‘Avrupa’nın ve İstanbul’un en eski yerleşim alanı’
arkeolojik sit alanı sayılmadı! Küçükçekmece’deki antik
Bathonea kenti topraklarının İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planında
arkeolojik sit alanı olmaktan çıkarıldığı anlaşıldı. Planda 2 bin 700 yıllık
kentin ‘yeşil ve spor alanı’ olarak gösterilmesi şaşkınlık yarattı.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin raporuna göre
bu kararla bölgede yapılaşmaya olanak verilecek. Bölge tahrip olacak.
İstanbul İl Kültür Müdürlüğü’ne göre ise ‘yanlışlık’ bir
raporla kolayca düzeltilir, burada yapılaşma düşünülemez bile. Büyükşehir
yetkilileri sessiz. 2 bin 700 yıllık antik kentin keşfi, arkeoloji çevrelerince
‘son yılların en büyük keşfi’ olarak nitelendiriliyordu. ‘İstanbul’un ikinci
tarihi yarımadası’ denilen bölgede ‘ilk’ kazı çalışması 16 Ağustos günü büyük
umutlarla başlatılmıştı.
Spor alanı ve yeşil alan
İstanbul’un 1/100 binlik yeni İl Çevre Düzeni Planı, 13 Şubat’ta Büyükşehir
Belediye Meclisi’nde onaylandı. Plan 17 Temmuz 2009’da askıya çıkarıldı. Planda
Küçükçekmece Gölü’nün batı kıyısı, kentsel ve bölgesel yeşil ve spor alanı
olarak gösterildi. İç kısımları ise üniversite alanı olarak işaretlendi. Aynı
bölge, 2006 tarihli 1/100 binlik şehir planında ‘Arkeolojik Sit Alanı’ olarak
gösteriliyordu. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden adının açıklanmasını
istemeyen bir yetkili, bölgenin sit alanı kapsamından çıkarılması talebinin
İstanbul Üniversitesi’nden geldiğini iddia etti ancak ekledi:
“Birinci derece sit alanı olmasıyla ilgili bakanlık kararı var. İstanbul
Üniversitesi, kampus alanının devamı olarak kullanmak istiyordu. Başvuru Kültür
Varlıklarını Koruma Kurulu’nda görüşülüyor. Tarihi olup olmadığına karar
verilecek. Ama orada kazı başladı. Bütün bu gelişmelerden sonra bu kararı
veremezler.”
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof.
Dr. Mehmet Özdoğan’a göre de yaşanan sadece bir ‘veri akışı
eksikliği’nden kaynaklanıyor; antik kentin bulunduğu bölgenin imara açılmasıysa
söz konusu bile olamaz:
“Orası birinci derece sit alanı hem de su havzası. Üniversite, tarihi kentin
bulunduğu yer için değil daha üst bölümü için başvurmuştu. Bu kararlar, veri
akışı eksikliğinden kaynaklanıyor. Tahrip edilmesinin hiçbir sebebi olamaz.
Orası birinci derece sit alanı hem de su havzası. Üniversite, tarihi kentin
bulunduğu yer için değil daha üst bölümü için başvurmuştu. Bu kararlar, veri
akışı eksikliğinden kaynaklanıyor. Bölgenin tahrip edilmesinin hiçbir sebebi
olamaz.”
İmara açılması isteniyordu
Bölgenin imara açılması için baskılar olduğu biliniyordu. 16 Ağustos’ta kazı
çalışmalarının başladığı törene katılan Avcılar Belediye Başkanı Mustafa
Değirmenci bu durumu “Yıllardır bölgenin imara açılması için büyük
baskılar görmemize rağmen buna karşı koyduk. Doğru bir karar vermiş olmanın
mutluluğunu yaşıyoruz” diye ifade etmişti.
‘Orada kazı başladı, bundan sonra yapılaşma olamaz’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı, plan değişikliğiyle ilgili
olarak DHA muhabirinin sözlü ve yazılı olarak başvurularına yanıt vermedi.
