SPAN lang=EN>
Başka ülkelerde kişi başı yıllık elektrik tüketimi 5 bin kwh (kilovat saat)
dolayında. Bizde 2 bin kwh dolayında. Bizim kişi başı tüketimimiz de 5 bin
kwh’ye doğru yavaş yavaş tırmanıyor. Kişi başı tüketim sadece evlerdeki tüketim
anlamına gelmiyor. Sanayi ağırlıklı olarak ülkedeki tüm tüketimi yansıtıyor.
Bizde yıllık elektrik tüketimi ekonominin büyüme hızının 2 katı oranında
artıyor. Ekonomi yüzde 5 büyürse elektrik tüketimi yüzde 10, ekonomi yüzde 7
büyürse elektrik tüketimi yüzde 15 dolayında artıyor. Demek ki, elektrik
üretimini her yıl yüzde 10 dolayında artırmaya mecburuz.
Rüzgâr,
güneş, su yetmiyor Şimdilerde yıllık elektrik üretimimiz 210 milyar kwh
olduğuna göre, her yıl 20-25 milyar kwh dolayında üretim artışı
gerekiyor. Elektrikte üretim artışı için santral kurmak lazım. Santral kurmak
hem zaman istiyor hem para istiyor. Rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi gibi yeni
sistemler çok iyi ama, bu sistemlere dayalı olarak ülkenin elektrik enerjisi
sorununu çözmek imkânsız. Derelerden akan sulardan elektrik üretmek üzere
küçük hidroelektrik santralları (HES) için harekete geçildi ama, bunlar
gerçekleşse bile tümü 5-6 milyar kwh elektrik üretecek. Uzun süredir
başlayabildiğimiz ciddi bir proje yok. Devam eden tek ciddi proje Ilısu Barajı
ama, yapımında duraklama olmasa bile 2.5 milyar euro harcamayla 6 yıl sonra
devreye girecek ve de sadece 3.6 milyar kwh elektrik üretebilecek. Uzun
yıllardır gündemde olan nükleer santral ihalesine dün tek bir grup katıldı.
Büyük olasılıkla ihale en az 6 ay sonra yenilenecek. Çünkü (1) Dünyanın
durumunda belirsizlik var. (2) Türkiye’nin durumunda belirsizlik var. Nükleer
enerji santralı küresel boyutta büyük bir iştir. 3 bin-5 bin MW kurulu güce
sahip bir nükleer enerji santralı 10-15 milyar dolar harcamayı gerektirir. 8-10
yılda tamamlanır. Tamamlandıktan sonra yılda 25-40 milyar kwh elektrik
üretir. Dikkat buyurunuz. Bizim elektrik talebimiz her yıl 20-25 milyar kwh
artıyor. Önümüzdeki yıllardan itibaren her yıl bu büyüklükte elektrik üretecek
ek santrallara ihtiyacımız var. Buna karşılık, nükleer santral yapılabilse bile
8-10 yıl sonra devreye giriyor. Ve de bir nükleer santral devreye girdiği
yıllarda Türkiye’nin artan yıllık enerji talebini ancak
karşılayabiliyor.
Talep çığ gibi büyüyor Unutmayınız, biz kırk
yıldır nükleer santral kurmaya çalışıyoruz. 1967 yılında 300 MW’lık bir santral
kurmaya niyetlendik. Daha sonraki yıllarda ihaleler açtık. İhaleleri iptal
ettik. Geldik bugünlere... Türkiye elektriksiz kalamayacağına göre,
önümüzdeki yıllarda “mecburiyetten” hükümetler gene doğalgaza dayalı santrallar
kurdurmak zorunda kalacaktır. Çünkü doğalgaza dayalı santralların hem kuruluş
maliyeti düşük hem de bu tür santrallar 1-2 yılda devreye girebiliyor. Ama bu
santralların işlemesi için doğalgaz lazım. Doğalgaz ise hem pahalı hem temini
siyasi ilişkilere bağlı. Bugüne kadar böyle geldik. Ve de elektriğin yarısı
doğalgazdan üretilir oldu. Demek ki bundan sonra da böyle olacak. Elektriksiz
kalamayız. Hayat durur. Önce sanayi durur. Sonra sokaklar, evler karanlıkta
kalır. Elektrik talebi
devamlı artıyor.
|