layda Sanat Galerisi Kenan Ataseven’in serbest çalıştığı dioromalarına
yer veriyor. Her biri saatlerce süren el işçiliğinin eseri olan maketlerin en
büyük özelliğinin yaşanmışlık hissini küçük boyutlarına rağmen çok iyi
yansıtabilmesi olduğu bildiriliyor.
Beyaz şemsiyelerinin
gölgesinde demli çayların ikram edildiği, çocukların gazoz ve dondurma, yaşlı
ninelerin ise bir damla serinlik ve huzur rüyaları gördüğü şirin bir çay
bahçesi... yağmurla yıkanan, bereketli topraklarda kutsanan asmaların lezzetli
şaraplara dönüştürüldüğü eski bir şarap mahzeni... her geçtiği şehire kömür
kokusunu ve göçebeliğini taşıyan emektar bir yük treni...balkonundan sarkan
motifli halısı, içeriden gelen anason kokusu ve saz tıngırtısıyla kendini
rüzgara teslim etmiş bir yayla evi... hayat artık tüm gerçekçiliği ve keyif
veren ayrıntılarıyla Kenan Ataseven’in dioromalarında hayat buluyor.
Sanatçı, yaşanmışlık hissini şaşırtıcı detaylar ve bol bol sabır isteyen
büyük bir özenle sağlamış. Dioromalarda kullandığı malzemeler ise çok çeşitli ve
yaratıcı; içlerinde su şişesi kapağından, pizza kutusuna, çay süzgecinden, yolda
bulduğu tahta parçasına kadar her şey var. Maketlerin ölçeği ise 1/35. Yani
Kenan Ataseven’in maketlerinde kullandığı bir masa ya da sandalye objesi
başparmağınızın yarısını geçmiyor.
Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan
Kenan Ataseven aynı zamanda büyük ajanslarda çalışmış bir kreatif direktör.
Gerçek veya kurgu bir anın üç boyutlu olarak modellenmesi olarak tanımlanan
dioramalar, statik maketçiliğin en zor, en çok ustalık gerektiren alanı. Kenan
Ataseven, bu işe önce hobi olarak başlamış; zamanla küçük objeleriyle yeni
kompozisyonlar yaratmak ve yaşama dair farklı hikayeler anlatmak hayatının odak
noktası olmuş. Şimdi ise yarattıkları dört duvar arasından çıkıyor, insanların
ve hayatın arasına karışıyor.
|