İmalat sanayii üretiminde ikinci 3 ayda görülen yüksek
oranlı düşüşlerin, geçen hafta yayımlanan büyüme rakamlarına çok küçük bir
oranda yansıması, kafaların karışmasına neden oldu. İmalat sanayii üretimi
ikinci 3 ayda toplam yüzde 16,9 oranında küçülmüşken büyüme rakamlarındaki
imalat sanayii gerilemesi yüzde 8,7'de kaldı. Türkiye İstatistik Kurumu'na
(TÜİK) bu durumu ilettik ve bir yanıt aldık. Ancak gelen yanıtı değerlendiren
uzmanlar bunun da aradaki farkı net olarak açıklamadığını, büyük ihtimalle
üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklanırken ikinci çeyrek rakamlarının önemli
ölçüde revize edileceğini söylediler.
Aslında bu konuda bizi uyaran TÜİK'in (daha önceki adı olan Devlet İstatistik
Kurumu) eski başkanlarından Sıddık Ensari oldu. Ensari, eski kurumunu özellikle
çalışanlarını yıpratmak istemediğinin, büyük bir ihtimalle hesap hatası
olabileceğinin altını çizerek imalat sanayii üretimi ikinci üç ayda ortalama
yüzde 16,9 düşüş kaydetmişken gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplarına bu
düşüşün yüzde 8,7 olarak yansıtıldığını hatırlattı ve "Bu sapmanın GSYH
büyümesine etkisi yüzde 2,5-3,0 arasındadır. Bu da gerçek küçülmenin yüzde 7
değil, yüzde 9,5-10 civarında olduğuna delalet eder" dedi.
TÜİK'in bu fahiş hatayı hemen düzeltmesinde yarar olduğunu kaydeden Sıddık
Ensari'nin bu iddiası üzerine bazı banka iktisatçılarıyla konuyu tartıştık.
İlk çeyrekte, özellikle hammadde olarak altın ihracatındaki artışla, ara malı
ihracatının toplam ihracattaki payı yüzde 55 olarak gerçekleşmişken ikinci
çeyrekte söz konusu payın yüzde 47'ye indiğini, tüketim malı ihracatının payının
yüzde 35'ten 40'a yükseldiğini kaydeden iktisatçılar, "Bu doğrultuda, ikinci
çeyrekte ara malı üretimi yüzde 17 daralırken tüketim malı üretiminin sadece
yüzde 4 gerilemiş olması, GSYH hesaplamasında daha sınırlı bir daralmayı anlamlı
kılıyor" dediler. Dolayısıyla vergi indirimleri ile canlanan tüketimin, üretim
tarafındaki etkisiyle üretimdeki payların ara malında azalırken tüketim malında
artması, GSYH içindeki sanayi üretiminde daha sınırlı bir daralmayı sağlamış
olabileceği kaydedildi.
Ancak buna karşılık ağırlıklarla ilgili detay bilgiler bulunmadığını kaydeden
iktisatçılar, yine de bu kadar farkın fazla olduğu kanaatlerini
bildirdiler. Tüm bu görüşleri geçen cuma akşamı TÜİK Başkanvekili Ömer
Toprak'a telefonla sorduk ve uzmanlarına danışarak yanıt vereceğini söyledi.
TÜİK'ten gelen açıklamanın tam metnini yayımlıyoruz. Kısaca TÜİK sanayi üretim
endeksi ile GSYH imalat sanayi katma değeri arasında gözlemlenen farklılaşma iki
kaynaktan geldiğini belirtiyor. TÜİK'e göre birincisi GSYH üretim değeri ile
sanayi üretim endeksi arasında yöntem ve kapsam farklılıklarının olması,
ikincisi ise yukarıda ifade edilen değişen girdi-çıktı
oranları. Şimdiye kadar bu kadar fark
olmamıştı
TÜİK'in yaptığı bu teknik açıklamaya karşın, eski DİE Başkanı Sıddık Ensari
de banka iktisatçıları da bu açıklamadan tatmin olmadıklarını söylediler. Kabaca
söylemek gerekirse bazı dönemlerde, TÜİK'in hesaplama yöntemi gereği
ağırlıkların değişmesi nedeniyle farklar olabileceğini ama bu kadar farkın çok
dikkat çekici ve garip denebilecek kadar yüksek olduğunu söylediler.
