
4 Kişinin Öldüğü Apartman,...

Firari Sanık Yakalama Kararının...

AK Partili Müteahhidin Tutuklanması...

Akar Apartmanı Davasının Tek...

‘Kaçma Şüphesi Yok’ Diye Tahliye...

14 Kişinin Öldüğü Apartmanın...

Serbest Bıraktıkları Sanık...

Reddi İstenen Mahkeme Başkanı,...

200 Kişinin Ölümüne Yol Açan...

52 Kişiye Mezar Olan Sitenin...

Deprem Davalarında Sanıkların...

'Kocama' Gerekçesiyle Tahliye...

Deprem Sanığına Şaibeli Raporla...

Palmiye Sitesi Davasında Müteahhit...

Palmiye Sitesi Davasında Aileler...

150 Kişinin Öldüğü Sitenin...
150 Kişinin Öldüğü Sitenin Müteahhidinin Tahliyesi Üzerine ‘Reddi Hakim’ Talebinde Bulunuldu
Kahramanmaraş’ta, 150 kişinin hayatını kaybettiği Palmiye Sitesi ile ilgili davada müştekiler, müteahhitlerinden Hacı Mehmet Ersoy’un tahliyesine karar veren mahkeme heyetinin tarafsızlığını yitirdiğini öne sürerek ‘Reddi heyet’ ve ‘Reddi hakim’ talebinde bulundu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan ve 150 kişinin hayatını kaybettiği Palmiye Sitesi ile ilgili 1’i tutuklu, 1’i firari 3 sanığın 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsinin istendiği davanın 3’üncü duruşması görüldü. 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu (55), taraf avukatları ile sitede ölenlerin yakınları katıldı. Tutuklu müteahhit Ali Babaoğlu’nun (62) cezaevinden SEGBİS sistemiyle bağlandığı duruşmaya, tahliyesinden sonra hakkında yakalama kararı çıkartılan firari sanık Hacı Mehmet Ersoy (81) katılmadı. Duruşmanın başında mahkeme başkanı, dava dosyasına müştekiler ve avukatları tarafından reddi heyet dilekçesi sunulduğunu, usul gereği duruşmada reddi heyet taleplerine ilişkin görüşleri alacaklarını söyledi. 'Kendi ihtiyaçlarını göremeyen sanık nasıl kaçar?' 'Sanık nerede hâkim bey?' 'Ben rapor alamadım ama o demans olmadan aldı' 'Hapishanede yatamaz’ dediğiniz adam kaçtı' “Herkes bu adamı gözüyle gördü sanık sandalyesinde oturdu, avukat ‘Nurhan hamım’ dedi ama kendisi ‘Nurten’ dedi. Yani 23 yıl öncesini hatırlayan, size ‘Efendim’ diye hitap etmesini bilen burada saatlerce oturup tuvalete dahi gitmeyen, kafeteryaya tek başına yürüyerek gidip neşeyle çayını içen adam. Turp gibiydi. 2’nci duruşmada tutuklandıktan sonra da birden bire kocamış bu adam. Bunu gözle gördüğümüz halde siz vicdani kanaatinizle kabul etmediniz sayın başkanım. Siz bu adamı gördünüz, 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi SEGBİS görüntülerine bakarak ‘Bu adam demans değil’ deyip itirazımı kabul etti ama ne işimize yaradı, sanık nerede? İlgili kanunda hükümlüler için maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama hali adli tıp kurumundan alınan bir raporla ki biz bunu talep ettik ama siz reddettiniz. Ya da Adalet Bakanlığı’nca belirlenen bir hastaneden alınan ve adli tıp kurumundan onaylanan bir raporla bu maddeden yaralanabilir. Üstelik enkazdan çıkanları defalarca adli tıp raporu için adli tıptan rapor almaya gönderen bir heyet, sanığın 10 günde adli tıptan bile olmayan rapora göre tahliye ettiniz. Bu insanlardan alıyorsunuz ama sanıktan almıyorsunuz. Nasıl tarafsız olduğunuzu düşünebiliriz bu durumda. Bu saatten sonra sanık hakkında ölü raporu dahi getirseler fethi kabir talebinde bulunacağım. Kandırılmışsınız sayın başkan, sayın heyet. ‘Hapishanede yatamaz’ dediğiniz adam kaçtı. Bu rapor sadece mahkemeyi yanıltmaya yönelik hazırlanmış bir rapordu.” Duruşma sonunda mahkeme heyeti, müştekiler ve avukatların reddi heyet taleplerini görüşülmek üzere bir üst mahkemeye gönderilmesine karar verip, davayı 12 Haziran tarihine erteledi. |