Çeşme'deki ecrimisil bedelleriyle ilgili çok yazı
yazdım. Belki kabak tadı vermiş olabilir ama... Öyle anlaşılıyor ki; bu
konu resmileşinceye kadar işin ucunu bırakmamakta fayda var. Bazı AKP
yöneticileri son gelişmelerden sonra şunu demeye çalışıyorlar. "Çeşme’nin
problemini biz çözdük. Biz olmasaydık bu iş olmazdı..." Sorun, son 100 yılın
problemi değil... 2003’ten ve özellikle de 2006’dan sonra yapılan büyük bir
haksızlık... Maliye müfettişlerinin Antalya’ya gidip farklı, Çeşme’ye gelip
farklı faturalar yazmasından kaynaklanıyor. İş mahkemeye gittiğinde de
müfettişler, "Sorun bizde değil, emlak rayiçlerinde..." dediler. Bizler
sorunun emlak rayiçlerinden kaynaklanmadığını ortaya koyunca da "Haksızlık
yapmışız, kusura bakmayın..." dediler. "Yanlışlık yapmışız, pardon..." Bir
devlet "Pardon..." diyebilir mi? Bir anne ve baba, çocukları arasında
ayrımcılık yapabilir mi? Yapamaz, yapmamalı... Devlet de aynı
davranmalı... Çeşme’ye farklı, Antalya’ya farklı bakamaz. Aslında konu çok
basit ama konuyu bir kaos haline getirip sonra da "Biz olmasaydık..." diye
başlayan cümleleri duyunca... Bu sözlere hem çok gülüyorum, hem de çok
üzülüyorum. Sorunu yaratan da, çözmeye çalışan da mevcut iktidarsa acaba ne
demek gerekiyor?
* * *
Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çeşme’ye
gelip sezonu açtı. Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya da Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan’ın talimatıyla görüşmelere katıldı. Çeşmeli turizmcilerle Maliye
Bakanlığı’nın bürokrat kadroları sabahtan akşama çalıştılar. Ve sorunu
hafifletecek bir formül üzerinde anlaşmaya vardılar. Maliye bürokratları,
"Bundan sonra ecrimisil bedellerini emlak değerleri üzerinden değil, Kalkınma
Bankası’nın belirlediği değerler üzerinden belirleyeceğiz..." dediler ve ilave
ettiler. "Böylece ecrimisil faturaları yüzde 60 düşmüş olacak..." Bu söz
üzerine Çeşmeli turizmciler çok sevindi. Taslak üzerinde çalışanlar da
"Kalkınma Bankası değerleri..." diye bir ibareyi metne koydular. Sonradan
anlaşıldı ki... Kalkınma Bankası’nın ne böyle bir çalışması var, ne böyle bir
listesi...
* * *
Kalkınma Bankası bürokratlarının bu konuşulanlardan haberleri
bile yok... Ankara’da şimdi herkes liste peşinde... İzmir’de konuşulan ama
Başkent’te bulunamayan liste... Bakıyorum açıklamalara... "Biz olmasaydık,
bu iş olmazdı. Artık Kalkınma Bankası’nın listeleri kullanılacak..." diye
başlayıp devam ediyor. Anlaşıldı ki; Kalkınma Bankası’nın bu konudan haberi
yok. Bankanın yapabileceği bir katkı da yok. Peki ne olacak? En başa
dönüldü. Ve şöyle bir formül geliştirildi. "Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından tespit edilen en düşük açık alan arsa maliyetlerine esas metrekare
birim fiyatın yüzde 20’sinin uygulanması..."
* * *
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın böyle bir çalışması ve hazırlığı
var mı? Bunu da göreceğiz. Ama bu çalışmayı yürütecek olan kişilere bir
hatırlatmamız olacak. Ecrimisil; turizm işletmelerini ilgilendirir. Yani
bir otel ya da işletme buradan yararlanıyor ve müşterilerine kullandırıyorsa
bunun karşılığında devletine fahiş olmamak kaydıyla karşılığını
ödemelidir. Bu alanlarda dikkate alınacak sürenin deniz mevsimine
endekslenmesi şarttır. Deniz mevsimi Akdeniz’de beş ay, Güney Ege dört, Kuzey
Ege’de üç, Marmara’da iki, Karadeniz’de 45 gündür. Fiyatlar buna göre
belirlenmelidir. İkincisi... Herkesin girebileceği sitelerde, yazlıklarda
muaf tutulmalıdır. Üçüncüsü... Yapılacak düzenleme 2005-2008 yıllarında
tahakkuk ettirilen fahiş ecrimisil bedellerini de kapsamalıdır. Ödemiş
olanlar için mutlaka mahsuplaştırma yapılmalıdır.
* * *
Konu basit ama... Olay tam bir
kaos...
|