Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Küreselleşen Moskova

Başa çıkılmayan ev fiyatları ‘kommunalka yaşamını’ hortlatmış. Sovyet döneminde birkaç ailenin bir arada yaşadığı kolektif dairelere verilen isim ‘kommunalka’. Kolektif dairelerde, mutfak ve banyo ortak. Moskova’da konutların yüzde onu hâlâ ‘kommunalka’lardan oluşuyor.

Cumhuriyet Gazetesi
Küreselleşen Moskova

Başa çıkılmayan ev fiyatları ‘kommunalka yaşamını’ hortlatmış. Sovyet döneminde birkaç ailenin bir arada yaşadığı kolektif dairelere verilen isim ‘kommunalka’. Kolektif dairelerde, mutfak ve banyo ortak. Moskova’da konutların yüzde onu hâlâ ‘kommunalka’lardan oluşuyor.

Kremlin derken, Moskova’daki ilk sabahımızda gözümüzü “GUM”da açtık! Kremlin girişindeki uzun, bunaltıcı turist kuyruğunun hafiflemesini beklerken, bizi Kızıl Meydan’ın tam karşı yakasındaki bu “süper lüks” alışveriş merkezine park etti rehberimiz. Armani, Max Mara, Kenzo, Burberry, Perla, Este Lauder gibi büyük markalarla çevrili, dünyanın her tarafındaki benzerlerinden -misliyle katlanmış fiyat etiketleri dışında- farkı olmayan bir alışveriş merkezinde, sabahın körü ne yapılır?

Ufak çaplı bir “Buraya alışverişe mi geldik!” isyanı yükselmek üzereyken -ki Moskova alışveriş için düşünülebilecek son yer!-; rehber bize Moskova’lıların yaşamını anlatmaya başladı:

“Sovyetler dağılmadan önce” diyerek lafa girdi: “Biz, burda GUM’dan hiç alışveriş etmezdik. O yıllarda sorun fiyatlar değildi. Mal yoktu sadece. Aradığımız hiçbir şeyi bulamazdık. Şimdi akla gelebebilecek her şey var gördüğünüz gibi. Ama gene buradan alışveriş edemiyoruz. Bu kez de etiketler el yakıyor. Sonuç olarak bizim açımızdan GUM’da değişen bir şey olmadı.”

Bu tür yerlerin sadece “yeni Ruslar” için düşünüldüğü, çıplak gözle de görülüyor. Kremlin güzergâhında bizim gibi “GUM”dan “transit” geçen turistler var yalnızca etrafta. Dükkânlarda in cin top oynuyor. Kahvelerde garsonlar, içeri girip de bir şey içelim diye gözümüzün içine bakıyor. “Yalnız böyle yerler mi satın alma gücünüzün dışında?” diye soruyoruz gördüğümüz fiyatlar karşısında rehbere:

“Hayır!” yanıtını veriyor: “En fenası kiralar. Ev sahibi olmayan Moskovalıları kiralar, çok zorluyor. Uzak mahallelerde, tek odalı bir apartman dairesinin kirası 300-400 Avro. Merkeze yaklaştıkça bu 700 Avro’ya çıkıyor. Merkezdeki kiraları, artık sadece yeni Ruslar ve yabancılar karşılayabiliyor…”

‘Özel mülkiyete’ Rus yorumu

’90 ların özelleştirme furyasında oturdukları ev üzerinde “mülkiyet hakkı” kazanan Ruslar, ilk etapta köşe olmuşlar. Merkezde yaşayanlar özellikle -değerlenen gayrimenkul fiyatları karşısında- muazzam bir “artı değer” edinmiş. Ammavelakin emlak ve inşaat spekülasyonu dalgasında, onlar da şimdi ciddi sorunlarla karşı karşıyaymış.

Gayrimenkul üzerindeki “özel mülkiyet hakkını” Moskova çünkü, “Rus usulü” yorumlamış. İnsanlara oturdukları evin mülkiyeti verilmiş…. Arsa mülkiyetinin “şehre ait” olduğuna hükmedilmiş.

Belli bölgelerdeki arsa değerleri, başdöndürücü düzeylere erişince; “eski binaların elden geçirilmesi” mazeretiyle, “merkezdeki mülk sahipleri” dairelerini, kent dışı sitelerde, aynı ebatta dairelerle değiştirmeye zorlanıyormuş. Kent merkezine bu yolla el koyan inşaat ve emlak şirketleri; yeniledikleri ya da yıkıp yeniden yaptıkları binaları arkadan astronomik rakamlara “yeni Ruslara” pazarlıyormuş. Bu “yağlı ballı” işe giren şirketler, göz kamaştırıcı kârlar elde ederken; evlerinden çıkmaya zorlanan insanlar yıllardır yaşadıkları, alıştıkları mahalleleri terk etmek zorunda kalıyorlarmış.

