CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve arkadaşlarının
imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan araştırma önergesinin
gerekçesinde, kıyıların; bir ülkenin miktarı çoğaltılamayan, denizin tamamlayıcı
parçası olan kesimler olduğu ifade edildi. ''Kıyılar geçmişten bize, bizlerden
de gelecek nesillere korunarak aktarılması gereken en değerli doğal
miraslardandır'' denilen gerekçede, bu nedenle çağdaş ülkelerde olduğu gibi
Türkiye'de de kıyılara ayrı bir değer verildiği, Hazine de dahil, özel mülkiyete
konu edilmesi mümkün olmayan, özellikli bir kaynak statüsü tanındığı
anlatıldı. Anayasa,
çeşitli yasalar, Danıştay ve Yargıtay içtihatlarıyla güvenceye alınan kıyıların,
hukuki statüsüne karşı hala hukuka aykırı, kıyı talanı şeklindeki bazı yanlış
uygulamaların görüldüğü iddia
edildi. İstanbul'daki ormanlık
alanlar ve sahillerdeki kaçak düzensiz yapılaşmanın en önemli nedeninin, kamunun
gerekli önlemleri almamasından kaynaklandığı ifade edilen gerekçede, yasal
düzenlemelerin yetersizliği ve insan hatasını en aza indirecek sağlıklı
denetimlerin azlığının, yaşanan sorunu kronik hale getirdiği
vurgulandı.
''Önce dolgu yapılıyor, sonra plan onaylanıyor''
Önergenin gerekçesinde, kıyı kullanımında en çok
rastlanan usulsüzlüğün, deniz dolgusunda yaşandığı, önce dolgu yapıldığı, daha
sonra da planların onaylandığı savunuldu. İstanbul'daki hızlı yapılaşma
nedeniyle bir çok kamu ve orman arazisinin talan edildiği, imar
değişiklikleriyle yerlerine beton yığınları dikildiği ifade edilen gerekçede,
şunlar kaydedildi: ''Bu
talan Ataköy-Yeşilköy sahilindeki kıyı kesiminde de yaşanmaktadır. Ataköy
sahilinde çok güzel bir projeyi hayata geçireceğini iddia eden TOKİ, bazı
taşınmazları satışa çıkarmıştır. Bu nedenle kıyıların satış işlemlerinin ve
satış öncesi hukuki durumlarının iyi araştırılması gerekmektedir. Çeşitli
gerekçeler ve uygulamalarla kamuoyu gündemini meşgul eden, kıyıların gelişigüzel
yapılaşmaya konu edilmesinin önündeki hukuki engellerin ve kıyı kullanımlarının
bu konudaki yasal düzenlemeler karşısındaki halihazır hukuki durumunun gözden
geçirilmesi ve denetime dair genel prensiplerin açığa çıkarılması
gerekmektedir. TOKİ
tarafından satışı gündeme getirilen Ataköy-Yeşilköy sahilindeki kıyı kesiminde
kalan taşınmazların mülkiyetlerinin geçerliliğinin olup olmadığının, tescil
edilen bu kıyılar üzerinde yapılan imar uygulamasının hukuki durumunun ve bu
taşınmazları satın alacak kişilerin mülkiyet kaydı yönünden ileride korunmaya
değer bir haklarının olup olmayacağının, bu nedenlerle doğacak uyuşmazlıklar
nedeniyle kamu maliyesinin görebileceği zararların boyutlarının araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasını istiyoruz.''
|