Avrupa’da belirsizliğin kalıcı olması durumunda üretimin daha zayıf
olması olasılığı bulunuyor. Satınalma paritesine göre dünyada küresel büyümenin
2010’da ve 2011’de yüzde 3.3 oranında artacağı tahmin ediliyor. FOTOĞRAF:
REUTERS
Yılbaşında bu yıl Türkiye'de GSYİH artışını yüzde 3.3 olarak tahmin
eden Dünya Bankası, büyüme tahminini yüzde 6.3'e yükseltti. Güncellediği raporda
banka Türkiye'nin 2011'de yüzde 4.2, 2012'de de yüzde 4.7 düzeyinde büyümesini
bekliyor
Dünya Bankası’nın yıl başında yayımladığı ‘Küresel
Ekonomik Beklentiler 2010’ (Global Economic Prospects 2010) raporunun yaz
güncellemesi açıklandı.
Ocak ayında bu yıl Türkiye’de GSYİH’nın yüzde 3.3
artacağını öngören Dünya Bankası, bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 6.3’e
yükseltti.
DB ocak ayındaki raporunda 2011 için ise Türkiye’de yüzde 4.2
büyüme öngörmüştü. Bu tahminde bir değişiklik yapılmadı. Güncellemede
Türkiye’nin 2012 yılında yüzde 4.7 büyüme rakamına ulaşacağı belirtildi.
Tahminler faizler ve petrol fiyatları dikkate alınmadan
yapıldı.
‘Orta Asya etkilenebilir’
Raporda bazı
Avrupa bankalarının ödeme güçlüğü içine düşmesi ya da büyük çaplı yeniden
yapılanmaya gitmesi durumunda uluslararası sermaye akışı açısından Orta Asya
ülkelerinin de etkilenebileceği tahmininde bulunuldu. Dünya Bankası’nın ‘Karşı
Rüzgârlar ve Ekonomik Toparlanma’ temasını işlediği, ‘Küresel Ekonomik
Beklentiler’ raporunun yaz güncellenmesinde, ‘Birkaç yüksek gelirli Avrupa
ülkesinin mali pozisyonu hakkındaki piyasa tedirginliği, dünya ekonomisi için
yeni bir zorluk meydana getiriyor’ denildi.
Raporda bazı Avrupa
bankalarının ödeme güçlüğü içine düşmesi ya da büyük çaplı yeniden yapılanmaya
gitmesi durumunda uluslararası sermaye akışı açısından Orta Asya ülkelerinin de
etkilenebileceği tahmininde bulunuldu. Güncellemede, yeni zorlukların; ekonomik
toparlanma daha uzun vadeye yayılırken, mali teşviklerin olumlu etkilerinin
zayıfladığı ve GSYİH kazançlarının giderek artan şekilde özel yatırım ve
tüketime bağlı olacağı bir dönemde ortaya çıktığına dikkat çekildi.
Şimdiye değin Avrupa’daki finansal gelişmelerin gelişmekte olan
ülkelerde sınırlı etkiler doğurduğu kaydedilen raporda, ‘Küresel hisse
senedi piyasaları yüzde 8 ile yüzde 17 arasında düşse bile birçok gelişmekte
olan ülkenin risk priminde küçük azalışlar yaşandı’ denildi. Şu ana mesajlara
yer verildi:
Avrupa’da belirsizlik fazla* Satınalma paritesine göre
dünyada küresel büyümenin 2010’da ve 2011’de yüzde 3.3 artacağı, 2012’de yüzde
3.5 gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelere yönelik özel
sermaye akışlarının 2009’da GSYİH’larının yüzde 2.7’si düzeyinden, 2010’da yüzde
3.2’ye çıkacağı tahmin ediliyor.
* Avrupa’da belirsizliğin kalıcı olması
durumunda üretimin daha zayıf olması olasılığı bulunuyor. Zengin ülkeler için
daha yüksek olasılığı bulunan, sıkı para politikasının hızlı uygulandığı
alternatif plan, toparlanmada biraz daha kesintiye yol açabilir. Avrupa ve Orta
Asya’da büyüme rakamları bu yıldan başlayarak yüzde 4.1, yüzde 4.2 ve yüzde 4.5
olarak tahmin edildi.
* En zengin beş AB ülkesinde güven kaybının yüksek
mali açıklar ve yüksek kamu borçlarıyla birleşmesi sonucu kredilerin
dondurulması, bu ülkeleri durgunluğa itebilir, 2011’de büyümenin yavaşlamasına
ve yüzde 2.4 olarak gerçekleşmesine yol açabilir.
* Yunanistan, İrlanda,
İtalya, Portekiz ve İspanya’nın temerrüde düşmesi ya da buralarda büyük ölçekli
bir yeniden yapılanma uygulanması, söz konusu ülkeler dışındaki birkaç bankanın
borçlarını ödeme gücüne tehdit oluşturabilir, bunun küresel finansal sistem için
kapsamlı sonuçlar doğurma potansiyeli vardır.
* Yunanistan, İrlanda,
İtalya, Portekiz ve İspanya bankalarının önemli mevcudiyetinden dolayı, yüksek
gelirli ülke borçlarında temerrüt ya da büyük çaplı yeniden yapılanma olması
durumunda, Avrupa ve Orta Asya’ya ve daha az önemde olmak üzere Latin Amerika’ya
uluslararası sermaye akışları ciddi etkilenebilir.
(Radikal)
|