Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, 2100
yılı için yapılan öngörülerde, sıcaklıkların iyi senaryoya göre 2, kötü
senaryoya göre 5 derece artmasının beklendiğini belirterek,
Türkiye'de de 2050-2100 yılına kadar
sıcaklıklarda 4 dereceye kadar sıcaklık artışının söz konusu olabileceğini
bildirdi.
15. Klimatoloji Komisyonu Toplantısı için Antalya'da bulunan
Mehmet Çağlar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğü olarak yağış, rüzgar, nem, sıcaklık gibi değerlere yönelik gözlemler
yaptıklarını ve uydu aracılığı ile dünyayı her 15 dakikada bir gözlediklerini
söyledi. Bulut hareketleri, yağış ve fırtına oluşumu gibi konularda bilgi
edindiklerini anlatan Çağlar, ayrıca radar gözlemleri yaptıklarını, ileri
teknoloji ekipmanları da kullandıklarını ifade etti.
Hassas ölçümlerin, hava tahmini ve erken uyarılara büyük faydası olduğuna
değinen Çağlar, son olarak Antalya'da meydana gelen sel felaketi öncesinde
yaptıkları uyarı sayesinde okulların tatil edildiğini, tedbirlerin alındığını,
daha fazla kişinin hayatını kaybetmesinin de önüne geçildiğini dile getirdi.
Genel müdürlük olarak iklim değişikliklerini izlediklerini ve buna yönelik
araştırmalar yaptıklarını kaydeden Mehmet Çağlar, Türkiye'nin bu çalışmalar
kapsamında uluslararası örgütlere üye olduğunu hatırlattı. Çağlar, Türkiye'nin
Avrupa Meteoalarm Projesi'ne entegre olacağına dikkati çekerek,
şöyle konuştu:
“Meteoalarm, risk durumlarını, hangi bölgede fırtına olabilir, sıcaklık veya
soğuk hava dalgası, kuvvetli, aşırı yağış nerelerde var, nerede olabilir gibi
risk bölgelerini belirleyen uluslararası bir proje. Türkiye'de buna meteoalarm
diyoruz. Türkiye'deki risk bölgelerini daha kapsamlı verilmekte ve bunu
geliştirmekteyiz. Meteorolojik hizmetlerde hava tahmini ve erken uyarılar önemli
bir yer tutuyor. Bunlar aracılığıyla ülkemizdeki meteorolojik ihtiyaçları
karşılıyoruz ve doğal afetlerin zararlarında azaltmaya yönelik hem ekonomik, hem
can kaybına yönelik önemli bir görev yapıyoruz.”
Küresel ısınmaya karşı nükleer enerji
Mehmet Çağlar, dünya kamuoyunun yakından izlediği küresel iklim
değişikliğinin sebepleri arasında 1980'lerden sonra insan faktörünün etkisinin
arttığına dikkati çekti. Özellikle fosil kaynaklı yakıtların atmosferi
kirletmesine işaret eden Çağlar, bunların içinde karbondioksit konsantrasyonunun
önemli bir yeri olduğunu vurguladı. Dünyada sera gazı emisyonlarının artışından
kaynaklanan küresel bir ısınma olduğuna değinen Çağlar, “Bu nedenle son 100 yıl
içinde hava sıcaklıklarında 0,74 santigrat derece artış olmuş durumda” dedi.
Çağlar, küresel ısınmanın etkisiyle dünyada bazı yerlerde yaygın olarak sel
olayları meydana geldiğini, fırtınalar, hortumlar oluştuğunu kaydetti. Dünyadaki
meteorolojik faktörlerin değişkenlik gösterdiğini belirten Mehmet Çağlar, bilim
adamlarının bu etkileri azaltmak için ne yapılması gerektiğini tartıştığını
ifade etti. Sera gazını salan en önemli etkenin fosil yakıt kullanımı
olduğuna değinen Çağlar, dışarıya kirletici gaz vermeyen teknolojilerin
kullanılmasının önemini vurguladı.
Rüzgar, güneş, hidroelektrik ve jeotermal kullanımının önemine işaret eden
Mehmet Çağlar, şöyle konuştu: “İklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına
yönelik çalışmalardan biri de enerjinin verimli kullanımı. Evinizde aydınlatma
için kullandığınız lambaları tasarruflularla değiştirince yüzde 80 tasarruf
sağlıyorsunuz. Verimli cihazlar kullandığınızda, evinizi yalıttığınızda yüzde 50
tasarruf sağlıyorsunuz. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 75-80'i fosil
kaynaklı. Tartışılan bir konu belki ama nükleer enerji önem arz ediyor. İklim
değişikliğinin etkilerinin azaltılması çalışmalarında nükleer santraller dünyada
yaygınlaşıyor. Bu konuda tartışmalar da var, özellikle canlı sağlığına
tehlikeleri konusunda. Dünyada Fransa enerjisinin yüzde 75'ini nükleer enerjiden
sağlıyor. Japonya'da, ABD'de, Avrupa'da, Türkiye'nin burnunun dibinde
Ermenistan'da, Bulgaristan'da var. Nükleer enerji iklim değişikliği konusunda
önemli bir yatırım olarak karşınıza çıkıyor.”
