Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

'Karbonsuz Yaşam Biçimine Dönüş' Üzerine…

Araştırma ve çalışmalarda 2004-2014 yılları arasındaki on yıllık zamanda organik atıksız ve karbonsuz yaşamı oturtabilmek için doğanın 5 ayrı tasarım prensibi başlangıç noktaları olarak kabul ediliyor.

yapi.com.tr
'Karbonsuz Yaşam Biçimine Dönüş' Üzerine…

ugünlerde C02'yi azaltmak için yapılan "0 emisyon" çalışmalarına 90'lı yılların başında Japonya'da başlanıldığını biliyoruz. Dünya'nın değişik ülkelerinde karbon toplama çalışma, proje, görüş ve öneri programlarının ve alternatiflerinin bugünkü sorunlarımızı hemen çözmeye yetersiz kaldıklarını görüyoruz.

ABD'de, MIT bilim adamları ve mühendislerinden oluşan disiplinler arası yapılan bir çalışma ile ilgili hazırlanan raporda, "ABD"de enerji programlarını geliştiren grubun üzerinde çalıştığı "karbonu tutarak ayrı bir yere kapatma (CCS) projesi" için öngörülen teknolojinin en kısa zamanda kullanılacak kadar gelişmiş olmadığı, bu nedenle programın yetersiz kaldığı belirtildi. CCS projesi, CO2 salımı fazla olan yoğun fabrika gazlarının havaya salınmasından önce toplanıp, anında jeolojik formasyonlarda depolanmasından, derin sular altında veya karbon mineralleri formasyonundan oluşmasını içeriyor.

MIT'nin, Katı Yakıtın Geleceği üzerine yaptığı diğer bir çalışmada, karbon emisyonunun azaltılmasının istenmesi halinde, katı yakıt kullanımının arttırılması önerisi getirildiği görülüyor. Rapor, hem gelişmiş sanayi hem de gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerinin salgıladıkları karbonları toplayıp, depolama teknolojilerini daha etkin bir seviyeye getirmelerini belirterek sonuçlandırılmış. Raporun sunduğu öneri ve ABD hükümetinin üç beş adet karbon toplama ve depolama için geliştirdiği projenin amacı, yılda 1 milyon ton CO2 içitme yaptırma, kamuyu ve sanayiyi gelecekteki karbon emisyonu sorununa hazırlamaktır.

Başka bir çalışma grubunun başkanı ve bir önceki CIA müdürü olan John Deutch, karbonu azaltmak için anahtar çözümün, 1 ton CO2 gazı için $25 vergi alınmasından geçtiğini, bu işlemin 2015 yılından itibaren başlatılması gerektiğini ve her geçen yılda bu değerin % 4 oranında yükseltilmesini söylüyor. Bunun yanı sıra, bu tür vergilendirme politikasının daha az karbon salgılayan alternatif sistemlere geçilmesi sürecini hızlandıracağını, daha az karbon içeren yakıtlara geçilebileceğini, daha temiz teknolojilerin kullanımına öncü olarak 21'ci yüzyılın yarısında karbon emisyonunun stabilize edilme potansiyelinin olduğunu ifade ediyor.

ABD'nin Enerji Dairesi, CCS programının önce küçük ölçekte örnek bir proje yapmadan, hemen devasa projelere geçilmesini eleştiren başka görüş belirtiyor ve ticari CCS' in hızlandırılmasının gereksinimine inanıyor. Bu grup "DOE"nin temiz katı yakıt programı mevcut bütçe yetersizliğinden dolayı sorunuma ilk elden sonuç alınabilecek bir çözüm olmadığı şeklinde rapor veriyor. Rapor, hükümet liderlerinin CCS teknolojisinin pratikliğine bakıp, hem küçük ölçek örnek tanıtma projesine, hem de zorlanarak tutulmuş karbon ekonomisine geçişin pürüzsüz olabileceğine eleştirel bakıldığı belirterek sonuçlanıyor. Raporda ayrıca, geleneksel kömür madenlerinin donanımlarının yenilenmesinin izin verilemeyecek kadar pahalı olduğu ve gelişimcilerin ise CCS-donanımlı santraller için normların belirlenip, şartlar koşulmadan önce bu tür bina inşaatlarından kaçınacakları belirtiliyor.

