STRONG>Başbakan Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak’ın Genel
Müdürlüğünü yaptığı Çalık Holding bünyesindeki Çalık Grubu, Başbakanlık’a bağlı
Toplu Konut İdaresi’nden (TOKİ) 2006 yılında satın aldığı boğaz manzaralı
yeşillik araziyi, sonunda ‘hakkınca’
değerlendirebilecek.
Araziyi TOKİ’den aldığı
sırada yapılaşma izni çok kısıtlıyken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi
(İBB) Meclisi’nce son yapılan plan değişikliğiyle araziye villalar
konuşlandırabilecek hakka sahip olan Çalık Grubu, böylece
İstanbul'un son akciğerlerini de parasını basanlara
verebilecek.
VİLLALAR, ERDOĞAN’A KOMŞU
OLACAK
İstanbul Üsküdar’ın yeşil sırtlarındaki, büyük ölçüde
koruma alanı içerisinde bulunan 96 dönümlük arazi için Çalık’ın teklif ettiği ve
İBB’nin 2008 yılında onayladığı neredeyse ‘tıpatıp’ benzeyen plan tadilatıysa
Mimarlar Odası’nın açtığı davayla ‘şehircilik ilkelerine ve kamu yararına
uymadığı’ gibi gerekçelerle iptal edilmişti. Planda küçük değişiklikler yaparak
ısrarını belli eden Çalıklar, sonunda arazileriyle ilgili muradına
erdi.
Çalıklar’ın; eski Karayolları arazisinde yapacağı ve 3. derece
doğal SİT alanında bulunan 120 tripleks villa projesi, İBB Meclisi tarafından 16
Nisan’da tüm itirazlara rağmen onaylandı. Erdoğan’ın Emniyet Mahallesi’ndeki
evine 500 metre uzaklıktaki araziyle ilgili plan değişikliği, yine İBB’ye bağlı
bulunan kurum ve kuruluşların çoğunun olumsuz ya da şartlı görüş bildirmesine
rağmen ‘olur’ aldı.
Parçalar halinde; 1. derece sit alanı, park alanı ve
yol alanı olarak planlanan arazi, onaylanan tekliften sonra konut alanı,
yönetici merkez alanı ve dini tesis alanı olarak
düzenlendi.
KORUMA(MA) KURULU’NUN HAMLESİ
2006’da
yapılan ihaleyle Çalık’a geçen arazi 2005 yılına kadar doğal SİT Alanı’ndayken
(koruma alanı) İstanbul 6 Nolu Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu
tarafından, koruma derecesi düşürülerek 3. derece doğal sit alanı ilan edildi.
Böylece 6.50 metre yükseklikle 2 kat yapılara açılan arazi, son geçirilen
plandaki 9.50 metre yükseklik hakkı notuyla 3 katlı villalara ev sahipliği
yapabilecek duruma getirildi. Arazinin eğimli olması nedeniyle, eğimin aşağıda
kalan kısmından zeminin belirleneceği notuyla ortaya çıkacak katlarsa ‘iskan
edilebilir’ notuyla meşrulaştırıldı.
İBB’nin kendi kurum ve
kuruluşlarından yapılan itirazlarsa şöyle oldu:
RESMİ İTİRAZLARA
KULAK ASILMADI
»Park ve Bahçeler Müdürlüğü, yeşil alan
miktarının az olması nedeniyle, yeşil alanların korunması ve yürürlükteki
planlara sadık kalınması yönünde olumsuz görüş verdi.
»Ulaşım Planlama
Müdürlüğü, bir kısmı yol alanında kalan dev arazide gerekli yol terklerinin
yapılması gerektiğini bildirerek şartlı görüş sundu. Arazinin batısından geçen
10 metrelik yolun planda kaldırıldığına da dikkat çekti.
»Şehir Planlama
Müdürlüğü ise, söz konusu teklifin bütüncül bir planlama olmaktan uzak, tek bir
arazi için karar oluşturulmasını istediği; dolayısıyla şehircilik ilkeleri ve
planlama esasları açısından uygun olmadığı, plan bütünlüğünü bozucu nitelikte
olduğu ve emsal teşkil edeceği için ‘hayır’ dedi.
