İstanbul
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Mart ayında en
az 59 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı. İstanbul İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından yapılan açıklamada, düşme sonucu
ölümlerin belirleyici olduğu inşaat sektöründe bu sefer çadırlarda çıkan yangın
sonucu 11, ülke çapında ise 27 işçinin hayatını kaybettiği; geçtiğimiz ay baraj
kapaklarının patlaması sonucu ölümlerin yaşandığı enerji sektöründe ise yine
barajlarda 5 ölüm yaşanğı; maden sektöründe ise göçük ve zehirlenme nedeniyle 5
maden işçisinin yaşamını yitirdiği kaydedildi.
Göçmen inşaat işçileri
Mart ayında tespit edilebilen 59 iş cinayetinde 19 ölüm İstanbul’da, 4’er
ölüm Gaziantep ve Kocaeli’nde, 3’er ölüm ise Denizli ve Muğla’da yaşandı.
Yaşanan ölümlerin büyük bir çoğunluğunu göçmen inşaat işçilerinin oluşturduğunun
bildirildiği açıklamada, bunun sebebi "Çünkü devletin yani Toplu Konut
İdaresi'nin (TOKİ) en büyük patron olduğu sektörde, hızlı ve yüksek oranlı
kentleşme, iç ve dış ticaret hacmindeki büyüme, dev enerji nakil hatlarının ve
baraj komplekslerinin yapımı, Türk inşaat firmalarının dışa açılması ile
vasıfsız ve düşük vasıflı geçici işçi ihtiyacı patlaması yaşanmaktadır. Göçmen
inşaat işçiliği de neredeyse tamamı taşeronlaştırılan ve geleneksel olarak
güvencesiz çalışmanın en köklü ve sarsılmaz alanı olan inşaat sektörünün işçi
deposu durumundadır. Bu durum göçmen inşaat işçilerinin can güvenliğini artan
bir şekilde tehdit etmektedir" şeklinde açıklandı. 11 Mart’ta İstanbul
Esenyurt‘ta bir inşaatın şantiyesinde çıkan yangında çadırlarda kalan 11 işçinin
hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı ve işçilerin barınma sorununun çalışma
hayatının bir parçasının olduğunun vurgulandığı açıklamada, işçi sağlığı ve iş
güvenliği önlemlerinin bir maliyet unsuru olarak görülmesi eleştirildi.
"İnşaat sektörü büyüyor, ölümler artıyor"
"İnşaat sektörü büyürken, ölümler katlanarak artmaktadır. İnşaat sektörü
ölümlü kazalarda ilk sıraya yerleşmiştir ve bu konumunu değiştireceğine dair bir
umut görünmemektedir" denilen açıklamada, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine
göre, 2000-2010 yılları arasında yılda ortalama 323 işçinin inşaat
şantiyelerinde yaşamını yitirdiği, 376 işçinin ise sakat kaldığı, toplam ölümlü
kazalarda inşaat sektörünün oranının yine aynı yıllar arasında ortalama yüzde
30,5 olduğu ifade edildi. Toplam istihdamdaki payının neredeyse beş katı olan bu
rakamın, inşaat sektörünün ne ölçüde insan öğüttüğünün de açık bir göstergesi
olduğunun savunulduğu açıklamada, 2010 yılı verilerine bakıldığında iş kazaları
sonucu meydana gelen bin 434 ölümün 475’inin, yani her 3 ölümden birinin inşaat
sektöründe olduğu bilgisine yer verildi.
Taşeron sistemine dayalı üretim yapısının, uzun ve yorucu çalışma
saatlerinin, geçici ve esnek istihdamın iş cinayetlerinde belirleyici olduğunu;
işçi sağlığı ve iş güvenliğinin kısıntıya gidilecek ilk maliyet kalemi olarak
görüldüğünü; devletin işçi sağlığı ve iş güvenliği denetiminden tamamen
çekildiğini vurgulayan açıklamada, inşaat sektöründe alarm zillerinin çoktan
çalmakta olduğunun ve artık duruma el konulması gerektiğinin altı
çizildi.
|