ABD'deki en önemli iklim bilim adamlarından James Hansen yakın zamanda yaptığı açıklamada, katı yakıt kullanarak elektrik üretimi yapan CCS programı uygulamayan santrallerin gözle görülür şekilde büyümesinin engellenmesi ile karbon emisyonunun gelecek birkaç on yıl içinde % 60 - 80 oranında azalacağını belirtiyor. Hansen aynı zamanda kontrol edilmeyen kömür ateşi ile işletilecek santrallerin derhal yasaklanması gerektiğini açıklıyor.

WW Başkanı Christopher Flavin karbon ve karbon salgılayan elektrik santrallerinin yasaklanmasının ne kadar bedele mal olacağını anlamak için yapılacak en iyi uygulamanın, CCS teknolojisinin ticari amaçlı test edilmesi gerektiğini, böylece sözkonusu teknolojinin tam anlamıyla üzerinde çalışılıp verimliliği ispat edilememiş karbonsuz rüzgar, güneş enerjisi ve jeotermik elektrik santralleri ile yarışır bir konumda olup olmadığının görülmesi gerektiğini ifade ediyor. Flavin'e göre bunu anlamanın en iyi yolu ise, karbon salgısı üreten elektrik santrallerini kullananların, salgıladıkları karbon miktarı kadar çevre vergisi ödemeleri.

Karbonsuz yaşama dönüşüm için çalışmalarını başlatmış ülkeler arasında ABD ve Japonya'dan başka İtalya, İngiltere, Yeni Meksiko, Güney Afrika ve İsveç görülüyor. Bütün yapılan araştırmalar ve atılan ilk adımlar doğanın tasarım prensipleri üzerinden doğan vizyonlardan oluşuyor. Doğa üzerine çok uzun yıllar çalışmalar yapıldı. Örneğin; Amazon ormanlarının veya Namib çölünün ne olduğu, dünyanın ekolojik dengesini nasıl kurduğu biliniyor. Araştırma ve çalışmalarda 2004-2014 yılları arasındaki on yıllık zamanda organik atıksız ve karbonsuz yaşamı oturtabilmek için doğanın 5 ayrı tasarım prensibi başlangıç noktaları olarak kabul ediliyor.

Bu 5 tasarım prensibi:

1) Atık ne olursa olsun, bir canlı varlık/yaratık grubunun besin maddesi ya da bir yiyecektir;

2) Bir organizmanın zehirli atığı, başka bir canlıya besin maddesi olabilir veya bünyesine girip, alışıp yaşayabilir;

3) Zaman boyunca eko-sistem çok karmaşık bir biçimde çalışır; virüsler aktif olmadan yaşayabilir ve iki ayrı canlı türde yaşadıktan sonra çevresindekilere hiç zarar vermeden yok olabilir;

4) Çok dar bir çevrede çeşitliliği olan sistem, ne kadar çok üretkense o kadar da dirençli olabilir ve

5) Bu 5 değişik canlı yaratığın türü ne olursa olsun yaşaması ve etkileşimi bir şiirsel güdüm sistemidir. Bunlar ne durumda olursa olsunlar, bulundukları ortam ısısı ve basınçla birbirlerine entegre olabilir veya birbirlerinden ayrılabilirler.

Türkiye'de ilgili disiplinler için özellikle bu beş doğa prensibinden çıkıp organik atıkları doğal yollardan yok ederek, karbonsuz bir toplum veya bir endüstri yaratılabilir mi? Yaratılabilirse, bu nasıl ve hangi boyutta yapılabilir? Bu tür soruları cevaplamak için belirli bir zaman içerisinde yaptığı araştırma ve uygulama projeleri sürecinde ülkemizin hangi sonuçlar alınabileceğini görmesi karbonsuz yaşam için yeni / alternatif bir başlangıç olacaktır.

Aydan HACALOĞLU / Y. Mimar-Oregon Üni., ABD
EAAD-Çevresel, Sosyal, Ekonomik Bilinçli Akıllı Sürdürülebilir Mimari ve Yerleşimler - Ekoloji, Enerji & Yapı Fiziği Teknolojileri Tasarım Danışmanı
aydanhacaloglu@gmail.com

ETİKETLER: yeşil
http://www.yapi.com.tr/haberler/karbonsuz-yasam-bicimine-donus-uzerine_53526.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!