Doğa Derneği Başkanı Güven Eken anlatıyor:
"Ayamama Deresi neden taştı ve insanların ölümüne neden oldu? Bu sorunun
yanıtına dair gazetelerde yazanlarla yetinmedim ve pek çok tır şoförünün
hayatını kaybettiği İkitelli tır otogarına gittim. Otogarı, yüksekte hakim bir
noktadan izledim."
İstanbul son günlerde tarihin gördüğü en büyük felaketlerden
birini yaşıyor.
Nedeni: Çatalca Yarımadası'ndan doğup Bakırköy'den Marmara
Denizi'ne dökülen Ayamama Deresi'nin taşması ve etrafındaki yerleşim alanlarını
su altında bırakması.
Dereler, var oluşları gereği düzensiz akan doğal oluşumlar.
Türkiye coğrafyasındaki derelerin çoğu yazın kurumaya yüz tutuyor ve sonbahar,
kış ve ilkbahar aylarında yeniden canlanıyor.
Dereler olmasa ve akmasa, ne içecek su bulabilirdik, ne tarım
yapacak toprak, ne de denizde balık. Çünkü dereler, tüm yer küreyi vücudumuzu
saran kılcal damarlar gibi sarar ve içlerinden akan suyla birlikte alüvyonlu
toprağı, besini ve oksijeni dünyanın dört bir köşesine taşır. Bu, doğanın
değişmez kuralıdır ve derelerin durması aslında yaşamın durması anlamına
gelir.
Durum böyleyken, Ayamama Deresi neden taştı ve insanların
ölümüne neden oldu?
Bu sorunun yanıtına dair gazetelerde yazanlarla yetinmedim ve
pek çok tır şoförünün hayatını kaybettiği İkitelli tır otogarına
gittim.
Otogarı, yüksekte hakim bir noktadan izledim. Tırların park
alanı, üç tarafın kapalı bir çukurdu. Çukurun tek açık yanı derenin geldiği
yöndü. Dere, otogarın kuzeyinden gelerek tırların park ettiği alanı ikiye
bölüyordu. Ayamama Deresi, taşkınları önlemek amacıyla her iki taraftan da islah
edilmişti, yani beton setler arasına alınmıştı. Ancak görünen manzarada bir
terslik vardı...
Derenin tır otogarını terk etmesi gereken noktanın üzerinde
15-20 metre yükseklikte bir set inşa edilmişti. Bu setin üzerinden TEM'den
ayrılan arabalar geçiyordu. Yani set, TEM'in bir yan yolunu oluşturmak için
yapılmıştı. Ayamama Deresi ise setin altından açılan dar bir menfezle otogarın
bulunduğu çukurdan dışarı akıyordu. Menfezin kapanması halinde, setin bir baraj
vazifesi görmesi ve tüm otogar alanını suyla doldurması an
meselesiydi...
Nitekim, iki gün önce sabaha karşı öyle oldu. Yoğun yağışla
beraber Ayamama Deresi "islah edilen" yeni yatağına sığmadı, yağışla beraber
gelen hafriyat setin altından geçen menfezi tıkadı ve arkasındaki çukuru
doldurdu. Fatura, tüm bu teknik ayrıntılardan habersiz, kaderine terk edilen
insanlara kesildi. Sekiz kişi, hayatını kaybetti.
Üst üste yığılmış ve iskambilller gibi birbirinin üzerine
yıkılmış tırları izlerken şunu düşünmeden edemedim. Bu insanlar için derenin
kenarını otopark ilan eden insanlar, bu akşam nasıl uyuyacak? Ortadaki tabloya,
doğanın hikmeti demeyi nasıl sürdürecek?
Ayamama Deresi islah edilmiş bir dere olmasına rağmen Başbakan
konuyla ilgili açıklamasında şöyle demiş: "Dereleri islah edeceğiz".
Oysa hepimiz biliyoruz ki, asıl islah edilmesi gereken dereler
değil, ülkenin suyunu yanlış yönetenler.
İnsanların canını alan ise sel değil, dere yataklarını o
insanlara tahsis edenler.
|