Bir Sanat Yöneticisinin Gözünden AKM
AKM üzerine süregelen tartışmalar 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun kararı sonrasında duruldu. Bundan sonra ne yapmak gerekir, gerçekte eksikliklerimiz nelerdir? sorularını bir de Borusan Kültür Sanat Genel Müdürü Ahmet Erenli'ye yönelttik.
Borusan gibi müzik sektörünün içinde olmayan bir firmanın klasik müziğe yatırım yapmasını nasıl açıklıyorsunuz?
Alternatif salon şu anda yok. İKSV’nin yapmaya çalıştığı Ayazağa’daki bina vardı. Yarım kalmıştı ama şimdi tamamlanacak diye duydum. Orası olursa en azından İstanbul Senfoni Orkestrası oraya gider. Bizim de bir salona ihtiyacımız var, oraya gidebiliriz belki ama o salon da operaya değil konser amaçlı kullanıma uygun. 1000 kişilik bir tiyatro ve 2500 kişilik bir konser salonu var. Bu rakam bana seyirci anlamında her zaman abartılı gelmiştir. Çünkü 2500 kişilik salonu doldurabilecek bir lokal orkestra yok. Ancak, Berlin Filarmoni Orkestrası’nı getirirsen salon dolar ama her dakika da büyük bir filarmoni getiremezsin ki! Elbette çok amaçlı bir salon olarak düşünüldü; kongre gibi. Burada, Tepebaşı’nda bir konser salonu çalışması var, İnanç Vakfı’nın bir projesi ve Frank Gehry’yle çalışılıyor. Biz de sabırsızlıkla bitmesini bekliyoruz. Çünkü böyle yerlere çok ihtiyaç var. Şehirdeki diğer salonların durumu nedir? İstanbul’da küçük çaplı salonlar var. Bu salonlar, ne yurtdışından ne de Türkiye’den bir uzmana danışmadan yapılıyor. Hiçbir şey belli değil. 800 kişilik salon yaptık demiş olmak için, salon yapılır mı? Sonra otur, düzeltmeye ya da yıkmaya çalış. Kaldı ki, 800 güzel bir rakam ama sahne ufak, akustiği berbat... Yani İstanbul’da tutulacak bir tane bile doğru dürüst salon yok. Yine de teknik yeterlilik anlamında en iyi salon Cemal Reşit Rey. Bir de CKM’nin salonu var değil mi? CKM’nin sahnesi küçük, biraz büyük bir konser yapmak istesek yetersiz kalıyor. Yine de yapıyoruz ama bir koro olması gerektiğinde orkestranın son sırasından üçer kişi atmak zorunda kalabiliyoruz. Çözüm bu olmamalı. Çok uğraştıracak bir iş değil ki doğru salonu yapmak... Yeni bir keşiften bahsetmiyoruz. Onlarca örnek var dünya üzerinde. Sadece biraz incelemeye bakıyor. Ben yaptım oldu, havası burada da var, ama olmuyor işte! Sonra yıkmak için uğraşıyorsun. Kaldı ki AKM varolanlar arasında en iyi binadır. Dıştan çok güzel görünmeyebilir ama içeri girdiğinizde tüm aksaklıklara rağmen atmosferi o kadar iyidir ki!
Örneğin Berlin Filarmoni’nin salonuna girdiğimde müthiş hayal kırıklığına uğradım. Bambaşka bir şey bekliyordum ama sonradan Almanlar'ı anladım. Her şey yerli yerinde, gerektiği kadar ve gerektiği gibi. Hiçbir aşırılık yok. Filarmoninin yanı sıra Borusan etkinliklerinde opera da olabilir mi? Benim hep gönlümdedir. Sadece aryalar ya da bölümler olarak değil de, tüm bir operayı yapmak istiyorum. ‘Saraydan Kız Kaçırma’ örneğinde olduğu gibi. Bununla ilgili uzun vadeli çalışmalarımız sürüyor. Avrupa’daki festivallere girebilmek gibi bir amacımız var. Yurtdışındaki bir festivalin sürekli orkestrası olabilir, orada bir opera prodüksiyonunda yer alabilir ve aynı projeyi İstanbul’da da sahneleyebiliriz. Festivaldeki projeyle yurtdışına çıkabiliriz. Bunlar 2009-2010 gibi gerçekleşmesi planlanan projeler. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi için Borusan olarak planlarınız var mı? Çağdaş Akdeniz Festivali’ni daha kapsamlı bir hale getirmeyi planlıyoruz. İKSV ile tekrar işbirliğine gireceğiz. Bu projeler zaten o döneme denk geliyor. Tabii ki normal sezon konserlerimiz olacak ama, konserler dışında da bir prodüksiyon fikri oluşmaya başladı. Ses getirecek, ilk defa yapılan, dünya starlarının da yer aldığı bir proje planlıyoruz. Büyük ihtimalle proje bize ait olacak ve İKSV ile işbirliği yapacağız, ama henüz İKSV’nin bile haberi yok. |