IMF Başkanı Strauss-Kahn küresel
ekonomide virajın alındığını belirtti ve uyardı: “2010’da pek çok ülkede
işsizlik artacak. Düşük gelirli ülkelerde toplumsal huzursuzluklar hatta savaş
bile görülebilir.”
Strauss-Kahn, önümüzdeki döneme bakıldığında dünyanın kriz sonrasında çok
farklı bir yer olacağını ve olması gerektiğini düşündüklerini ifade ederek, “O
yüzden bu yeni gerçeğe uyum sağlamamız gerekir diyoruz. Her şeyden önce bu
toparlanma yavaş olacak, vakit alacak. Özel sektör hâlâ kendi ayakları üzerinde
duramıyor, hâlâ çok fazla tüketim olmadığını görüyoruz. İyileşme sürecinde de
göreceğiz ki istihdam, işsizlik konusu daha yavaş toparlanacak. 2010 yılı
boyunca pek çok ülkede işsizliğin artmaya devam edeceğini görüyoruz” dedi.
‘Ağır yoksulluk bekliyor’
Dünya Bankası rakamlarına göre krizden sonra 90 milyon insanın ağır
yoksullukla karşı karşıya kalacağını ifade eden Strauss-Kahn, söz konusu olan
şeyin sadece işsizliğin artması, insanların satınalma gücünün azalması
olmadığını belirtti. Strauss-Kahn, küresel ekonominin ‘son derece nazik’ durumda
olmaya devam ettiğini vurgulayarak, politika yapıcıların krizden çıkış
stratejileri hazırlaması ve uygulaması gerektiğini ancak bu çıkış
stratejilerinin uygulanması için henüz çok erken olduğunu söyledi.
‘Korku umuda dönüştü’
Strauss-Kahn, toplantıdan bir yıl önce bir araya geldiklerinde Lehman
Brothers’ın yeni iflas ettiğini ve dünyadaki ekonomik faaliyetin ‘kontrolden
çıktığını’, insanların başka bir buhran daha gelecek diye korkmaya başladığını
hatırlattı. Strauss-Kahn, “Ama bugün dünyamız bambaşka bir noktada. Görüyoruz
ki, aslında uçurumunun kenarından döndük. Yine de hepimiz biliyoruz ki, zaferi
ilan etmek için henüz çok erken. Yine de en azından düzelme yoluna girmiş
olduğumuzu biliyoruz” diye konuştu. Geçen yılın, önemli değişimlerin yaşandığı
bir yıl olduğunu belirten Strauss-Kahn, ülkelerin bir araya gelerek, ortak
zorluklara beraber çözümlerle karşılık vermeye çalıştıklarını, küresel olarak
herkesin iyiliği için çalışmaya başladıklarını kaydetti.
‘Tarihi dönüm noktası’
“Şu anda tarihi bir dönüm noktasındayız” diyen Strauss-Kahn, dünya
ülkelerinin sorunlara ortak bir çözüm bulmak üzere dayanışmacı bir ruhla bir
araya geldiğinde, barış ve refah döngüsünün elde edilebileceğine işaret etti.
Strauss-Kahn, bunun için önümüzdeki zorlukları alt etmek gerektiğine dikkati
çekerek, “Hem uluslararası düzeyde, hem ülke düzeyinde, hem IMF düzeyinde...”
dedi. IMF Başkanı, krizden sonra yeni büyüme modeline ihtiyaç olacağının da
altını çizerek, “Yani açığı olan ülkelerde tasarruf, fazlası olan ülkelerde daha
fazla harcama olması ve daha az dengesizlik olması gerekiyor. Geçiş, kesinlikle
kolay olmayacak. Bizim gelecek için şekillendirmemiz gereken budur” diye
konuştu.
‘İşbirliğine ihtiyaç var’
Ekonominin düzelmeye başlamasının tesadüfen olmadığını ifade eden
Strauss-Kahn, bu sonucun şimdiye kadar ekonomi politikalarında hiç görülmeyen
bir işbirliğinin gerçekleşmesiyle yaşandığını, merkez bankalarının bile kendi
aralarında sürekli olarak çözümler gerçekleştiklerini anlattı. Strauss-Kahn, bu
şekilde koordinasyon çalışmaları sayesinde büyümenin sağlandığını vurgulayarak,
Pittsburg’da G20 toplantısında liderlerin beraber çalışmaya devam etmeye karar
verdiklerini, G20’den ziyade bütün yükselen piyasaları da buna dahil etmek
gerektiğini söyledi. Kahn, “G20 dışında kalan milyarlarca insan var ve onların
da sesinin duyulması gerekiyor. İşbirliğine ihtiyacımız var” dedi.