Rusya’ nın bu tür hiç değişmeyen yanları var işte... Açılan gösterişli dükkânlara, füzyon restoranlara, şık kahvelere bakıyorsunuz: “A bu şehir ne değişmiş, on-on beş yılda nasıl da küreselleşmiş!” diyecek oluyorsunuz... Eşeleyince alttan böyle hiç değişmeyen bir “Rus realitesi” çıkıyor…

‘Kommunalka’lara dönüş

Değişmeyen bir başka “Rus realitesi” de “kommunalka”lar! Başa çıkılamayan ev fiyatları “kommunalka yaşamını” yeniden hortlatmış… Sovyet döneminde birkaç aile ya da çok kişinin bir arada yaşadığı “kolektif dairelere” verilen isim “kommunalka”. Uzun bir koridora açılan beş, altı odada birden fazla ailenin yaşadığı bu “kolektif dairelerde”, mutfak ve banyo ortak.

Brejnev dönemine (1964-88) dek Sovyetler’de oldukça yaygın olan bu sistem, Ruslara özgü bir tarihi kurum nerdeyse. Ülkenin en güçlü adamı Putin bile çocukluğunu “kommunalka”larda geçirmiş. Ancak gelin görün ki, Moskova belediyesi rakamlarına göre, konutların yüzde 10’u hâlâ artık tümüyle maziye karıştığını varsaydığımız “kommunalka”lardan oluşuyor.

Eskisi gibi rejimin dayattığı mekânlarda, dayatma sonucu yan yana gelen insanların oluşturduğu “kolektif daireler” değil tabii artık söz konusu olan. Yeni “kommunalka” sisteminde; evinizi ve birlikte yaşadıklarınızı kendiniz seçiyorsunuz. Ancak Rusya’nın “kuralsız kapitalizmi” nedeniyle tekrardan “kolektif apartman yaşamına” itilenler için durum gene de, çok zorlayıcı bir hayat mücadelesi anlamına geliyor.

Kremlin ve Güzel Meydan

Kızıl Meydan’da aman aman ‘güzel’ bir şey yok. Ama Rusya’yı Rusya yapan her şey burada: Devlet iktidarını temsil eden Kremlin, geçmişin simgesi Lenin’in mozolesi ve yeni tüketim mabedi GUM! Kızıl Meydan’ın Rusçası “Krasnaya Ploşçad”, Rusçada “Güzel Meydan” demek. Bizim “kızıl” sözcüğüyle ifade ettiğimiz “kırmızı”, Rusça’da gerçekte “güzel” anlamında kullanılırmış. Buraya, yani “Güzel Meydan” diyor Ruslar. Kızıl Meydan’da doğrusu öyle aman aman “güzel” denebilecek bir şey yok. Ama Rusya’yı Rusya yapan her şey hap gibi burda toplanmış. Rusya’ nın kalbi, geçmişte olduğu gibi bugün de burada atıyor.

“Küresel tüketim mabedi” “GUM”un tam karşı yakasında; “iktidarın” simgesi Kremlin duvarları yükseliyor. Kremlin’in kızıl renkli duvarları önünde, “yakın geçmişin simgesi” ünlü “Lenin mozolesi” duruyor. Görsellik açısından meydanın en göz alıcı parçasını da rengârenk soğan kubbeleriyle; “Çarlık Rusya’sını” temsilen “Aziz Vasili” katedrali oluşturuyor.

Rusya'da ilk merkezi güç: Korkunç İvan

Katedrali, Kazan Hanlığı’nın fethi adına 16. yüzyılda Korkunç İvan yaptırmış. İrili ufaklı dokuz kubbenin her biri, Kazan kuşatması zaferlerinin anısına dikilmiş. “Merkezi devlet iktidarını” ilk kez elinde toplayan ve Rus topraklarını Urallar ötesinde Sibirya’ya açan “ilk Çar” olmuş İvan! Rusça’da “Sezar” anlamına gelen “Çar” lakabını, ilk o kullanmış.

İlk bakışta Disneyland’den çıkmış çocuksu bir masal dekorunu anımsatan “Aziz Vasili” katedrali kısacası, Rusya deyince aklınıza ne varsa gelen her şeyin: “genişlemecilik”, “merkeziyetçilik” ve de “devlet otoritesinin” sembolü aslında. Ruslar, “güzel” manasındaki “krasnaya” sözcüğünü, haddi zatında “Rus emperyalizminin” ilk simgesi bu katedral için kullanmışlar.

Hızlandırılmış bir “Aziz Vasili” turu ardından, Kremlin’e giriyoruz. Napolyon 1812’de Kremlin’e, şimdi bizim bu adım attığımız kapıdan girmiş. Kızıl Meydan’la özdeşleşen askeri resmi geçitlerde tankların giriş çıkışına olanak verebilmek adına Sovyet döneminden sonra bu kapıyı yıkmışlar. Sovyetler’in çöküşüyle birlikte tanklı tüfekli askeri törenlerin tedavülden kalkmasıyla, Kremlin’in giriş kapısı yeniden, aslına uygun olaraktan yapılmış.

