Resmin çok yönlü anlamı var. Bu anlam mağara dönemi sanatı için de
geçerli. Tam ne için ve nereye kadar yapıldığını bilmediğimiz resimler; sadece
mağara dönemiyle sınırlı değil elbet. Bakın, dünya sanat tarihi içinde hangi
resim tam olarak sınırları kesin çizilmiş durumda. Kah kiliseye kah zengin
bir burjuvaya ‘sipariş’ amaçlı bile yapılan resimlere, ressam çoğunlukla gizil
bir anlam, sembolik bir eleştiri tuş’u atıp, yine de ve her şeye rağmen ‘özgür’
olduğunu, belirtmemiş mi..
Özgürlük aynı zamanda yaratının sınırsızlığını, giderek de
belirsizliğini gösterir. Çünkü özgürlük, özellikle sanatsal özgürlük algılama ve
ifade etme biçiminde somutlanır. Giderek bu somutluk ‘özgün’ de olmalı ki, ifade
edeni sanatçı, edilen şeyi de sanat eseri kılsın.
Türk çağdaş resminin önemli temsilcilerinden biri olan Zahit
Büyükişleyen, resmini insan, mekân ve doğa gerçekliği üzerine kurarken;
bu özgünlük, özgürlük ve sınırsız-belirsizlik tanımlarını da alabildiğine
genişletiyor. En başından başlayarak bir boyutuyla sosyolojik, kent
sosyolojisiyle ilgili görsel-resimsel çözümlemeler üretiyor; giderek de
insana ait değerleri görsel-düşünsel boyutta resmin yüzeyinde kavramsal bir
tanıma oturtuyor. Tüm bunları yaparken de entelektüel bir açılım ve bilgiye açık
bir yapılanmayla da kendini tahkim ediyor. Kısacası ressam olarak resmin
çizgi-boya bileşkesi olmadığını; ressamın sosyal, siyasal ve entelektüel bir
varlık olduğunun da ayırdında hareket ediyor.
Entelektüel merak ve resim
Zahit Büyükişleyen resmi entelektüel merakla yola çıkılan
bir resim. Kendisi benim tanıdığım en donanımlı ressamlardan biri. Böyle çok
fazla ressam yok bizde. İlgilerini geniş tutan, okuyan, yazan, ciddi kültürel ve
sanatsal araştırmalara giren ressamların sayısının azlığı, belki de kavramların
da tam oturmamasına, giderek görsel sanatların ucuz bir piyasaya yenilmesine de
sebep oluyor. Onun için entelektüel ressamların sayısının çoğalması kavramsal
netliğe, bunun yanında da interdisipliner bir boyutta da diğer sanatların da
faydasına olacaktır. Allah’tan bu boyutta birkaç ressamımız var da, sanat
ortamı iyice çoraklaşmadan kurtuluyor.
İşte kültüre ve sanata duygusal gerekçelerin ötesinde, düşünsel bir ilgiyle
de bakan ve bu alanda ciddi bir birikimi olan ressamlardan biri olarak
Zahit Büyükişleyen, resminde de bu birikimlerini
somutlaştırıyor. Bir boyutuyla mekân ve mekâna bağlı sosyolojik
çözümlemeler üretiyor ve elbet bunları resmin özgün alanı ve sanatçının
üslupsal gerçekliği paralelinde yapıyor. Kentleşme-gecekondulaşma
ikilemi onun resimlerinde ifadesini bulduğu oranda; sosyolojik yapı da
belirginlik kazanıyor. Bunları biçim-renk analizleriyle; renk-çizgi ton
değerleri, giderek kompozisyon kurgusuyla özgün bir açılıma kavuşturuyor.
Gökyüzünün yalın tek ton anlatımı, zemine yakın yerdeki renk-çizgi
öbekleşmesi; giderek mekân kurgusu; sanatçı tarafından tüm sosyolojik olguların
ve mekânla tanıma kavuşacak olan düşünsel açılımların ‘estetik’ kategori içinde
değerlendirildiğini gösteriyor.
Bu yönüyle de Büyükişleyen resmini spontan bir sürpriz arayışından ziyade
akılsal bir bilinç estetiğine taşıyor. Entelektüel bir ressam olma
sorumluluğuyla; resmi, doğal olarak üslubu ve estetiği merkeze alan bir
çözümleme yaptığını göstermiş oluyor.
Bakın bu ilgi onun ‘taş’ formunu simgesel bir estetik olarak kullandığı
resimlerinde de vardır. Burada da sanatçı, doğaya, fizik gerçekliğe olan
alakasını, felsefi bir ontolojinin odağı yaparken, ‘taş’ı ne kadar da estetik
kılabileceğini göstermiştir. Bu yönüyle çok yönlü düşünsel kimliği ve bu
kimliğin ressamlık ifadesinde somutlaşmış gerçekliği, onun resimle
ontolojik bir arkeolojinin ve sosyolojik bir araştırmanın nasıl
yapılacağı noktasında da önemini ortaya koymuştur.
Kısacası o, çağdaş Türk resmi içinde yaşama ve varlığa ait ilgisini,
kültürel ve düşünsel zeminde çeşitlendirerek sürdüren ve en önemlisi bunu ressam
kimliğinin yetkin üslubu içinde gerçekleştiren bir ressamdır. Mine Sanat
Galerisi’nde şubat (2010) ortalarına kadar sürecek sergisinde,
geçmişten günümüze sürdüregeldiği bütün bu çalışmalarından bir öbek bulmak
olası.
Ümit GEZGİN
|