Bir akşamüstü Tünel'deki görkemli binaya gidiyorum. Bu
tarihî binanın gözüken duvarlarının gerisinde olanları hep merak etmişimdir.
Uzun koridorlardan geçiyor ve ortamdan Genel Müdür Hayri
Baraçlı'nın odasına yaklaştığımı hissedebiliyorum. Genel müdürlüğün
özel kaleminde genç bir görevliyle karşılaşıyorum, "Hoş geldiniz" diyor. Sonra
önüme düşüyor, benimle yürüyüp genel müdürlük makamına geçiyor ve karşıma
oturuyor. Bir an duraklasam da tanıyamadığımı pek belli etmiyorum çünkü
beklediğimden daha genç bir genel müdür var karşımda. İETT Genel Müdürü Hayri
Baraçlı ile göreve davet edilişinden çocukluğuna, İstanbul'un trafik sorunundan
çalışanların eğitimine kadar pek çok konuda söyleşiyoruz.
İETT, 1869'da "Dersaadet'te Tramvay ve Tesisleri
Sözleşmesi'' ile Fransızlar tarafından kurulmuş. İlk
atlı tramvay işletmeciliğine de 1871'de başlanmış. 1875'te dünyanın ikinci
metrosu olan tünel işletmeye alınmış. İlk elektrikli tramvay 1914'te, ilk
belediye otobüsleri 1927'de devreye girmiş. Silahtarağa'daki elektrik
fabrikasını kuran da, İstanbul'u havagazı ile tanıştıran da yine İETT olmuş. Bir
dönem İngilizlerin denetiminde kalan İETT, 1939'da devletleştirilmiş.
Kurumun kısa adı İETT, açılımı İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel
İşletmeleri Genel Müdürlüğü. Kuruluş gayesi; İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'ne bağlı bir kamu kuruluşu olarak İstanbul il sınırları içinde kent
içi toplu ulaşım hizmeti sunmak. Logosunda kuruluş tarihi 1871 olarak gözüküyor
yani İETT 139 yaşında.
Kurumsallaşma ve revizyon eğitimle yapılacak
Hayri Baraçlı'nın kariyer öyküsü epey ilginç; hem akademisyen olarak
üniversitede, hem özel sektörde ve hem de kamuda görevler yapmış. 1989 yılında
Yıldız Teknik Üniversitesi'nden endüstri mühendisi olarak mezun olmuş. Yüksek
lisans ve doktora öğrenimini Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü'nde tamamlamış. Kalite yönetimi, finansman, yatırım planlaması,
mühendislik ekonomisi derslerini Yıldız Teknik Üniversitesi ve Hava Harp
Okulu'nda veren Yrd. Doç. Dr. Baraçlı, 1999 yılından beri aynı üniversitede
endüstri mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmış. Ayrıca Türkiye
Şeker Fabrikaları AŞ Yönetim Kurulu üyeliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi
proje koordinatörlüğü, Milli Prodüktivite Merkezi yönetim danışmanlığı, İstanbul
Deniz Otobüsleri AŞ Yönetim Kurulu üyeliği, Türkiye Güreş Federasyonu Denetim
Kurulu üyeliği görevlerinde de bulunmuş.
İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı, enerjik bir yönetici. Çok yorucu asli işinin
yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarında üyelikleri de var. Kamu ve özel
sektörde stratejik yönetim ve planlama, işletme yönetimi, yeniden yapılandırma,
reorganizasyon ve insan kaynakları yönetimi, yatırımların fizibilitesi ve
etütleri, verimlilik yönetimi gibi konularda çalışmalar yapmış. Son olarak
Yıldız Teknik Üniversitesi rektör danışmanlığı, halkla ilişkiler koordinatörlüğü
ve İnsan Kaynakları Geliştirme Merkezi başkanlığı görevlerinde de bulunmuş.
Yapılabileceklerin en iyisini yapmayı hedefledik
Dr. Hayri Baraçlı, meselelere her mühendis gibi sebep-sonuç ilişkisiyle
bakanlardan. Bu nedenle de kurumdaki tüm süreçleri sebeplerden yola çıkarak
çözüme ulaştırmaya çalışıyor. "Kaliteli hizmet için eğitim şart." diyor İETT
Genel Müdürü Hayri Baraçlı. "Bunun için de personelimiz, üniversitelerle
yaptığımız mesleki eğitim programlarına katılacaklar. 22 ay sürecek eğitim
programlarına başlıyoruz. Ayrıca tüm çalışanlarımızın eğitilmesini ve yeni
şeyler öğrenmesini istiyorum, bu nedenle de ilköğretim mezununun ortaöğrenime,
ortaöğrenim mezununun üniversiteye gitmesini çok anlamlı buluyorum. Bizler
şehrin beklentisini ortaya çıkarmak, anlamak ve yerine getirmek durumundayız.
