1986’da ‘fast food’ kültürüne tepki olarak doğan hareketin simgesi salyangoz,
sonunda Türkiye’ye ulaştı. Zamanın daha yavaş aktığı bir yer haline gelmek için
gereken kriterleri hızla tamamlayan Seferihisar, artık Türkiye’nin ilk
‘Cittaslow’u (yavaş şehir).
Beş yıldızlı oteller yerine butik otellerin inşa edildiği, yerel kültüre
sahip çıkarak sakin yaşam tarzının benimsendiği, gürültü kirliliğine ve trafiğe
karşı yoğun önlemlerin alındığı ‘Cittaslow’lar, son yıllarda klasik tarzdaki
tatil anlayışını değiştirdi. Bu düşünceden yola çıkarak Seferihisar’ı
sakinliğiyle bir turizm çekim merkezi haline getirmek isteyen CHP’li Seferihisar
Belediye Başkanı Tunç Soyer’in altı aylık çabaları meyvesini verdi. Seferihisar
Türkiye’den ‘Cittaslow’ seçilen ilk yer oldu.
İtalya’da Cittaslow sertifikasını törenle aldıktan sonra dönüşte İzmir Adnan
Menderes Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tunç Soyer, İzmir’in
EXPO 2015 adaylığını hatırlatarak “EXPO 2015’te benzer duyguları yaşamayı çok
istemiştik. Seferihisar’da bunu başardık. Alınan sonuç bizim için onur verici.
Seferihisar ve Türkiye için bir milat” diye konuştu. Soyer, altyapı, çevre, kent
estetiği, misafirperverlik ve yavaş yemek gibi başlıklar altında 52 kritere göre
değerlendirildiklerini söyleyerek yüzde 50 başarı gerekirken yüzde 73’lük
uygunluk sağladıklarına işaret etti.
Cittaslow’un bir dünya projesi olduğunu belirten Başkan Soyer, projede
Türkiye’nin 19’uncu ülke, Seferihisar’ın da 129’uncu kent olduğunu dile getirdi.
Seferihisar’la birlikte seçilen ABD kentinin bunun için iki yıl uğraştığına
dikkat çeken Soyer, kendilerinin ise altı ayda sonuç almayı başardığını söyledi.
Bundan sonraki aşamada birçok ortak proje geliştirileceğine değinen Soyer,
Cittaslow Bilim Komitesi başkanlarıyla görüştüklerini ve önümüzdeki dönemde
üniversiltelerde bu projenin anlatılacağı konferansların verileceğini duyurdu.
Cittaslow konseptinin Türkiye için çok uygun bir model olduğunu, bunu kazanacak
onlarca kasaba bulunduğunu vurgulayan Soyer, kendi adaylıkları gündeme
geldiğinden beri 60 kadar yerleşim yerinin ‘cittaslow’ olmayı planladığını da
vurguladı.
Esnafa da ‘slowfood’ eğitimi
İlçenin Cittaslow kapsamına alınması ve bunun tanıtım sağlaması ilçedeki
esnafı da umutlandırdı. Kafeterya işleten Nihat Apaydın, belediyenin sağlıklı
beslenme konusunda organize ettiği eğitim programına katılarak ‘Slowfood’
sertifikasını almış bile: “Esnaf olarak işlerimizin artacağını düşünüyoruz.
Yabancı turistler geldiğinde bu sertifika olan yerleri tercih ediyor öncelikle.
İyi bir tanıtım oldu bence. İlçemizin ismi bugüne kadar duyulmadığı kadar
duyuluyor.”
İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşan
Cittaslow’un kökeni, fast food’a karşı tepkiye dayanıyor. 1986 yılında Amerikan
tarzı hızlı yiyecek (fast food) zincirine karşı çıkılarak, İtalya’da ‘Yavaş
Yiyecek Birliği’ oluşturuldu. 1989 ’da Paris’te uluslararası boyut alan
birliğin, bugün 100’den fazla ülkede 80 bin üyesi bulunuyor.
Yavaş yiyecek kavramından esinlenen ‘Yavaş Şehir Hareketi’nin temeliyse 1999
yılında İtalya’nın Chianti bölgesindeki Greve kentinde, 30 kadar yavaş yiyecek
kentinin katılımıyla atıldı. İlk bildirgede, küreselleşmenin iletişimi,
kaynaşmayı ve değişimi kolaylaştırmasına karşılık farklılıkların törpülenerek,
tek bir model insan oluşturmaya doğru gittiği ve sonunda sıradanlığın hakim
olacağı bir düzenin yaratılacağı endişeleri dile getirildi. Bu sonuçlara karşı
yerel değerlere sahip çıkılması, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi
amacıyla yavaş şehirler kavramı çerçevesinde bir ağ oluşturuldu.
Yavaş şehir olabilmek için çevre politikaları, altyapı, kentin dokusunun
kalitesi, yerel üretim ve ürünlerin desteklenmesi, konukseverlik gibi kriterler
gerekiyor. Kriterleri sağlayıp bu şehirlerin logosu olan salyangozu
kullanabilmeye hak kazanan merkezler, düzenli olarak denetimden geçiriliyor.
|