2100 yılı tahminleri
Dünyada 2100 yılına kadarki dönemde sıcaklıklarda küresel olarak 2-5
derecelik sıcaklık artışı öngörüldüğünü belirten Çağlar, bilim adamlarının bu
değişimi göz önünde bulundurarak iklim modelleri üzerine çalıştıklarını anlattı.
2 ya da 5 derecelik artış için senaryolar ürettiklerini kaydeden Çağlar, şöyle
devam etti:
“2100 yılına kadar iyi senaryoya göre 2 derece, kötü senaryoya göre de 5
derecelik sıcaklık artışı bekleniyor. 5 derece olursa çok kötü, dünyada
okyanuslar yükselecektir. Yaşanamaz bir durum söz konusu. Eğer sıcaklık iyi
senaryoya göre 2 derece artarsa denizdeki seviye yükselmesi 18-38 santim
arasında oluyor. Geçtiğimiz 100 yıl içinde deniz seviyesi 17 santim yükselmiş,
bir 100 yıl içinde de bu kadar daha yükselmesi bekleniyor ama bu aslında hala
yaşanabilir bir dünya demek. 5 derece değil 4 derece artarsa deniz seviyesinde
yarım metreye kadar yükselme olur. Senaryo çalışmaları bunu gösteriyor. Bu da
yaşanamaz bir dünya demek.”
Türkiye öngörüleri
Mehmet Çağlar, Türkiye'de 100 yıl içinde sıcaklıklarda 0,64 derece artış
olduğunu, yağışlarda da değişkenlik görüldüğünü kaydetti. Meteorolojinin
“yağış/su yılı” ifadesiyle ekim ayından başlayarak bir değerlendirme yaptığını
anlatan Çağlar, 12 aylık verilere göre 2006-2007 yılları arasında Türkiye'de
meteorolojik kuraklık yaşandığını bildirdi.
2008'den itibaren 2009'u kapsayacak şekilde yağış mevsimi itibariyle
yağışlarda düzelme olduğunu bildiren Çağlar, “Hatta uzun yıllar ortalamasına
göre yüzde 25, geçen yıla göre ise yüzde 61,8 artış oldu. 2009 yılı Türkiye
geneli yağış ortalaması 815 milimetre, normali 652 milimetre, geçen yıl
ortalaması ise 504 milimetre olarak gerçekleşti” dedi.
Çağlar, bölgesel farklılıklara rağmen Türkiye uzun yıllar ortalamasının
metrekareye 643 milimetre olduğunu ifade etti. Geçen yıl, uzun yıllar yağış
ortalamasının yüzde 25 arttığını belirten Çağlar, “Son 4,5 aylık dönemde
yağışlarda uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 32, geçen yıla göre 45'in
üzerinde bir artış var. Yağışlarda iyi durumdayız” diye konuştu.
Türkiye'nin Akdeniz iklim kuşağında iklim değişikliklerinden en fazla
etkilenen ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Çağlar, şöyle devam etti:
“2100'e kadarki dönem için çeşitli senaryolar geliştiriyoruz. Önümüzdeki
dönemde 2025 yılına kadar kış ve sonbahar mevsimlerinde yaklaşık 1 derecelik
ısınma bekliyoruz. Bu, yağışlarda, sıcaklıklarda değişim getirebilir. Risk
durumları oluşturabilir. Yağışa bağlı taşkın oluşabilir. Bir nevi iklim
değişiyor. Yağışlar azken bir bakmışsınız fazlalaşmış. İklim ortalamaları
değişkenlik gösteriyor. 2025 öngörülerinde ilkbahar mevsiminde orta ve batı
bölgelerde yaklaşık 0,5 derecelik soğuma var. Yani her tarafta aynı değil. Bazı
yerler ısınıyor, bazı yerler soğuyor. Yaz mevsiminde ise kuzeybatı bölgeler 1
derece ısınıyor. Eğer böyle giderse 2050-2100 yılına kadar Türkiye'deki
sıcaklıklarda da 4 dereceye kadar artış söz konusu olabilir. Bu da dünyadaki
değerlerle örtüşüyor.”
Mehmet Çağlar, Türkiye'nin deniz seviyesinin üzerinde bir ülke olması
nedeniyle 4 derecelik ısınmadan Hollanda gibi deniz seviyesinin altında kurulmuş
ülkelere göre daha az etkileneceğini kaydetti. Sıcaklık artışının yağış
rejimlerinde değişime neden olacağını belirten Çağlar, 2100 yılına kadar
görülecek 4 derecelik artışın, fırtınaların artması, sıcak hava dalgaları
yüzünden tarımsal ürün rekoltesinde düşüş yaşanması gibi olumsuzluklar
yaratabileceğine dikkati çekti. Çağlar, aynı veriler ışığında kış mevsiminde
kuzeydeki yağışlarda yüzde 10-20 artış, güneyde ise yüzde 10-20 azalış
beklendiğini vurguladı.
Çığ uyarısı
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, yapılan son tahminlere
göre Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'da yağış beklendiğini, iç ve doğu kesimlerde
sıcaklıkların 2-4 derece artarak, mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam
edeceğini kaydetti. Çağlar, sıcaklık artışının başta Doğu Anadolu olmak üzere
bazı bölgelerde çığ riski oluşturabileceğini de sözlerine
ekledi.
|