Kota payı 2011’de
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Uluslararası Para ve Finans Komitesi’nin,
yönetim konusunda büyük bir adımı kabul ettiğini belirterek, “Bu, en az yüzde 5
oranında kota payını, fazla temsil edilen ülkelerden, gereğinden az temsil
edilen, yani yükselmekte olan dinamik piyasalara ve gelişmekte olan ülkelere
aktaracak. Bu, 2011 yılında hayata geçirilecek” dedi. Kredi koşullarının
makroekonomik istikrar ve büyüme açısından büyük önem taşıyan temel politikalar
üzerine yoğunlaşacak şekilde gözden geçirilmesini sağladıklarını belirten
Strauss-Kahn, hem ayrıcalıklı hem de ayrıcalıksız kredi programlarını daha
yüksek bütçe açıklarıyla uyumlu hale getirdiklerini, programlarına, en fakir ve
en savunmasız durumdaki insanların korunmasına yönelik yeni hükümler ilave
ettiklerini anlattı.
Strauss-Kahn, “Çok mesafe katettik fakat daha yapılacak çok şey var” diyerek,
Uluslararası Para ve Finans Komitesi toplantısında reform yapılması gereken dört
önemli alan üzerinde çalışmalarının istendiğini kaydetti. Bu alanları, IMF’nin
görev tanımı, IMF’nin finansman sürecindeki rolü, çok taraflı gözetim ve
yönetişim olarak sıralayan Kahn, “Bunu İstanbul kararlarımıza da dahil
edebiliriz diye düşünüyorum” dedi. IMF’nin görev tanımının, küresel istikrar
açısından önem taşıyan makroekonomi ve finans sektörü politikalarının tamamını
kapsayacak şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Kahn, IMF’nin
geleneksel olarak üzerinde durduğu cari işlemler ve para hareketlerine ilişkin
konuların, bu krizle hiç alakalı olmadığını, bu nedenle görev tanımının
kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirtti.
Strauss-Kahn, esnek kredi hattının başarısının daha da ileri götürülmesi ve
daha fazla sayıda ülkeye sigorta imkânı sunulması ihtiyacına da işaret ederek,
“Böyle bir imkânın mevcut olmaması çok sayıda gelişmekte olan piyasayı aşırı
miktarda döviz rezervi tutarak, kendi kendini sigortalamaya sevketmiş
bulunmaktadır. Bu tabii ki küresel dengesizliklerin boyutunu artırmıştır” diye
konuştu.
‘Kaynaklarımız sınırlı’
Finansman enstrümanlarının geliştirilmesinin önemine de işaret eden
Strauss-Kahn, “IMF’nin kurucuları, Fon’un küresel çapta faaliyet gösteren bir
nihai merci olmasını öngörmüştür fakat ihtiyati rezerv talebiyle karşılaştığında
Fon’un mevcut kaynakları sınırlıdır” dedi. Strauss-Kahn, IMF’nin bundan sonra
çok-taraflı gözetim faaliyetleri içine gireceğini ve makro finansal
bağlantıların da önem kazanacağını ifade etti. Strauss-Kahn, “IMF desteği,
beraber çalıştığımız ülke de bu süreci sahiplenmezse etkili olmayacaktır.
Ülkelerin de bu süreci sahiplenmesi için meşru bir temsiliyet olması gerekiyor.
Burada asıl kurumun itibarı önemlidir” dedi.
‘IMF size ait bir kurum’
Geçtiğimiz yıl hem küresel ekonomide hem IMF içerisinde çok büyük
değişikliklerin yaşandığını belirten IMF Başkanı, tarihten alınması gereken
derslerin son derece açık olduğunu, içe kapanma eğiliminin, büyük buhranın daha
da kötü sonuçlar vermesiyle sonuçlandığını, bugün birlikte çalışılmasının,
dünyayı çok daha derin bir krizden kurtardığını kaydetti. Strauss-Kahn,
guvernörlere hitaben yaptığı konuşmasını şöyle tamamladı:
“Sizler değişmeniz ve kriz sonrasının yeni dünyasına uyum sağlamanız
gerektiğinin bilincindesiniz. Bizler de IMF olarak aynı şeyi yapmak zorunda
olduğumuzu biliyoruz. Ama unutmayın, bu size ait bir kurum, sizin kurumunuz ve
bizim görevimiz sizin ihtiyaçlarınıza cevap vermek. Hep birlikte üstlenmiş
olduğumuz bu görev, barış ve istikrarın sağlanmasıyla ilgilidir. Çalışmalarımız
gezegenimizi paylaşan 7 milyara yakın insanın refahına ve güvenliğine
yöneliktir. Keynes’in IMF’nin kurulduğu yıllarda ifade ettiği üzere, umudumuz,
insanlığın kardeşliğinin sadece bir deyişten ibaret kalmamasını sağlamaktır. Şu
anda kriz sonrası dönemde dünyamızı yeniden şekillendirmek ve yukarıdaki sözü
gerçeğe dönüştürmek konusunda önümüzde tarihi bir fırsat bulunmaktadır.”
