Kamu kuruluşları ve otoyolların arsa sahiplerinin mirasçılarına
kamulaştırmayı dava konusu yapma kapısı açan 2003 tarihli Anayasa Mahkemesi
kararının devlete milyarlık tazminat yükü doğuracağının ortaya çıkması üzerine
“acil yasa tasarısı” hazırlandı. Bayındırlık Bakanı Mustafa Demir, “Yasayı
çıkarmazsak, çıkacak faturaya Türkiye bütçesi de yetmez” dedi.
Anayasa Mahkemesi 2003’te “kamulaştırma davalarındaki 1983 yılı
sınırını” kaldırınca otoyollardan, kamu binalarına kadar her kurumunun
arsasının eski sahibi devlete dava açma hakkı kazandı. Geçen dönemde davalar çığ
gibi büyüyerek 3 bine ulaştı. Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, “Önlem
alınmazsa bu tazminatları Türkiye bütçesi bile karşılamaz” dedi.
Dava yolu 2003’te açıldı
Bu yolu 2003’te verilen bir Anayasa Mahkemesi kararı ile
açtı. 1983’ten önce Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar giden süreçte,
kamulaştırmasız el koymalarla ilgili zaman aşımı kalkınca, davalar açılmaya
başlandı. Sözkonusu arsaların devrinde, uygun kamulaştırma bedeli ödendiyse
sorun çıkmıyordu. Ancak “el koyma” yöntemiyle kamuya geçtiyse, devlet arsa
sahiplerinin mirasçılarına milyarlarca lira tazminat ödemek zorunda kalacak.
Acil yasa ihtiyacı doğdu
İşin büyüyeceği fark edilince de acil yasa gereksinimi ortaya çıktı.
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, “Eğer bu düzenleme
yapılmazsa, devlet milyarlarca liralık tazminat talebi ile karşı karşıya kalır.
Bunun altından kalkılması mümkün değil. Aksi durumda Türkiye bütçesi bile bunu
karşılamaz” diye konuştu.
Tasarı ara formül
Hükümet, bu tazminat yükünden kurtulmak için bir yasa tasarısı hazırladı.
Vatandaşların dava açma, tazminat talep etme ve isterlerse Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitme hakları korunurken, ödenecek
tazminatın hesaplanma yöntemi ve miktarı devlet lehine düzenlendi. Devlet yıllar
önceki rayiç üzerinden yapacağı hesaplama sonucu ortaya çıkacak ödemeyi
taksitlendirme yoluyla yıllara yayabilecek.
1983 öncesini de kapsayacak
Halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyonun gündeminde
bulunan Kamulaştırma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın
öncelikli gündeme alınmasına karar verildi. Anayasa Mahkemesi’nin 2003’te
Kamulaştırma Kanundaki iptal ettiği hüküm uyarınca, 1983’den sonraki
kamulaştırmalar için varolan dava açma hakkının, 1983 yılından önce kamulaştırma
işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına karşın
devletin el koyduğu taşınmaz mal ve kaynaklar için de sözkonusu olduğu
belirtildi.
Davalar hızla artıyor
Halen açılan dava sayısının 3 bine ulaştığı ve hızla artacağı öngörülüyor.
Yapılan hesaplamalar, vatandaşların davaları kazanması veya AİHM’ye gitmeleri
durumunda devletin Türkiye bütçesini bile aşacak kamulaştırma bedeliyle
karşılaşacağını ortaya koydu. Bu yasa hükmünden, sadece Türk vatandaşları değil,
azınlıklar da el konulan özel mülkleri için yararlanacak. Daha önce yasal
düzenleme yapıldığı için azınlık vakıflarının malları bu kapsamda
bulunmuyor.
Haksız kamulaştırmada önce uzlaşma yolu aranacak
Tasarı yasalaştığında dava açılması durumunda, 1983’ten önce
“kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış
olmasına karşın devletin el koyduğu taşınmaz mal ve kaynakların” bedeli
ödenecek. Vatandaşlar tazminat başvurusunda bulunursa önce uzlaşma yoluna
gidilecek. Uzlaşma sağlamazsa mahkemeye başvurulabilecek. 1983’ten önce
kamulaştırılmaksızın malına el konulduğu için mahkemeye başvuran ancak,
“başvurusu süresi doldu denilerek” davası reddedilen
vatandaşlar da uzlaşmadan yararlanacak.
Mal sahiplerine ne kadarlık bir ödeme yapılacağı belirlenirken taşınmaz ve
üstündekilerin bedeli, bugünkü rayiçten değil, el konulduğu tarih baz alınarak
hesaplanacak. Ayrıca, el koyma tarihinden itibaren mal sahibinin taşınmazdan
faydalanamamış olduğu da gözetilerek, tespit edilen bu değere, elkoyma
tarihinden itibaren her yıl için gerçekleşen yıllık enflasyon oranında ilavede
bulunması da hükme bağlandı. Başvuruların çok olması nedeniyle devletin ödeme
zorluğuna düşeceği hesaplanarak, taksitlendirme yoluna gidiliyor.
Gönüllü verilenler bile dava açabilir
Alt komisyonda yapılan çalışmalar sırasında bürokratlar yasanın gerekçesi
konusunda bilgi verdi. Bürokratlar, “Dava açma hakkı 1983’ten öncesini de
kapsayınca, bu davalar cumhuriyetin kuruluş yıllarına kadar gider. Örneğin,
vatandaş köyüne yol gelsin diye tarlasını devlete hibe etmiş. O dönem çoğundan
muvafakat alınmamış. Şimdi avukatlara aracılığıyla onların mirasçıları bile
devletten kamulaştırma bedeli isteyebilir. Buna Türkiye’nin hazinesi değil,
Amerikan hazinesi bile yetmez” dedi. Toplantıda iktidar milletvekilleri, “Bunu
devlet meselesi olarak görmek lazım” diye konuştu.
|