Bursa'da Sorun 'Kent Meydanı'

Eski Santral Garajı’nın yıkılmasıyla açılan geniş alana “Kent Meydanı” adıyla inşa edilen “devasa AVM” (alışveriş merkezi) binası Bursa’nın seçim gündeminde de öne çıkıyor... Çünkü, şehircilikte ilk kez bir beton ve cam yığını binaya “meydan” denirken, çevresindeki geleneksel alışveriş mekânlarına adeta “şımartılmış” bir rakip olması da şaşkınlığı tepkiye dönüştürüyor... Bursa’ya varıldığında Uludağ’ın bile görünmesini engelleyen cüssesiyle “sonradan görme”liği simgeleyen ve kenti yöneteceklerin “atsan atılmaz, satsan satılmaz” türünden uykularını kaçıran “meydan” için en zor durumda olanlar ise “aday”lar.

Çünkü, AKP’den dışlanınca “Bursa sevdası” uğruna DP’den seçime katıldığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin dışındaki tüm adaylar “Meydan ne olacak” sorusuyla baş başalar. Nitekim, AKP’nin büyükşehir adayı olan Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe’ye de yöre esnafı “Yıkacak mısın?” deyince “çözüm”ünü şöyle açıklamış: “Herkes bunu soruyor. Bina yoğunluğunu azaltan yeni bir projeyle bölgeyi Osmangazi Belediye binasına kadar açarak, gerçekten meydana dönüştüreceğiz...”

CHP’nin büyükşehir adayı Sena Kaleli ise bu gibi konularda uzman kurumlarla birlikte karar vereceğini şu sözleriyle açıklıyor: “En büyük projem Bursa’yı hep birlikte yönetmektir...” Bursa’nın ünlü firması Kamil Koç’taki başarılı yöneticiliğini belediyede de göstermesine oy verilirse, Kent Meydanı’nın da “akıbeti” belli demektir. Çünkü bayan Kaleli’nin “birlikte karar üretme” sözü verdiği yerel ve sivil kuruluşlar ile meslek odalarının belki de tümü, kentin göbeğindeki bu rant betonlaşmasından nefret ediyorlar...

Peki, Bursa’da diğer büyükşehir adaylarının öncelikleri neler? Kim hangi projesinde iddialı?

Saadet Partisi adayı Selim Sait Terzioğlu’nun hedefi kentteki “otomobile sevdalı ulaşım sistemi”ne son vermek. Yeni yapılan ve trafiği rahatlatma adına kenti parçalayan “bat-çık” kavşakları eleştirerek “Heykel ve çevresini trafiğe kapatarak tramvayı getirelim” diyor.

MHP büyükşehir adayı Mehmet Gazioğlu ise “turizmi canlandırmak” adına Bursa’ya “Disneyland”ı getirecek! Hem de antik adı Apollon olan ve arkeolojik-doğal SİT kararlarıyla korunan Gölyazı’ya!.. Bursalılar, ilk Osmanlı başkentini eşsiz kültür mirasıyla yaşatarak turizmle buluşturmak yerine, ABD’nin eğlence endüstrisini tarihe ve doğaya bulaştırmanın “milliyetçilik”le ilişkisini merak ediyor olmalılar...