Türkiye çekirdek ülke
Türkiye’nin IMF’de halen yüzde 0.60 düzeyinde olan kotası, iki kat
artırılarak yüzde 1 ile 1.5 bandına çıkartılacak. Kotanın yüzde 1’in üzerine
çıkarak ikiye katlanmasıyla Türkiye’nin fondan çekebileceği kredi miktarı 4.5
milyar doları bulurken, kredi maliyeti de 4’te 1 oranında azalacak. Türkiye’nin,
son ek kaynak artışı kararıyla IMF’den çekebileceği kredi miktarı 6 milyar
doları bulabilecek. Kotalar, üye ülkelerin IMF’nin mali kaynaklarını kullanma
imkanının yanı sıra faiz oranını da belirliyor. Kotalar genellikle her 5 yılda
bir gözden geçirilirken, kota değişiklikleri, ülkelerin cari işlemleri, milli
gelirleri ve resmi döviz rezervleri gibi iktisadi faktörler dikkate alınarak
belirleniyor. Ayrıca, kotası yüksek olan ülkeler IMF’de daha fazla oy gücüne
sahip oluyorlar. Kotasının yüzde 1’in üzerine çıkartılmasıyla Türkiye, IMF’de
birçok AB üyesi ülkeyi geçerken, Brezilya ile benzer düzeyde de bir oy hakkına
sahip olacak.
BU arada G20 içinde, Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ile birlikte Güney
Afrika ve Türkiye’nin de ‘çekirdek ülkeler’ olarak dünya ekonomisinde daha aktif
olacakları belirtildi.
Vietnam MB Başkanı: Kargaşa hemen sona ermez
Vietnam Merkez Bankası Başkanı Nguyen Van Giau, “Finans piyasalarındaki
kargaşanın, küresel durgunluğun ve bunların ekonomik etkilerinin sona ermesiyle
hikâye sona ermiyor. Uzun vadede yerine getirilmesi gereken ortak sorumluluklar
var” dedi. IMF-Dünya Bankası Guvernörler Kurulu toplantısına katılan ülkeler
adına bir konuşma yapan Giau, finansal piyasalardaki kargaşanın tüm ülkelerdeki
insanları etkilediğini, ekonomik ve sosyal sorunlara yol açtığını ve küresel
ekonominin, daha önce görülmemiş derecede zorluklarla karşılaştığını ifade etti.
Giau, küresel finans krizinin bir taraftan insani krize de yol açtığını
belirterek, kriz dolayısıyla sağlanan bazı kredi imkânlarına değinirken, 2014
yılına kadar düşük gelirli ülkelere 17 milyar dolarlık destek sağlanmasının
öngörüldüğünü bildirdi.
Ortak sorumluluklar var
Giau, “Finans piyasalarındaki kargaşanın, küresel durgunluğun ve bunların
ekonomik etkilerinin sona ermesiyle hikâye sona ermiyor. Uzun vadede yerine
getirilmesi gereken ortak sorumluluklar var” dedi. Korumacılık gibi tedbirlerden
kaçınılması, iddialı ve dengeli bir Doha Kalkınma Round’unun bir an önce
sonuçlandırılması çağrısını tamamen desteklediklerini ifade eden Giau, kota ve
söz hakkıyla ilgili 2008 reformunun henüz uygulamaya girmediği, bunu henüz
gerçekleştirmemiş üyelere 2008 reformunun bir önce yürürlüğe girmesi için
gerekli adımları atması çağrısında bulunduklarını söyledi. Giau, “Finansal ve
ekonomik belirsizliklerin tüm dünyayı sarstığı zorlu bir yıl geçirdik.
Hükümetler bilinmeyen sularda yol aldılar. Dolayısıyla çalışmalarında herhangi
bir gevşemeye meydan olamaz. Hâlâ yüksek kredi zorluklarına karşın ortak
müdahaleleri sıkı bir şekilde devam ettirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. Bu
arada, toplantının yapıldığı İstanbul Kongre Merkezi’ndeki salona girişinde
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, katılımcılar ayakta alkışlayarak karşıladı. Her
iki tarafta katılımcı ülkelerin bayraklarının yer aldığı salonun yarısının dolu
olduğu gözlendi.
|