Okuluma Dokunma
İnsiyatifi, 12 Haziran genel seçimleri yaklaşırken, tüm
siyasi partilere yönelik bir çağrı yayınladı. İstanbul’un yeniden
yapılandırılmasının genel seçimlerin ana gündemlerinden biri haline geldine
dikkat çekilen çağrıda, "Şehrimiz, merkezi iktidar tarafından belki de tarihinde
olmadığı kadar hızla dönüştürülüyor. Ne yaşayanların, ne de yerel yönetimlerin
bu kararların çıkışından haberi var. Ne bekliyoruz, ne istiyoruz, neye
ihtiyacımız, nerede sıkıntımız var gibi basit bazı sorular dahi sorulmadan
kentin doğasını, yaşam ve çalışma alanlarını yerle bir edecek projelerle
çevreleniyoruz" tespitinde bulunuluyor.
İnsiyatifin çağrısı şöyle:
"İktidar partisinin seçim programına baktığımızda son yılların kentsel
politikası olan yıkım ve yerinden etmenin, İstanbul’a yeni şehirler kurma
projeleri ile taçlandırıldığını görüyoruz. Seçim sürecine girmeden önce ise
bambaşka tehditlerle karşı karşıyaydık; bir anda tepemize binen kentsel dönüşüm
projeleri ile yaşam alanlarımızı kaybetme riskini yaşarken, bir yandan da hızını
kaybetmeden devam eden kamuya ait taşınmazların satılması ve özelleştirme
sürecini yaşıyorduk. Fakat görüyoruz ki seçim kampanyalarında ne yıkım ne de
satış projelerinden bahsediliyor. Tahminimiz, güç elindeyken bu planları
dayatmak ve otellere, rezidanslara, lüks konutlara yer sağlamak kolay gelmekte,
ama seçimlere giderken ne yaşam alanlarını yok eden kentsel dönüşüm projelerini,
ne de kentin merkezinde kalmış hastanelerin, okulların, kamu alanlarının
satışını savunmak pek mümkün gözükmemekte. Yıkım yerine yeni şehir
stratejilerinin oluşmasının bir nedeni de yerel seçimlerde yaşanan beklenmeyen
hezimetlerdir.
Okullar satılır mı? Kenti sadece bir rant kaynağı olarak görürseniz evet,
okullar da satılır. Hayal bile edilemeyecek olanlar gerçek olur, tıpkı devletin
sağlaması gereken eğitim, sağlık, kentsel hizmetler vb. hizmetlerin
özelleştirilmesi gibi, okulların ve hastanelerin binaları, arsaları,
taşınmazları pazara çıkar. Şu andaki iktidar partisi AKP, İstanbul’da kentin
merkezinde kalmış 42 okul için satış planları yapmakta. Hatta bunlardan bazıları
kentsel arsa rantını yönlendiren merkeze, yani TOKİ’ye devredildi bile! Gerekçe
ise çok basit; bu okullar çok değerli araziler üzerinde bulunduğundan buralar
satılmalı; yerlerine alışveriş merkezleri, yüksek güvenlikli rezidanslar,
oteller yapılmalı! Okullardaki öğrencilerin ve öğretmenlerin ise nerede olduğu
bilinmeyen okullara transfer edilmesi planlanıyor, bir bilinmeze sürükleniyor.
Tıpkı orman alanlarının yapılaşmaya ve 3. Köprü gibi büyük projelere açılması
ile oluşacak doğa katliamının ağaç dikerek önleneceğinin savunulması gibi
satılan okullar için de şehrin çeperlerinde yeni okul inşa etme vaadinde
bulunuluyor.
Okuluma Dokunma İnisiyatifi olarak tüm siyasi partilere ve parlamentonun yeni
üyelerine çağrımız ve uyarımızdır;
Eğitim herkesin eşit yararlanması gereken bir haktır. Bulunduğu bölgedeki
kentsel rant arttı diye okullar kapatılamaz, taşınamaz, öğrenciler ve
öğretmenler sürgün edilemez. Devletin görevi rant politikalarına hizmet etmek,
var olanı yıkmak değil, kamuya hizmet etmek ve mevcuttakini daha da iyi duruma
getirmektir. Sizleri kar hırsından gözü kararmış, okulları dahi satmayı
gündemine almış politikalara artık son vermeye ve yaşam alanlarımızı, herkesin
eşit yararlanması gereken ve her koşulda savunacağımız kamusal haklarımıza saygı
göstermeye çağırıyoruz. “Babalar gibi satarım” zihniyetinin bir kenara bırakılıp
herkesin eşit koşullarda yaşayabileceği bir yaşama yönelik adımlar atılması
gerektiğini düşünüyoruz. Aksi durumda herkes gibi sizlerin de kentlerde rahat
rahat ve keyifle gezebileceğiniz sokaklarınız, huzurla yaşayabileceğiniz yaşam
alanlarınız olmayacak.
Sizlere sesleniyoruz; bizler ne yeni şehirler kurulmasına, ne yeni boğazlar
açılmasına ne de okullarımızın satılmasına izin vereceğiz! Bu okullar,
hastaneler, mahalleler bizim, bu kent bizim! Biz kurduk, biz yaşıyoruz, biz
yaşatacağız!"
http://okulumadokunma.blogspot.com okulumadokunma2010@gmail.com
|