Mühendisler TOKİ'nin Sosyal Konutlarını Beğenmiyor
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından hazırlanan "Türkiye'de Konut Sorunu ve Konut İhtiyacı Raporu"nda, toplumsal ve sosyal konut projelerini hayata geçirmekle görevli TOKİ de dahil olmak üzere, konut üretiminin üst-orta ve yüksek gelir gruplarına göre düzenlendiği belirtilerek bu durum
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta övdüğü Toplu Konut İdaresi'ni (TOKİ), mühendisler eleştiriyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından hazırlanan "Türkiye'de Konut Sorunu ve Konut İhtiyacı Raporu"nda, toplumsal ve sosyal konut projelerini hayata geçirmekle görevli TOKİ de dahil olmak üzere, konut üretiminin üst-orta ve yüksek gelir gruplarına göre düzenlendiği belirtilerek bu durum eleştirildi. Raporda, orta ve alt sınıf için nitelikli konut üretimi politikaları yerine
büyük ölçekli, lüks ya da ikinci konut yapımı tercih edilerek konut yapımının
serbest piyasa koşullarına terk edildiği kaydedildi. "Özellikle TOKİ'nin son
dönemde yeniden canlandırılmasıyla hayata geçirilen konutlar, alt-orta gelir
grubuna dönük görünse de bu durum sadece sayısal verilerde kalmakta" denilen
raporda, TOKİ'nin bu gruba yönelik konutlarının çok büyük bir bölümünün kaliteli
ve nitelikli olmadığı savunuldu. Raporda, "Sayısal olarak alt-orta gelir grubu için daha çok konut üreten TOKİ, bu konutlarda oturma ve yaşama ilkelerini gözetmeden, niteliksiz ve maliyetten kısarak yapılmış konutlar inşa etmektedir. Kurumun sayısal verilere dayanarak 'sosyal konut' ürettiği iddia edilmekte, fakat gerçekte bu konutların nitelikleri çok düşük düzeyde olmaktadır" değerlendirmesi yapıldı. Yoksullara yönelik konut üretimi ve sunumunun konut sakinleri dikkate alınmadan ve minimum kaynakla maksimum konut hedeflenerek yapıldığı belirtilen raporda, bunun sonucunun kalitesiz malzemeyle üretilmiş niteliksiz yapılar ve artan bakım-onarım masrafları olduğu öne sürüldü. İMO raporunda, bu durumun da ülkede bu kesime dönük konut açığının giderilmesi bir tarafa gizli konut ihtiyacının yükselmesine neden olduğu ifade edildi. Daha çok kent yoksullarının sorunu olan konut sorununun bireysel bir barınma
sorunu olarak algılandığı vurgulanan raporda, getirilen çözümlerin de
kamusal-yasal düzenlemeler ve toplumsal hayatın bir parçası olarak değil de
bireysel çözüm önerileriyle gündeme getirildiği belirtildi. Raporda, konut
sorununun bir diğer nedeni olarak "boş ya da aşırı derecede kalabalık konutlar"
gösterildi. Çalışmada, "İkinci, mevsimlik veya yatırım aracı olarak görülen
konutlarla, çoğu yoksulluk sonucu ortaya çıkan aşırı derecede kalabalık
konutlar, konut sorununu artıran bir başka nedendir"
denildi. İMO'nun raporunda, belediyelerce verilen yapı ruhsatlarındaki düşüşe de dikkat çekildi. Raporda, bu yılın ilk yarısında verilen ruhsatlarda binaların sayısında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 13.6 düşüş olduğu kaydedilirken vatandaşın konut konusundaki güveninin de azaldığı belirtildi. TÜİK'in tüketici güven endeksine göre eylül ayında bir önceki aya oranla, gelecek dönemdeki konut satın alma ya da inşa ettirme ihtimalinin yüzde 8.1 düştüğünün belirtildiği raporda, konut tamiratına para harcama ihtimalinin de bir önceki aya göre yüzde 11 azaldığı ifade edildi. Çalışmada, Türkiye'de halihazırda bulunan 15 milyon civarında konutun yüzde 55'inin ruhsatsız ve kaçak olduğu, yüzde 60'ının 20 yaş üzeri konutlardan oluştuğu, yüzde 40'ının ise depreme karşı güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. |