Afrika'nın, yoksul ve iç savaşın
pençesindeki ülkesi Somali deki korsan saldırılarının son yıllarda iyice
artmasındaki etkenlerden birinin tehlikli atıklar olabileceğini hiç aklınıza
gelir miydi?
Bu konu Türkiye'de pek gündeme gelmedi ama son zamanlarda
uluslararası kamuoyunun gündeminde. Zira Avrupa ülkelerinin yasadışı yollarla
tehlikeli atıklarını Somali açıklarına bırktığı ve bunun da yerel balıkçılığı
öldürüğü iddia ediliyor. Geçim kaynaklarından biri olan yerel balıkçılığın
bitmesi yüzünden ise yoksul Somali halkının çareyi korsanlık yapmakta bulduğu
ifade ediliyor.
Tehlikeli atıkların Somali'de korsan saldırılarının artmasında
ne ölçüde etkisi var tam olarak bilmek imkansız ama örneğin her ay Nijerya'nın
Lagos limanına 100.000 kullanılmış bilgisayarın giriş yaptığı biliniyor. Ve
bunların üçte birinin ise tamir edilemez yani kullanılamaz durumda olduğu. Aynı
şekilde İngiltere'de görülen en büyük davalardan biri de gösteriyor ki, Fildişi
sahillerinde yaşayan 30.000 kişi denize sızan kimyasal atıklardan
etkilendi.
Türkiye de tıpkı Somali ve diğer afrika ülkeleri gibi yasadışı
yollarla yapılan tehlikeli atık ticaretinden etkilenen ülkelerden
biri.
Tarih: 1988
1988 yılında Sinop ve Samsun sahillerine birkaç varil vurdu.
Varillerin üzerinde tehlikeli atık anlamına gelen "r" amblemi vardı ve
geldikleri adres İtalya'yı gösteriyordu. İlk başta önmesenmeyen bu varillerin
sayısı 6 ay içinde 367'yi bulunca ise ortalık karıştı ama variller hakkında
herhangi bir hukuki işlem yürütülemedi çünkü uluslararası paltformlarda illegal
atık trafiğini düzenleyen yasal bir düzenleme yoktu.
Tarih 1995
7 yıl sonra ise tehlikeli atıkların sınırötesi taşınması ve
bertarafının kontrolüne ilişkin Basel Sözleşmesi yürürlüğe girdi. Bu sözleşmeye
göre Türkiye'nin varilleri geldiği yere iaede etmesinin önü açıldı. İade
meselesi Türkiye tarafından defalarca gündeme getirildiyse de bir sonuç
alınamadı.
Tarih 2006
Zehirli atık dolu varillerin Türk kıyılarına vurmasından tam 18
yıl sonra Türkiye çimento müstahsillerinin yardımlarıyla 367 varil Almanya'ya
ihraç edildi. Bölge halkı bu olayı o günlerde davul ve zurnalarla
kutladı...
Ancak Türkiye'nin zehirli varil macerası burada sona ermedi. 7
nisan 2006'da Tuzla'nın Orhanlı Beldesi'ndeki bir arazide gömülü 640
varil daha ortaya çıktı. Bu kez varillerin kaynağı Türkiye'de faaliyet gösteren
bir ilaç firmasıydı. Kanserojen madde içerdiği tespit edilen variller İzmit'teki
bir atık yakma tesisinde bertaraf edildi.
Bunlar Türkiye'nin yaşadığı ve sonuç alabildiği olaylardan
ikisi. Ama İskenderun körfezi'nde İspanyol Bandralı Ulla Gemisi tam 9 yıldır
iade edilmeyi bekliyor.
Tehlikeli atık sorunun ne kadar büyük olduğunu ise geçtiğimiz
günlerde İngiltere'nin Brezilya’ya yasadışı yollardan ihraç ettiği 80
konteynerden çıkan 1400 ton toksik atık bir kez daha gösterdi. Brezilya verdiği
mücadele sonucu atıkları geldiği gibi İngiltere ye gönderme hakkını elde etti.
Atıklar önümüzdeki günlerde iaede edilecek. Ama yılda 500 bin ton atığı
olan İngiltere gibi Avrupa ülkelerinin nin Brezilya dışında aralalarında
Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülkeye kaçak yollardan atık göndermelelirinin
önü ne zaman kesilecek? İşte bu sorunun yanıtını vermek çok daha güç
görünüyor?
|