Bu arada şimdiye kadarki verilerle çizilen grafik de hiç olmadığı kadar
çarpıcı biçimde bir ayrışmanın, son verilerle birlikte yaşandığını ortaya
koyuyor. Bilgi veren iktisatçılar TÜİK'in bu ayrışmanın teknik nedenlerini,
piyasayı tatmin etmek için çok daha detay biçimde ortaya koyması gerektiğini
söylüyorlar. TÜİK'in bu detay verileri ve ağırlık puanlarını piyasa ile
paylaşmasının bir sakınca yaratmayacağını, bir değişiklik varsa ve ona göre bir
farklılık belirmişse, zaten bu değişikliğin daha önceden piyasaya açıklanmasının
şeffaflık gereği şart olduğunu hatırlatıyorlar. Özetle TÜİK'in
hesaplamalarında bu son büyüme rakamlarıyla ortaya çıkan şüphelerin giderilmesi
gerekiyor. Elbette herkes gibi biz de bu farkın teknik olarak bir açıklaması
olmasını istiyor, bunu tercih ediyoruz. Ancak piyasaların buna inanabilmeleri
için çok daha doyurucu açıklamalar yapma ihtiyacı bulunuyor.
Son dönemlerde TÜİK'in, sonradan hatasını kabul edip düzeltse de hesap
hataları yapabildiğine şahit olduk ve bunun yine bir hesap hatası olma ihtimali
var. Umarız da sadece bir hesap hatasıdır. Bunun ötesinde son dönemde verilere
olan güvenin azalmaya başlamasının, bu tür garipliklerin daha fazla dikkat
çekmesini beraberinde getirdiğini de kabul etmek gerekir. Belki de TÜİK
yönetiminin böyle bir dönemde her zamankinden çok daha şeffaf olması
gerekiyor. TÜİK durumu nasıl
açıkladı TÜİK'ten yapılan açıklamada şu bilgilere yer
verildi:
"1998 bazlı GSYH serisinde, 1987 bazlı GSYH serisinden farklı olarak,
ekonominin yapısını daha hassas takip etmek üzere imalat sanayii girdi-çıktı
yapısı kaynak veriye dayanarak her yıl için yeniden tahmin edilmektedir. Bu
tahmin için yurtiçine arz olunan imalat sanayii üretimine konu olan bütün
mallar, geniş ekonomik sınıflamaya (BEC) göre ara, yatırım ve nihai tüketim
malları olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Yıllar itibariyle bu dağılımdaki
değişiklikler imalat sanayiinin girdi-çıktı yapısına 1998 yılından itibaren
yansıtılmaktadır. 2009 yılı içinde herhangi bir yöntem değişikliği de
yapılmamıştır. Tabloda da görüleceği üzere ulusal hesaplar kapsamında imalat
sanayii üretim, girdi ve katma değer büyüklükleri yıllar itibariyle farklı
oranlarda değişmektedir.
Sanayi Üretim Endeksi ile GSYH imalat sanayi katma değeri arasında
gözlemlenen farklılaşma iki kaynaktan gelmektedir. Birincisi GSYH üretim değeri
ile sanayi üretim endeksi arasında yöntem ve kapsam farklılıklarının olmasıdır.
İkincisi ise yukarıda ifade edilen değişen girdi-çıktı oranlarından
kaynaklanmaktadır.
2009 yılı birinci dönemi ile ikinci dönemi büyüme verisi kıyaslanırken baz
etkisi nedeniyle 2008 yılının karşılık gelen büyüme oranları da dikkate
alınmalıdır. -14.3 olarak revize edilen 2009 yılı ilk dönem büyüme oranı,
2008 yılının ilk çeyreğindeki 7.2 büyümeye, -7.0 olarak tahmin edilen ikinci
çeyrek büyüme oranı, 2008 yılının ikinci çeyreğindeki 2.8'lik büyüme oranlarına
göre kıyas edilmelidir."
|