
AYM, Zeytinlik Alanları Madenciliğe...

Şavşat’ta Madene Karşı Bilinçlendirme...

“Kamu Yararı Gözetmeyen, Gözü...

Madenin Kimyasal Atık Havuzu...

10 Günde 77 Yeni Maden Ruhsatı Verildi

Alaçam’da Altın Madeni Tepkisi

Malatya’da Maden Tepkisi
Pülümür'de Maden Çalışmaları Hızlandı
Pülümür Havzası’ndaki madencilik faaliyetleri ekosistemi tehdit ediyor. Avukat Barış Yıldırım, “Temiz su kaynaklarını yok edecek madenlere karşı devlet de adım atmalı. Bu projeler bir an önce sonlandırılmalı.” dedi.

23 Temmuz 2023 tarihinde "Nitelikli Doğal Koruma Alanı" (doğal sit alanı) ilan edilen Pülümür Havzası'ndaki maden çalışmaları artarak sürüyor. Son olarak Hel Dağı bölgesinde maden arama çalışmaları başlatıldı. BirGün’den Kayhan Ayhan’ın haberine göre; ÇED raporu hazırlanmadan çalışmaların başladığı Pülümür Havzası'nın Munzur ekosisteminin bir alt havzası olduğunu ve "Önemli Doğa Alanı" ve "Önemli Bitki Alanı" statüsünde bulunduğunu belirten avukat Barış Yıldırım, "Bölgede 2 bin 250'den fazla flora türü saptanmış, bunların beşte biri endemiktir. Yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak gibi koruma altındaki canlı türlerine ve hatta Anadolu Parsı'nın yaşadığına dair tanıklıklara ev sahipliği yapar. Temiz akarsu kaynakları açısından zengindir ve Fırat Havzası'nın en önemli su kaynaklarını besler. Alevi inancına göre kutsal kabul edilen alanlar barındırır. Bu alanlar Birleşmiş Milletler Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında korunmalıdır." dedi. Pülümür Havzası'nda 3213 sayılı Maden Kanunu çerçevesinde dördüncü grup (özellikle krom) maden ruhsatları verildiğini aktaran Yıldırım, "Madencilik projelerinin, henüz flora çalışmaları tamamlanmamış ve endemik türleri barındıran sahalarda yürütülmek istenmesi büyük tehdit oluşturmaktadır. Bu projeler, ekosisteme ciddi zararlar vererek temiz su kaynaklarını yok etme, biyolojik çeşitliliği ve yaban hayatını tehdit etme potansiyeline sahiptir. İliç örneği gibi, Munzur Havzası'nda daha önce yürütülen madencilik çalışmalarının biyolojik çeşitliliğe ve ekosisteme verdiği zararlar ortada. Bölgedeki su kaynaklarının maden projeleriyle tahrip edilmesi, canlı yaşamını ve akarsu ekosistemini sona erdirecektir." diye konuştu. Ülkemizde temiz akarsu kaynaklarının neredeyse tükenmek üzere olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Yetkili idarelerin 2872 sayılı Çevre Kanunu çerçevesinde gerekli idari izinler alınmadan Pülümür Havzası'nda kaçak çalışmaları yakından takip etmesi ve gerekli idari tedbirleri, idari kararları alması, tanzim etmesi gerekiyor. Bizler de buna ilişkin araştırmaları sürdürüyoruz ve yasal başvuruları yapacağız." ifadelerini kullandı. Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |