Ormanlık alanlarda arama yapmaları yasaklanan
madenciler, Resmi Gazete'de yayımlanan bir kararla ormanlara
girebilmek için yeniden "vize" aldı. Bakanlar Kurulu'nda geçen
hafta karara bağlanan yeni uygulamaya göre, madenciler artık ormanlık alanlarda
da arama-çıkarma faaliyeti yapabilecek. Bugünden itibaren ormanlık alanlardaki
madencilik faaliyetleri için Orman Genel Müdürlüğü'nden gerekli ruhsat izinleri
alınabilecek. Kararla, başta Kaz dağları olmak üzere ormanlık alanlardaki
madencilik çalışmaları yeniden başlayacak. Madenlerin faaliyete geçmesiyle,
binlerce ağaç da kesilecek.
Orman Genel Müdürlüğü'nün Anayasa Mahkemesi
kararlarına dayanarak Ocak 2009'da aldığı "ormanlık alanlarda madencilik
faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli ruhsat izinleri ikinci bir emre kadar
durdurulmuştur" şeklindeki kararı, dün itibarıyla geçerliliğini yitirdi.
"Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik"e eklenen geçici 4. maddede, "orman sayılan
alanlarda verilecek izinler hakkında yönetmelik hükümleri uygulanır" denilerek,
madencilere ormanlık alanlar da açıldı. Maden sektörü temsilcileri kararı
sevinçle karşılarken, çevrecilerden "hukuki karşamaşa yaratıldı" itirazı
geldi. 'Bakanlık bizden aldığı paraların hesabını
versin'
Yasak nedeniyle madencilerin 2009 sezonunu boş geçirmek zorunda kaldığını
belirten İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Ali
Kahyaoğlu, "Şimdi izinler yeniden verilecek ama sezonun bitmesine 1-2
ay kaldı. Keşke bu karar yaz başında alınabilseydi" dedi. Sektördeki
sıkıntıların uzun vadeli çözümü için Maden Kanunu'nda değişiklik yapılması
gerektiğinin altını çizen Kahyaoğlu, "Her ağaç, her çiçek çevre değildir.
Bunların altında bir de madenler var. Biz çevreye duyarlı iş yapacağız, devlet
de bizi sıkıntıya sokacak kararlar almayacak" değerlendirmesinde bulundu.
Kahyaoğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın madencilerden orman kurmak için
alınan paraların hesabını vermesi gerektiğini vurgulayarak, "Bakanlık
madencilerden aldığı milyon dolarlarla Türkiye'nin neresinde ağaç diktiğini
açıklamalı. Biz bu konuda bir çalışma başlattık. Madencinin Orman Bakanlığı'na
ödediği toplam bedeli hesap etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Madencilik sektöründe yaşanan "izin bunalımı" ve ihracattaki düşüş nedeniyle
yaşadıkları kaybın 1 milyar doları bulduğunu belirten Ege Maden İhracatçıları
Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Erdinç ise "Madencilik
sektörünün çalışma yerini seçme şansı yok. Maden neredeyse bizim fabrikamız,
şantiyemiz orasıdır. Yasal düzenlemeler yapılırken bu gerçek göz ardı
edilmemelidir" dedi. Erdinç, uzun zamandır hükümet nezdinde gerçekleştirdikleri
temasların olumlu sonuç verdiğini söyledi. Madencilik sektörünün Türkiye'nin en
fazla ağaç diken sektörü olduğunu savunan Erdinç, sektörün kestiği her ağaç için
Orman Genel Müdürlüğü'ne 10 ağaç bedeli ödediğini ifade etti.
Madencilikte yasak süreci nasıl
işledi
* Anayasa Mahkemesi, Ocak 2009'da Maden Kanunu'nda madencilik faaliyetleri
için gerekli izinleri düzenleyen 7. maddenin 1. fıkrasının iptal edilmesi
yönünde karar verdi. * İptal edilen madde, orman ve sit alanlarından kültür
ve turizm koruma bölgelerine kadar çeşitli bölgelerde yapılacak madencilik
faaliyetleri için alınacak izinleri düzenliyordu. * Bunun üzerine Danıştay 8.
Dairesi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile Madencilik Faaliyetleri İzin
Yönetmeliği'nin yasal dayanağını yitirdiğini gerekçe göstererek yürütmeyi
durdurma kararı aldı. * Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı ardından Orman
Genel Müdürlüğü de bir genelge yayınlayarak, orman alanlarının madenciler için
artık yasak bölge olduğunu duyurdu.
Her şirkete arama izni verilmemeli
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Başkanı Afşin
Karaman, Bakanlar Kurulu'nun 8 ay önce yürürlüğe konulan yasak kararını
kaldırmasının madencilerin bir başarısı olduğunu belirterek, "Biz
madencilerimizin ülke kaynaklarını kullanmasına karşı değiliz. Ama
ormanlarımızın kıymetini bilerek, arama ruhsatlarının çok dikkatli verilmesi
gerekiyor. Yeraltındaki kaynağın kıymeti, yerüstündeki kıymetin üzerindeyse izin
verilmeli" dedi. Bir dönem her önüne gelen şirketin ormanlık alanlarda
arama-çıkarma izni alabildiğine dikkat çeken Karaman, "Biz ormanlık arazilerden
kanalizasyon ya da arıtma tesisi borusu geçmesinden şikayetçi değiliz. Ama her
yerde kurulacak bir taş ocağının gelip de değerli ormanlar üzerinde kurulmasını
istemiyoruz. Bu konudaki takibimiz sürecek" diye
konuştu. Kararı uygulayan suç işlemiş
olur TEMA Vakfı Hukuk Müşaviri Ömer
Aykul: Bu işlemi yapmak, hukuka aykırılıktır. TCK'nın 309. maddesi
açık. Bu karar fiilen Anayasa'yı ihlaldir. Bakanlar Kurulu, bir bakanlığın
çıkardığı yönetmelikle ilgili karar alamaz. Bakanlar Kurulu müşterek karar
alabilir. Kimse bunlar, hükümeti o kadar baskı altına almışlar ki "bir adım
atalım sesleri kesilsin" türünden bir karar alındı. Baskı gruplarına da
"hükümeti rahat bırakın" demek gerekiyor. Bu Bakanlar Kurulu kararının fiili
uygulama hükmü olamaz. Buna göre uygulumaya girenler suç işlemiş olur.
Çevre Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Yılmaz Kilim:
Anayasa Mahkemesi 15 Ocak 2009'da Maden Kanunu'ndaki 7. maddenin 1. fıkrasını
iptal etti. Şubat'ta Danıştay da söz konusu yönetmelikteki bazı maddeleri buna
istinaden iptal etti. Yönetmelik işlemez hale geldi. Ama şimdi aynı yönetmeliğe
ek madde ekleyerek Orman Genel Müdürlüğü'nün yönetmeliğine atıfta bulunuyorlar.
Oysa Orman Genel Müdürlüğü yönetmeliği de Bakanlar Kurulu'nun çıkardığı ve
Danıştay'ın iptal ettiği yönetmeliğe atıfta bulunuyor. Hukuki olarak daha büyük
bir karmaşa çıktı. Hukuka uygun olmayan bir kanun çıkarıldı. Orman alanlarının
talanına izin verildi.
|