Bunun için de işe eğitimle başlıyoruz. İETT'nin köklü bir tarihi ve kurumsal bir
de hafızası var. Üç kuşaktır bizimle çalışan arkadaşlarımız mevcut. Bunu
önemsiyor ve değerlendirmeliyiz diye düşünüyoruz." ifadelerini kullanıyor
Baraçlı, kaliteli hizmet için eğitim çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine
ekliyor.
İstanbul'u taşımak pek öyle kolay değil!
İETT'nin kocaman bir şoför ordusu var ve çoğu da çalışmaya sabah 03.00'te
başlıyor. İETT'de 5 bini şoför olmak üzere 9.300 kişi çalışıyor. 2.800'ü
İETT'ye, ayrıca yönetim, yürütme ve denetimi İETT'ye ait olan 2 bin özel halk
otobüsü ile İstanbullular taşınıyor. Toplam 4.877 otobüs ile 515 hatta günde 26
bin seferle yaklaşık 3 milyon yolcu taşıyan İETT'nin büyüklüğünü ve
beraberindeki sorumluluğu bir kez daha durup düşünmek gerek. İstanbul trafiği
tanımlanabilir bir düzende olmadığından taşıma işleminin aksamadan
yürütülebilmesi ise kısa sürede mümkün gözükmüyor. Ama otobüslerin tüm
gayretlere rağmen zamanında noktalara ulaşamaması, farklı çözüm arayışlarını da
beraberinde getiriyor. Sultançiftliği-Topkapı hattında 26 vagonlu iki tramvayla
günde 120 bin yolcu taşınıyor. Bir kısmının inşaatı hâlâ süren Otogar, Bağcılar,
Olimpiyatköy, İkitelli Hafif Metro Sistemi tamamlanmak üzereyken, 15,8 km
uzunluğa ulaşacağı ve 42.000 yolcu/saat taşıma kapasitesine sahip olacağı
belirtiliyor. Ayrıca 5,8 km uzunluğundaki Esenler-Kirazlı-1 Hafif Raylı
Projesi'nde de 25.000 yolcu/saatlik taşıma potansiyeli olan bir başka hattın da
inşaatı tamamlanmış.
Çalışanın emeğinin karşılığını vermek için çalışırsanız, anlarlar
Metrobüs dediklerinde, "Bu da ne ola ki!" diyoruz. Hele bir de trafikteki
hayatımızı biraz daha zorlaştıran yol inşaatları da başlayınca iyice
söyleniyoruz. İBB, başta söz verdiği tarihe sadık kalıyor ve yolları açıyor.
Peki, yapılışı, açılışı, yolda kalan otobüsleri ve homurdanmalar arasında
sakince yoluna devam eden metrobüs hattında bakın bugüne değin neler olmuş?
Otobüs bekleme süresinde kısalma olurken, hızlı biniş kolaylığından ötürü
yolcuların tercihi artmış. 42 km'yi 63 dakikada alıp diğer taşıma araçlarına
göre daha kısa sürede varınca bu oran da yükselmiş. Daha düşük emisyon salınımı
ile çevreciliğe katkı sağlayan metrobüsler, ilk günlerdeki meşhur arızalarını da
yapmayınca İstanbul şehrinin bir parçası olmuş bile. Şimdilerde lüks
arabalarında trafikte bekleyenler, yan şeritte durmaksızın giden metrobüs
yolcularına özenmiyorlar desem asla yalan olmaz!
Olmam gerekli olan yerdeyim
Uzun yıllar Mecidiyeköy'de şimdi yerinde Cevahir Alışveriş Merkezi olan İETT
garajının tam karşısında oturmuştuk. Bırakın hareket edenini, park
halindekilerini yönetmenin bile zor olduğunu görüyordum. Ayrıca bırakın genel
müdürlüğü, İstanbul'da şoförlük öyle kolay bir iş de değildi. Hayri Baraçlı'ya
merakla, 'Göreve davet edildiğinizde işe ilişkin bir fikriniz var mıydı?' diye
soruyorum; "Bu soruyu neden sorduğunuzu anladım." diyor ve şöyle devam ediyor:
"Ben öğretim görevlisiyim. Bazıları, benim akademisyen olmamdan ötürü yönetimime
ilişkin kuşkuya düşmüş ve 'şimdi bu kocaman yapıyı nasıl yönetecek' demişler.
