|
ürkiye Gazbeton Üreticileri Birliği (GÜBDER), ısı ve enerji tasarrufunda yanlış uygulamaların yapıldığını iddia ederek ilgili kurumları tedbir almaya çağırdı. Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği adına Makine Yüksek Mühendisi Nuri Ertokat tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında, "AB üyesi olmak için birçok yasa, yönetmelik ve standartlarımızı değiştiriyor ve AB dökümanlarına eşitlemeğe çalışıyoruz. Ancak bazı kesimler bu çalışmaları hiçe sayarak, eski alışkanlıklarını ısrarla sürdürmektedirler" ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Özellikle son günlerde çeşitli yapı malzemesi üreticilerinin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının, binalarda enerji tasarrufu konusunda kamuoyuna yanıltıcı bilgiler verdiğini görmekteyiz.
Bu durum maalesef endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Gerek internet ortamında gerek sektör dergilerinde rastladığımız bu yanıltıcı bilgiler, projeye yön veren mimar ve mühendislerin, yapı denetim kurumlarının, kamu çalışanlarının kafalarını karıştırmıştır.
Söz konusu bu karışıklığı aydınlatmak amacıyla hazırlanan aşağıdaki açıklamaların dikkatlice okunmasını özellikle tavsiye ediyorum.
1. Isı Yalıtım Yönetmeliğinin Yorumlanmasındaki Yanlışlıklar
Bazı ısı yalıtım malzemesi üreticileri ve bazı sivil toplum kuruluşları, hiçbir yönetmelik ve standartta yazılı olmadığı halde, binaların her tarafını (çatı, döşeme, dış cephe ve ara kat döşemelerini) yanıcı özelliği çok fazla olan kimyasal içerikli malzemelerle mantolatmak istemektedirler.
Bir mühendis olarak bu tutumlarını endişeyle izlemekteyim. Halen yürürlükte olan Isı Yalıtım Yönetmeliği ve TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı incelenirse, böyle bir uygulamanın şart olmadığı net biçimde görülecektir.
Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği (RG Tarih 08 Mayıs 2007, Sayı 24043) şöyle demektedir (Madde 9 - g): “Dış yüzeylerde yer alan bütün betonarme elemanlar (kolon, kiriş, hatıl ve perde duvar vb.) mutlaka yalıtılmalıdır. Dolgu duvarlar ise yapılacak hesap sonuçlarına göre gerekiyorsa yalıtılacaktır.”
Madde 9 bu kadar açık olduğu halde, kamuoyu yanıltıcı bu bilgilendirmelerin ısrarla sürdürülmesini anlamak mümkün değildir.
Binalarımız için tavsiye edilen bu mantolama ve bohçalamaların, binanın ömrü boyunca nasıl performans göstereceğini de henüz bilinmemektedir.
Özellikle son yıllarda; 10-15 yaşını doldurmuş birçok binanın bu yöntemlerle mantolandığını, ancak üzerinden 1-2 yıl geçmeden cephelerde çatlakların ve katman şeklinde ayrılmaların oluştuğunu görmeye başladık. Bu uygulamaların, yanlış tavsiye edilmiş olması sonucunda ve mutlaka ehil olmayan ekipler tarafından yapılmış olacağını düşünmekteyim.
Isı Yalıtım Yönetmeliği’nde, yeni yapılan binaların çatı, cephe ve döşemelerinin, ısı geçirme katsayılarının hangi düzeyde olacağı ve binanın yıllık enerji ihtiyacının hangi sınırda olması gerektiği açık bir biçimde verilmiştir. Bu yoruma açık bir konu olmayıp, bir mühendislik hesabıdır. Mühendis-Mimar ikilisi birlikte gerekli kararı alır ve proje ortaya çıkar. Hiç kimsenin yönetmelik ve standartlarda olmayan bazı yaptırımları kamuoyunu yanıltarak tavsiyelerde bulunmasına gerek yoktur.
2. Bazı Yapı Malzemelerinin Isıl Değerlerinin Yanlışlığı
Maalesef bu konu çok daha önemlidir. Yıllardan beri yazıyor ve söylüyoruz. Gazbeton, tuğla, bims beton blok… vb. malzemeleriyle örülen duvarların ısıl iletkenlik değerleri, TS 825 numaralı standartta açıkça verilmiştir.
Buna karşın, bazı üreticiler bu resmi doküman dışında verdikleri her türlü fiziksel değerin, kamuoyunu yanıltıcı yönde olmasına özen göstermektedir. Bu tür davranışlar ülkemizde kullanılan enerjinin tasarruf edilmesine yönelik çabaları baltalamaktadır. Halkımızı yanıltmaktadırlar.
Örneğin, son zamanlarda bir kagir malzeme üreticisi, ilan ve reklamlarında ürününün Isıl İletkenlik Değerini ?=0,12 W/mK olarak duyurmaktadır. Bu son derece yanlış ve yanıltıcıdır. Söz konusu değerlere göre yapılacak hesaplar, mimarlarımızı, mühendislerimizi sonuç olarak halkımızı yanıltacak ve maalesef konforsuz, çok yakıt sarf eden, çevreyi ve havayı kirleten binaların inşa edilmesine sebep olacaktır.
Bu tür yanıltıcı bilgilerin, serbestçe kamuoyunun dikkatine sunulabiliyor olması çok şaşırtıcı ve düşündürücüdür.
AB üyesi olmak için birçok yasa, yönetmelik ve standartlarımızı değiştiriyor ve AB dökümanlarına eşitlemeğe çalışıyoruz. Ancak bazı kesimler bu çalışmaları hiçe sayarak, eski alışkanlıklarını ısrarla sürdürmektedirler.
İlgili kurumları derhal tedbir almaya davet ediyoruz."
|
