Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Büyükada’da Son Vapur

“Gençlik yıllarımın adasından geriye ne kaldı?” diye düşündüğümde az şey sayabiliyorum: Heybeli sırtlarında güneşin batışı, kulübün bahçesi, “Roma Dondurmacısı”nın “karamelalı dondurması”, “Büyükada Pastanesi”nin mahlepli kurabiyeleri ve iskelede gece yatmaya gelen “son vapurlar”...

Cumhuriyet Gazetesi
2 Büyükada’da Son Vapur

“Gençlik yıllarımın adasından geriye ne kaldı?” diye düşündüğümde az şey sayabiliyorum: Heybeli sırtlarında güneşin batışı, kulübün bahçesi, “Roma Dondurmacısı”nın “karamelalı dondurması”, “Büyükada Pastanesi”nin mahlepli kurabiyeleri ve iskelede gece yatmaya gelen “son vapurlar”...

Penceremden görebildiğim o “vapurlara”, her gece hâlâ yatmadan göz atarım. Gece yarısı “son seferlerini” yapan iki gemi; yan yana, bitişik düzen iskelenin sağına, üçüncüsü de soluna yanaşır... Bu üç gemi iskeleye bağlanıp uykuya daldıklarında; “ada”nın büyük şehrin keşmekeşiyle bağlantısı hepten kopmuş demektir. Günübirlik turistlerin gürültüsü bitmiş, “ada”; gemilerin yeniden sefere çıkacağı sabahın ilk saatlerine dek bize kalmıştır... Gece ortasında da olsa, birkaç saat için kendimizi “adalı” hissedebiliriz. “Ada”yı “ada” yapan o yalıtılmış “uzaklığı”, “uzaklığın korunaklı yalnızlığını” yeniden duyabiliriz...

Aslında “duyabilirdik” demek daha doğru. AKP Belediyesi, Büyükada’yı “şehirleştirene” dek bu böyleydi. Açık kalan ışıklarıyla denizin üstünde birer oyuncağı andıran son vapurların o sessiz ve şiirsel uykusunu seyrederken tam, gecenin karanlığını yaran vahşi motor sesleriyle her seferinde irkiliyorum.

Acı fren sesleriyle geçen bir “Özel Temizlik Kamyonu”, 23 Nisan Caddesi’nden yokuşu tırmanıyor. “Hadi bu da geçti!”; birkaç saat şurda kendi kendime kalabilirim dediğiniz an, rallicilere taş çıkartan hızla yol alan bir başka araba sesi geliyor.

Bakıyorsunuz bu kez de polis. Adanın en ıssız anında, in cin top oynayan sokaklarda devriye geziyor. Bu da yetmiyor! İskele boyundaki kahvelerin önünde piyasa yaparcasına motosikletle tur attıkları oluyor...

Ardı arkası kesilmeyen bu “motorlu araç trafiğinden” kurtulmayacağımız artık belli. İş öyle bir noktaya vardı ki; “romantik mehtap turlarında” dahi ense kökünüzde aniden biten devasa “kepçe kamyonlarıyla” yüz yüze gelebiliyorsunuz. Korku filmi gibi!

Aya Yorgi de motorize oldu

Dünyanın en görkemli gün batışlarına sahne olan “Aya Yorgi manastırının” o yabani güzelliğine kavuşmak için eskisi gibi merkebe filan binen kalmadı. Birileri ne yapıp edip, adanın 220 metre yüksekliğindeki zirve noktasında bulunan manastıra ziyaretçi taşıyan “motorlu araçları” tedarik ediyor. “Aya Yorgi”ye çıkmak için “Büyük Tur” kavşağına yolcularını getiren faytoncular bile bunu açıktan teklif ediyorlar: “Abla, araç ister misin? Hemen çağıralım!”

Her yıl mevcutlarına yenileri eklenen “süper marketlerin” yük kamyonları da cabası. Avuç içi kadar çarşıda, son iki yılda üç büyük market açıldı. Her yeni market, yük getirip götüren kamyon filolarının şişmesi anlamına geliyor.