Çar Kulesi, Sırlar Kulesi, İşkence Kulesi…

Burası bir “hisar içi” aslında. Kremlin’in eski Rusça’daki anlamı da zaten böyle, “hisar” demekmiş. Aziz Vasili Katedrali’nin “dokuz kubbesi” gibi, Kremlin hisarlarının da “dokuz kulesi” var. Kulelerin isimleri bile -Sırlar Kulesi, İşkence Kulesi, Korkunç İvan’ın Kızıl Meydan infazlarını izlediği Çar Kulesi… -bu surlar ardından asırlar boyunca estirilen terör ve “Kremlin’in güç anlayışı” hakkında yeterince fikir veriyor.

Kremlin iktidarlarıyla özdeşleşen bu kulelerin tepesinde, Çarlık yıllarında; imparatorluğun “çift başlı kartal” simgesi varmış. 1935’te Stalin bunu “Sovyet imparatorluğunun” “kızıl yıldızı” ile değiştirmiş. Yakuta benzeyen camdan yapılmış bu yıldızlar hâlâ en yüksek beş kulenin tepesinde duruyor ve rüzgâra göre yön değiştiriyorlar! Bugün Medvedev’in çalıştığı Cumhurbaşkanlığı/Kremlin Sarayı, Kremlin’in içinde. Önünde jilet gibi, bir örnek, dizi dizi siyah Limuzin’in sıralandığı saraya “güvenlik gerekçesiyle” fazla yaklaşamıyorsunuz.

Bu büyük “iktidar karargâhı”, yarım yüzyıl öncesine dek aslında ziyaretçilere tümüyle yasakmış. Deli Petro’nun imparatorluk başkentini St.Petersburg’a taşımasından sonra bile, Çarların taç giyme törenleri ve resmi seremoniler için kullanılan bu “kutsal alanı” olduğu gibi sonra Sovyet liderleri devralmış. Ve burayı, neden sonra 1955’te halka açmışlar. Halka açar açmaz da girişe hemen, Sovyet döneminin damgasını taşıyan bir büyük Kongre Sarayı yaptırmışlar.

Dünyevi güç tapınakları ve katedraller

Kremlin’in tarihi yapılarıyla hiç uyuşmayan, Kruşçev döneminden kalma (1960) bu mermer, cam ve beton bina, Komünist Parti’nin görkemli propaganda faaliyetlerinde özellikle “vitrin” amacıyla kullanılmış. Kremlin’de yalnızca “seküler iktidar tapınakları” yok. “Dini iktidarı” temsilen yaklaşık yarım düzine de katedral var içinde: “Tebliğ Katedrali”, “Başmelek Katedrali”, “Oniki Havari Katedrali”, “Meryem Ananın Göğe Çıkış Katedrali”, “Patrik Sarayı” vs...

Muhteşem ikonalarıyla göz kamaştıran bu dini yapıların en çarpıcı yanı, “dünyevi iktidar” merkezleriyle böylesine iç içe ve yan yana bir düzen içinde yer almaları. Bu hisar içi manzaradan “Kremlin iktidarı” çift başlı bir görünüm arz ediyor. Rus devleti, “laik” sıfatıyla tanımlansa da, Kremlin’deki iktidar mimarisi dinin başat olduğu başka bir geleneği tarif ediyor.

Moskova yalnız Kremlin’den ibaret değil tabii. Şehirde görülecek çok şey var: 19. yüzyıl meseni Pavel Tretyakov’un kente armağan ettiği “Tretyakov Galerisi” örneğin, Moskova’ya gelen herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken “olmazsa olmaz” duraklardan biri.

“Sovyet gerçekçiliği” ve “neo-klasik mimarinin” en gözalıcı örneklerinin sergilendiği metro istasyonlarına göz atmak da, Stalin yıllarının mirasını kavramak açısından şart. Mermer sütunlar, görkemli avizeler, olağanüstü duvar işlemeleri, heykellerle bezenmiş, farklı stillerde yapılmış istasyonlar şehrin yeraltı müzesi sayılıyor.

Moskova’nın bu sanat mabetlerini ayrı ayrı size anlatmak isterdim. Ama yolumuz uzun! Bu dizi -heyhat!- yalnız Moskova’yı kapsamıyor. Volga üzerinden birlikte Rusya’nın içlerine doğru yapacağımız bir yolculuğa çıkacağız gelecek yazıda. Rusya ve Rusların “Volga Anasını” keşfedeceğiz.

http://www.yapi.com.tr/haberler/kuresellesen-moskova_64178.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!