bilgiye ulaşmalarını sağlayacaktır'' dedi.

Türkiye olarak dünyanın sorunlarına çözüm üretmeye yönelik her türlü platformun içinde yer almaya büyük önem verdiklerini söyleyen Ergün, Küresel Yer Gözlem Grubu içindeki faaliyetlerini de bu açıdan çok önemsediklerini ifade etti.

Asya ile Avrupa'nın arasında yer alan Türkiye coğrafyasının, özellikle deprem açısından çok faal bir bölgeyi oluşturduğuna işaret eden Ergün, şunları kaydetti:

''İstanbul, Küresel Yer Gözlem Grubu'nun belirlediği ve yakından izlediği aktif 11 özel bölge arasında yer alıyor. İstanbul'da yaşanabilecek büyük bir depremin, sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı etkileyeceği de bir gerçektir. İstanbul, bugün Boğaz trafiğiyle, güçlü ekonomisiyle, büyük nüfusuyla dünyanın da önemli metropollerinden birisidir. Hükümet olarak, özellikle Van Depremi'nden sonra, artık daha köklü adımlar atmamız gerektiğini düşünüyoruz.''

Doğal felaketlerin etkisini azaltmak ve coğrafyanın imkanlarından en üst düzeyde yararlanmak için atacakları adımlarda, bilim adamlarının yapacakları çalışmaların büyük önem taşıdığına işaret eden Ergün, felaket öncesi ve sonrası senaryoların hazırlanmasında, simülasyonların tasarlanmasında, farklı verilerin bir arada değerlendirilmesinde, bilim dünyası işbirliği içinde hareket edeceklerin belirtti.

''Geleceğin Türkiye'si bilgi ve uzay teknolojilerinde önemli atılım yapacaktır''

Nihat Ergün, ''Şu an Türkiye'de yürütülen yer gözlem faaliyetlerini daha etkin hale getirecek ve yeni projeler üreteceğiz'' dedi.

Türkiye'de kurulu birçok gözlem sistemi ile güncel veriler toplandığını söyleyen Ergün, 2005 yılında başlattıkları Ulusal Uzay Araştırmaları Programı bünyesinde, Yer Gözlem Araştırma ve Uygulama alanının da yer aldığını, TÜBİTAK'ın, bu program kapsamında Türkiye'deki üniversitelere, araştırma enstitülerine, sanayi ve askeri kuruluşlara finans desteği sağlandığını anlattı.

Son 5 yılda bu alana yönelik olarak yaklaşık 200 Yer Gözlem temelli projeye 160 milyon lira bütçe tahsis ettiklerini belirten Ergün, yine TÜBİTAK tarafından tasarlanıp üretilen yer gözlem uydusu RASAT'ın çektiği görüntüleri almaya başladıklarını bildirdi.

Nihat Ergün, şunları kaydetti:

''TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü bünyesinde de önemli projeler yürütüyoruz. Bu projeler, ülkemizdeki deprem faaliyetlerinin incelenmesi ve olası sonuçların analiz edilmesi için önemli gözlem çalışmalarıdır. Geleceğin Türkiye'si özellikle bilgi ve uzay teknolojileri alanında önemli bir atılım yapacaktır, yapmalıdır. Bu alanlar, her türlü ekonomik faaliyetin gelişmesi ve ülkelerin rekabet gücünün belirlenmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu teknolojilerin uygulama alanları, haberleşme, üretim - özellikle tarımsal üretim, eğitim, sağlık, ulaşım ve savunma gibi sektörlerde etkin olarak kullanılmaktadır. Türkiye'nin uzay temelli bilgi teknolojilerinde atılım yapması, ekonomik büyüme sürecimize de çok olumlu yansıyacaktır.''

''Teknoloji üreten bir ülke olmak durumundayız''

Türkiye'nin yer gözlem teknolojilerini kullanmak konusunda iyi bir noktada olduğunu söyleyen Ergün, ''Ancak ülkemizdeki deprem etkinliğini düşündüğümüzde, bu teknolojileri üreten bir ülke de olmak durumundayız. Gerek TÜBİTAK programları, gerek Bakanlığımızın yürüttüğü San-tez ve Teknogirişim Sermayesi Desteği gibi programlar, bu açıdan özellikle genç girişimcilerimize önemli katkı sağlayabilir'' dedi.

İnsanın doğanın bir rakibi olmadığını, tam tersine doğanın bir parçası olduğu gerçeğini hatırlamakta fayda bulunduğuna işaret eden Ergün, ''Yaratılmışların en üstünü olmamız, bizim diğer varlıklar üzerinde keyfimizce hüküm süreceğimiz anlamına gelmez. Bugün doğal felaket diye isimlendirdiğimiz birçok olayın, aslında insanlar olarak bizim hatalarımızdan kaynaklandığı bir gerçektir. Bugün özellikle çevre sorunları, iklim değişikliği, gıda güvenliği gibi sorunların asıl kaynağının insanoğlunun ihtirasları olduğunu kabul etmek gerekiyor'' diye konuştu.

Kızılderili bir reisin ''Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksınız'' uyarısının herkesin kulağına küpe olması gerektiğini vurgulayan Ergün, ''Eğer akıl ve idrak sahibiysek, paranın yenmeyen bir şey olduğunu, daha erken kavrayabileceğimize inanıyorum. İnsan doğanın rakibi olmadığı gibi, birbirinin rakibi de değildir. Artık 'insan insanın kurdudur' diye değil, 'insan insanın dostudur' diye düşünmemiz lazım'' şeklinde konuştu.

Ergün, Van depreminden zarar görenlere yardım etmek için Japonya'dan buraya gelen, yaşanan ikinci depremde hayatını kaybeden Atsushi Miyazaki'nin herkes için çok güzel bir örnek olduğunu, onun şahsı, fedakarlığı ve insan sevgisinin, sadece Türkler ve Japonlar arasında değil, tüm dünya ülkeleri arasında bir sembol olması gerektiğini kaydetti.

ETİKETLER: kurum
http://www.yapi.com.tr/haberler/istanbulda-yasanabilecek-buyuk-bir-depremin-tum-dunyayi-etkileyecegi-bir-gercektir_89738.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!