AKP Belediyesi farkında değil belki. Burası yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın en “tarihi adalarından” biri. Büyükada’nın özelliği yalnız olağanüstü doğal güzelliklere sahip olmasından kaynaklanmıyor. Aynı zamanda “tarihi değeri” olan, “tarihi bir mekân” burası. Eski Roma imparatorlarının gelip geçtiği “Capri” gibi tıpkı, bir tarih parçası...

‘Unutkanlık adası’ filmlerde kaldı

Dünyanın bütün adalarını görmediysem de en güzel adalarından bazılarını gördüm. Cennetten bir köşe diye tarif edilen “Bali” mesela. Tarihten hiç nasiplenmemiş. Sadece doğasını pazarlayan “Bali”yi buna karşın Balililer, “gözbebeği” gibi korumaya özen gösteriyor.

“Büyükada” deyince biz oysa soylu soplu Bizans prensleri; Haçlı akınları, Osmanlı ve Cumhuriyet seçkinleri; yazın dünyasının ünlü isimleri, Papa Roncalli, Atatürk, Troçki gibi dünya tarihinde iz bırakan isimlerin gelip geçtiği bir yerden bahsediyoruz...

“Rus Devrim Tarihi” kitabını Büyükada’daki sürgün yıllarında yazan Troçki’nin “Dünyanın herhangi bir köşesinde buraya benzer bir yer daha var mıdır?” diye bahsettiği; “Burası öyle bir huzur ve unutkanlık adası ki, ada olduğunu bir an olsun unutmanıza imkân yok!” sözleriyle tarif ettiği yer -kasaba tüccarı AKP zihniyeti sayesinde- artık yok.

O “benzersiz unutkanlık adası”; bundan böyle belleklerde sadece “Hatırla Sevgili” ve “Dudaktan Kalbe”nin film setlerine yansıdığıyla yaşayacak. İskeleye yanaşan “son vapurların” yerini belediyenin o ultra panoramik pencereli, modern(!) gemilerinin aldığı an, geriye geçmişi anımsatan hemen hiçbir şey kalmayacak.

http://www.yapi.com.tr/haberler/buyukadada-son-vapur_63157.html

Read Comment Section
2 Yorum Yorum Yaz
  • Nasıl bir yorum yapmalıyım bilmem ki en son Büyükadadan ayrıldığımda henüz motorlu araçlar yoktu. Polisin arabaya ihtiyacı yoktu, çünkü pek polislik olaylar olmazdı. Adadan 1968 yılında ayrıldık, 1969, 1970 ve 71'de yazlıkçı olarak geldik daha sonra benim için yurtdışı görünmüştü, 1994de gezmeye geldiğimde eski bir kaç arkadaşımı bulabildim hatta muteahhitlik yapan bir arkadaşım Hiristos tepesinde bizim ahırların oraya yaptıgı evlerden birini teklif etti etmesine de geri dönmek için erkendi. şimdilerde gelip yerleşmeyi düşündüğümden bir kolaçan edeyim dedim yazınızı okudum ve yorumladım. Geldiğimde belki bu motorlu araçlardan adayı kurtarabilirim. 2011e ne kaldı. Beni adada arpacı zıyanın oğlu olarak tanırlar. YANITLA
  • Bu motorlu araç belası sadece Buyükada'da değil. Ben Burgazlıyım. İtfaiye ve çöp kamyonlarına, ambülansa peki de, belediyeye, İGDAŞ'a, AYETAŞ'a ait kamyonlar, kamyonetler, minibüsler ortalıkta cirit atıyor. İnşaat molozları, binalara takılan PVC pencere doğramaları, cumaları kurulan pazar satıcılarının kuru soğan ve patatesleri bile kamyonlarla taşınıyor. İnşaat molozu demişken, Ayanikola ile Kalpazankaya arasındaki eskiden çöp dükülen yamaca şimdi de moloz dökülüyor. Bir de motosikletli polisler vardı, herhalde boğulan olursa müdahale ederiz diye denize girilen yerlerde devriye gezerlerdi, neyse bir iki yıldır bu yardımdan kurtulduk. Bu yıl uygar kılıklı bisikletli polisler var. Onlar da deniz kıyısında bile bellerinde tabancayla dolaşıyorlar. Bu motorlu taşıt belası her adada var. YANITLA
2 yorumdan 2 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!