Konuyla ilgili diğer tarafların görüşleri şöyle:
‘Bölge zarar görür’
Yıldız Uysal (Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Kentleşme ve
Planlama Komitesi Üyesi): Yeni plan bölgede yapılaşmaya olanak
tanıyacak. Bu plana göre üniversite oraya kampüs binası yapabilir ya da kapalı
spor kompleksi yapılabilir. Bu kararlar, tarihi önemi dışında, 400 endemik türe
sahip Küçükçekmece Havzası için son derece sakıncalıdır. Geri dönüşü olmayacak
tahribatlara neden olabilir. Bu planı resmi yazıyla kendilerinden istedik. Ama
üzerine tarih atılmamıştı. Şimdi konuyu çevirmek isteyebilirler.
Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili (İstanbul İl Kültür ve Turizm
Müdürü): Daha önce burada antik kent olduğu kesinleşmemişti. Doğru olsa
bile bilgi eksikliğinden olabilir. Artık, antik kent olduğu netleşti. Kazı
işlerini yürütenler bir rapor hazırlar ve bunu koruma kuruluna sunarlar. Onlar
da planı değiştirir. Böyle bir alana yapılaşma düşünülemez.
Hüseyin Dost (Avcılar Belediyesi İmar Müdürü): Planda
üniversite ya da ‘Kentsel ve Bölgesel Yeşil ve Spor Alanı’ olarak gözükse de
orası birinci derece sit alanı. Kazılar da başladı. Üst ölçekte böyle gözükse
bile küçük ölçekte hazırlanacak planlarda bu durum değiştirilir. Oranın
yapılaşmaya açılması söz konusu olamaz.
‘Gölde minare var’ efsanesi incelenince!
Bathonea Antik Kenti, geçen yıl yapılan yüzey araştırmaları sonucu ortaya
çıkarıldı. Böylece Küçükçekmece’de yıllardır “Gölün içinde bir cami minaresi
var” efsanesi de açığa çıkmış oldu. ‘Minare’nin antik kentin batık denizfeneri
olduğu anlaşıldı. Günümüzden 1000 yıl önce Küçükçekmece Gölü’nün Marmara ile
bağlantısı daha genişti. Antik limanda 40’tan fazla gemi demirleyebiliyordu.
Çalışmalarını tüm dünyanın izlediği Bathonea, Küçükçekmece gölünün Avcılar ve
Küçükçekmece kıyıları boyunca, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun arazisi kıyıları
da dahil 10 bin metrekareden fazla bir alanı kaplıyor. Göl tarafından
gelindiğinde ilk olarak bir fener ve büyük bir liman ortaya çıkıyor. Limanın
arkasında bir sarnıcın izleri var.
Yarımadanın içlerine doğru 3 kilometrelik kıyı boyunca yeşil alanlarda tarihi
kalıntıların olduğu düşünülüyor. Hâlâ tarla olarak kullanılan alanın altında,
tarih öncesi neolitik döneme ait bulgular ve bir mezarlık (nekropol) alanı
olduğu belitiliyor. Jeofizik çalışmalarla tespit edilen alanın bir kısmı,
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne ait arazisi içinde bulunuyor.
Tapınağın bulunduğu bölgeden, denize doğru izleri görülen antik yoldan şehrin
özel iskelesine iniliyor.
Antik yol kıyısında kentin kalıntıları kullanılarak 20. Yüzyıl başlarında
inşa edilmiş çiftlik binalarının izleri görülürken, yıkılmış bir çeşme, yalak
olarak kullanılmış bir lahit parçası ve Osmanlı dönemine ait yıkık bir hamam
göze çarpıyor. Tatlı su kaynaklarının hâlâ kullanıldığı gözlenen kıyıdaki iskele
gözle görülebiliyor. İskele çevresinde döneme ait bir sütun da göze çarpıyor.
Uzmanlar ‘İstanbul’un tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak’ denilen kentte
kazıların en az 100 yıl süreceği görüşünde...
|