»Daha önce yapılan
teklifin, açılan bir dava sonucunda “kamu yararına, mevzuatlara, imar yasalarına
aykırı’ bulunarak yürütmeyi durdurma kararı aldığı hatırlatıldı.
»İBB
Meclisi’ndeki CHP Grubu, söz konusu teklifin Boğaziçi Kanunu’na aykırı, Boğaz’ın
silüetini bozucu, mevcut yönetmelik ve imar yasalarıyla çelişir nitelikte olduğu
için teklife ret verdi ve plan şerh koydurdu.
»Değişiklikle ayrıca,
önceki planda yüzde 45.61 olan arazideki yeşil alan ve yol alanı yüzde 36.47’ya
düşürüldüğüne dikkat çekildi.
Ancak tüm bu itirazlar, çoğunluğunu AKP
Grubu’nun oluşturduğu İBB Meclisi’nden teklifin geçmesini
engelleyemedi.
Bölgede faaliyet yürüten bir emlak şirketinin yönetcisi,
İstanbul’da böyle bir alan olmadığı için araziye paha biçilemeyeceğini ama
son tanınan imar haklarıyla arazinin kıymetinin en az yüzde 40 oranında
arttığını söyleyerek ortaya çıkan ranta dikkat çekti.
‘ARAZİYİ
KADEMELİ OLARAK RANTA AÇTILAR’
Konuyla ilgili BirGün’e konuşan
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu, arazideki usulsüzlüğün
zeminlerinin yıllar öncesinden atıldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Söz
konusu yer, doğal sit alanı bünyesinde, Koruma Kurulu yetkisi içerisinde bir
kamu arazisiydi. Buranın ranta işlenebilmesi için kademe kademe işlemler
yapıldı. Öncelikle; AKP’nin koruma kurullarının kadrolarına dair yaptığı
operasyonların meyvesi olan İstanbul 6. Koruma Kurulu, burayı 3. derece sit
alanı ilan ederek, kısmi yapılaşmaya açtı. Sonrasındaysa TOKİ, burayı sözde
ihalelerle Erdoğan’a yakın, siyasi bağı bulunan Çalık Grubu’na verdi. Buradan
anlıyoruz ki Koruma Kurulu’nun bu derecelendirme kararı boşa değilmiş. Zaten,
zamanında yatırımcı şirketlerde yönetici olan isimler koruma kurullarına
getirilerek bu kurumların sermayeye bağlı olması sağlanmak isteniyordu,
son yapılan hamlelerle de siyasallaştırılmış oldu.”
Mimarlar
Odası dava açmaya hazırlanıyor
Araziyle ilgili sürecin müthiş
bir rant döngüsüyle işlediğini belirten Muhçu, adeta masanın bir başında projeyi
çizenlerin, diğer başına giderek teklifi onayladığına dikkat çekti. Muhçu
araziyle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz 2 yıl önceki benzer plan
dair açtığımız davada, araziyle ilgili İBB’nin onayladığı teklifin şehircilik
ilkelerine ve mevcut imar yasalarına aykırı olduğunu söylemiş, boğaz silüetinin
de bozulacağına dikkat çekmiştik.
Mahkeme bizi haklı bulmuştu. Şimdi
görüyorum ki son onaylanan plan tadilatı bizim daha önce karşı çıktığımızdan
daha da kötü. Burada AKP yandaşlarının rantı düşünülürken, kamu yararı ve
şehircilik ilkeleri hiçe sayılmış. Söz konusu plan, şehrin yeşil alanlarına
vurulan bir darbedir, ve sadece kişisel çıkarlar düşünülerek hazırlanmıştır. Bu
konuyla ilgili incelemelerimizi en kısa sürede sonlandırarak harekete geçmeyi
planlıyoruz. Yeni ve daha kötü bir plan söz konusu olduğuna göre, yeni bir yargı
sürecinin de başlaması kaçınılmaz. Konuyu tekrar yargıya intikal
ettireceğiz.”
|