Emlak sektöründe son dönemde Türkiye genelinde yapılan pek çok markalı proje
dünya standartlarındaki rakipleriyle yarışabilecek nitelikleriyle dikkat
çekiyor. Ancak İspanya, Fransa gibi ülkelerde benzer projeler yabancılara peynir
ekmek gibi pazarlanırken Türkiye yabancılara mülk satışını engelleyen yasadan
dolayı eldeki ciddi fırsatı kaçırıyor. İstanbul başta olmak üzere büyük
şehirlerde yapılan çok sayıda lüks proje de bu nedenle elde kalıyor.
ABD ve Avrupa ülkelerine satışların önünde bir engel bulunmazken aralarında
Rusya, Kazakistan, İran, Arap ülkeleri ve Azerbaycan olmak üzere 89 ülkenin
vatandaşı Türkiye'de parayı verse bile ev sahibi olamıyor. İnşaat şirketleri
küresel sermayenin Avrupa'dan Rus ve Ortadoğu ülkelerine doğru el
değiştirmesiyle birlikte en fazla talebin bu ülkelerden gelmesine rağmen satış
yapılamamasından şikayetçi. İstanbul'un küresel bir ticaret ve kültür merkezi
olması nedeniyle özellikle petrol zengini Arap ve Orta Asya ülkeleri ile
Rusya'dan birçok işadamı ikinci adres olarak Türkiye'ye yerleşmek istiyor.
1.8 milyar dolara düştü
Yabancılara mülk satışını sınırlayan düzenlemeler nedeniyle Türkiye'ye
milyarlarca dolar kazandıracak projeleri yabancı müşterilere satamamaktan
şikayetçi olan inşaat firmaları "Avrupa ve ABD ile mütekabiliyet var. Ancak bu
ülkelerden talep yok. Talebin en fazla olduğu Rus, Ortadoğu gibi ülkelere ise
biz satış yapamıyoruz" diye konuşuyor. Emlak uzmanları şimdiye kadar yapılan
satışların 2008 öncesinde yapıldığını, sonrasında ise durduğunu söylüyor.
Yabancılara gayrimenkul satış rakamları dikkate alındığında da benzer bir tablo
ortaya çıkıyor. 2006-2008 arasında yabancılara yılda ortalama 3 milyar dolarlık
gayrimenkul satışı yapılırken, geçen yıl hem kriz hem de yasal engellemeler
yüzünden söz konusu rakam 1.8 milyar dolara düştü.
Rus ve Kazaklar alamıyor
Yabancılara satışın önündeki engellerin başında mütekabiliyet (karşılıklılık
ilkesi) geliyor. Bu ilke, Türklerin yurtdışında mülk edinemediği ülkelerin
vatandaşlarına Türkiye'den de konut satışının engellenmesini içeriyor.
İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkeleri ile ABD gibi ülkelerde bu sorun
yaşanmazken küresel kriz sonrasında sermayenin en değiştirdiği Rusya,
Kazakistan, İran, Ürdün, Türkiye Cumhuriyetler gibi ülkelerin vatandaşları
Türkiye'den mülk alımında engellerle karşılaşıyor.
Şirket kuruyor, Türk oluyorlar
Yabancı uyruklu vatandaşların taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinimleri 25
dönümle sınırlandırıldığından, bu miktarı geçen edinim talepleri tapu sicil
müdürlüklerince reddediliyor. Daha büyük araziler için ise Bakanlar Kurulu
kararı gerekiyor. Ancak Türkiye'de bir şirket kurarak bu şirket üzerinden alım
yapmak ya da Türk vatandaşlığına geçmek gibi iki yöntem de Türkiye'de konut
almak için izlenen yöntemler arasında geliyor.
En çok Azeriler Türk vatandaşlığına geçiyor
Projelerinden ev almak için Türk vatandaşlığına geçen çok sayıda yatırımcısı
bulunan Sinpaş İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, en çok
Azeri ve Kazak'ların konut taleplerinde sorun yaşadıklarını söylüyor. Çelik, "Bu
ülke vatandaşları ancak Türk ortaklı şirket kurarak konut sahibi olabiliyor. Bu
seferde şirket kurma maliyeti gibi ek yüklerle karşı karşıya kalıyorlar.
Bosphorus City projesinde bu yolla yaklaşık 100 kişiye ev sattık. Azeriler'de
ise Türk vatandaşlığına geçmeyi tercih ediyor" diyor. Ant Yapı Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Okay ise "Türki Cumhuriyetlerde inanılmaz bir
potansiyel var ama değerlendiremiyoruz. Rusya'dan yoğun talep alıyoruz. Ama
karşılıklılık olmadığı için satamıyoruz. Şirket kurup onun üzerinden
alınabiliyor. Ancak bunu yabancıya anlatmak çok zor" diye konuşuyor.
Güvenliği tehdit eden bölgelerde satış yok
Türkiye'den mülk edinmek isteyen tüm yabancılar için askeri birimlerden izin
çıkması gerekiyor. Güvenliği tehdit edecek bölgelerde yapılacak satışlar ve
mütekabiliyetin uygulanmadığı ülkelere satış yasağı bunun nedenini oluşturuyor.
Bunun yanı sıra bir diğer engel ise askeri yasak ve güvenlik bölgelerin ilgili
kurumlarca bilinmemesi. Örneğin büyük bir konut projesi askeri bir tesis
yakınındaysa her ne kadar proje satışa elverişli olsa da mütekabiliyetin
uygulandığı ülkelere dahi bazen izin çıkmayabiliyor.
|