Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris
Serdar'ın verdiği bilgiye göre Türkiye'de "kaçak yapı stokunun kayıtlı
olduğu bir veri sistemi" ve "DASK poliçe düzenlerken bunu kontrol edebileceği ya
da başvurabileceği bir merci" bulunmuyor.
Serdar, gazetemizde 20 Nisan 2008 tarihinde "Yanlışın faturası yine yurttaşa
çıktı" başlığıyla yayımlanan haberin ardından önce yazılı bir açıklama gönderdi.
Gazetemizde yayımlanan haber ve Serdar'ın açıklaması; "Hazine arazisi üzerinde
oturan yurttaş, olası bir deprem sonrası evinde hasar olduğunda sigortadan para
alamayacağını bile bile gidip devlete sigorta parası verir mi" sorusunu gündeme
getirdi. Biz de bu konuyla ilgili sorularımızı Serdar'a yönelttik...
- Açıklamanızda diyorsunuz ki "Ülkemizde kaçak yapı stokunun kayıtlı
olduğu bir veri sistemi ne yazık ki bulunmamaktadır. Kısacası, DASK olarak
poliçe düzenlenirken bunu kontrol edebileceğimiz ve başvurabileceğimiz bir merci
de ayrıca bulunmamaktadır..." Peki böyle bir gerçek ortadayken DASK ve aracı
sigorta şirketleri neden yurttaştan tapu belgesi istemiyor?
Serdar - Sigortacılığın genel ilkelerine bakıldığında "beyan
esasının ve iyi niyet prensiplerinin" tüm dünyada uygulandığını görüyoruz. Bu
çerçevede sigortalının kendi mal ve mülkü hakkında en doğru bilgiye sahip olduğu
düşünülür ve iyi niyet prensipleri çerçevesinde doğru bilgiyi aktaracağı kabul
edilir. Ülke genelinde vatandaşlık numarasının kontrolü gibi, tapu bilgilerinin
de kontrol edilebildiği bir veritabanı henüz bulunmadığından (TAKBİS Projesi'nin
- Tapu Kadastro Bilgi Sistemi - 2009 yılında devreye alınması bekleniyor) poliçe
düzenlenirken alınan tapu bilgilerinin doğruluk kontrolü yapılamamaktadır.
- Ocak 2008 sonu itibarıyla 2 milyon 700 bin konutun zorunlu deprem
sigortasının yaptırıldığı biliniyor. Sayın Serdar, insan soramadan edemiyor: Bu
rakama ulaşabilmek için mi yurttaştan tapu, belge istenmiyor?
- Ülkemizde konutların yüzde kaçının Hazine arazisi üzerinde olduğu ile
ilgili elimizde veri mevcut değildir. Ancak, DASK'ın düzenlemiş olduğu 2. milyon
700 bin adet poliçe içinde bunların çok küçük bir oranda olduğunu tahmin
ediyoruz. Bu hususla ilgili şimdiye kadar DASK'a ulaşan talep sayısı 500'ün
altındadır. Öte yandan DASK, sağlıklı yapılaşmayı sağlamak amacıyla Hazine
arazisi üzerindeki yapıları hariç tutmakta ve hasar ödemelerinde inşaat ruhsatı
şartı aramaktadır. Ancak tüm bunlara karşı sizin de sözünü ettiğiniz kaçak
yapılaşmanın sorumlusu ve mağduriyetin ana unsurunun DASK primleri olarak ortaya
konulması gerçeği yansıtmıyor.
- Sayın Serdar,
bundan sonra sigorta şirketleri böyle bir yanlışlığa izin vermemek için
"yurttaştan bir kereliğine tapu belgesi isteme"
ilkesi getirilemez mi? Böyle bir girişiminiz olamaz
mı?
- Elektronik veri alışverişi olmadan vatandaştan tapu belgesi
sorgulamasının yapılması mülk hakkında son durumu yansıtmıyor. Bu durum
sigortalı beyanının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkarıyor.
Ayrıca ödemeler meydana gelebilecek bir hasar durumunun ardından tapudan tüm
kontroller yapılarak gerçekleştiriliyor.
|