Kuruma dışarıdan bakınca pek de haksız sayılmazlar ama yıllarca kurumsallaşmayı
savunmuş ve çalışmalarımı da bu konuya yoğunlaştırmıştım. O halde söylemekle
kalmamalı, işi başarmalıydım. Bana göre yönetimin beş temel unsuru var; makine,
malzeme, para, bana göre en önemli olanı insan ve benim bu listeye dahil ettiğim
teknoloji. Her şeyi satın alabilirsiniz ya da bir biçimiyle bulabilirsiniz ancak
insan bizim için bu beşlideki en önemli parametre. Bu nedenle de tüm
çalışanlarımızı peyderpey eğitime alacak ve İstanbul'a daha iyi hizmet
verebilmenin yolunu açarken arkadaşlarımızı da farklı bir bakış açısıyla
donatacağız."
Yolcu 'İETT geç kaldı' diyor yolu, trafiği göz ardı ediyor
Düşünüyorum da otobüs ile yolcusu arasında bir aşk-nefret ilişkisi var. Bir
türlü vaktinde gelmeyen otobüse içinden saydırırken, karşıdan gözüktüğünde hele
de basamaklarından içeriye kendini attığında bitiveriyor içindeki kavga. Sonra
yeniden başlıyor, bitiyor. "İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş." diyor İETT
Genel Müdürü Hayri Baraçlı ve devam ediyor: "Gayretim, yolcum otobüse binerken
günaydın derken şoförümün de günaydın demesi. İletişim ve empati çok önemli."
Durakta soğukta, sıcakta, aç biilaç beklerken pek empatik düşünemez insanoğlu
diye aklımdan geçiriyor ve hani şu uçaklardaki "varsayılan erişim saati"
kavramının İETT için geçerli olup olamayacağını sorduğumda da gülüyor. Baraçlı,
matematik adamı, rakamlarla konuşuyor, "Varsaymak için değişkenlere,
varsayımlara ve kabullere bakarsınız. Bizim denklemimizde araç, şoför ve yol
değişkenleri mevcut. Sürekli bakımı yapılan araçların bozulma oranı düşük, yüzde
1; şoförün hatasından ötürü gecikmeyi de yüzde 1 alsak geriye yüzde 98 ile yol
durumu kalıyor. İstanbul trafiğinde neyi, nasıl varsayacaksınız? Bütün bunlara
rağmen simülasyonlarla varsayımlarda bulunmayı programımıza aldık. Değişimin
kurum için vazgeçilmez olduğunun farkındayız ve bu yolda da hızlı adımlar
atıyoruz." diyor.
Yönetim krizleri fırsattır; hem öğrenir hem geliştirirsiniz
"Heyecanlı bir yöneticiyim. Yapılacak işin çokluğu beni yıldırmaz. İETT'de de
yapılacak çok iş var. İnancım odur ki; yönetim krizleri bir fırsattır ve
çözerken hem öğrenir hem de geliştirirsiniz. Yönetimin beş fonksiyonu; planlama,
organizasyon, kadrolama, koordinasyon ve kontrol sistematiğini takip ettiğinizde
işi yapmak da, krizi yönetmek de daha kolay olur. İETT'de, bu süreci
uygulayabileceğimiz işlenmemiş bir maden var. İş çok ama yöntem de belli. Benim
düşüncem hayırlı olduğundan sonuçları da hayırlı olacaktır. Doktora tezim "sıfır
hata" üzerineydi. Bu nedenle bir yönetici olarak hataların tekrarlanmasına
kızarım. Ancak İETT'de olduğu gibi bazı işlerde sıfır hataya ulaşmak pek mümkün
gözükmüyor, ben de sıfır hata tanımını hatanın tekrarlanmaması olarak
değiştirdim." diyen İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı'ya bu zor görevinde
kendisine güç diliyorum.
Kanaat etmeyi unuttuğunuzda hiçbir para yetmez
Genel Müdür Hayri Baraçlı, hayatında her şey yolunda daha rutin giderken
İETT'ye göreve çağrıldığında epey düşündüğünü söylüyor. Baraçlı, şunları
aktarıyor: "Kendi kendime, 'İş meşakkatli ama hizmet etmek gerekir' dedim. Az
da, çok da kazansanız doyacağınız lokmalar belli. Kanaat etmeyi unutmadan
yaşamak gerektiğine inanırım. Çünkü kanaat etmeyi unuttuğunuzda hiçbir para
yetmez. Oysaki birisi, yaptığım işten dolayı 'Allah razı olsun' dese o bana
yeter."
|