Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Resim Heykel’in Yaşama Dönüşü

Türkiye’nin en büyük ve en eski güzel sanatlar müzesi yapılan restorasyonlarla küllerinden yeniden doğuyor.

Cumhuriyet Gazetesi
Resim Heykel’in Yaşama Dönüşü Resim Heykel Müzesi Müdürü Ferit Özşen

Yıllardır ne zaman Resim Heykel Müzesi’ne gitsem içim acırdı. Öylesine kötü durumdaydı, çöktü çökecek gibiydi. Sonra birkaç yıl önce, bir sergi için müzeye gidişimde, çatı onarımına başlandığını görüp sevindiğimi anımsıyorum. Geçen yaz “Serginin Sergisi” için gittiğimdeyse onarım çalışmasının sürdüğünü görmüş, bu konuda müzenin müdürü Prof. Ferit Özşen’le bir söyleşi yapmayı düşünmüş, ama bir türlü fırsat bulamamıştım.

O fırsatı geçen hafta yaratmak zorunda kaldım. Çünkü Ferit Özşen’in müdürlükten ayrılmak üzere olduğunu duymuştum. Hemen telefona sarıldım. Öğleden sonra 3 için sözleştik.

Odasında başladığımız, müzeyi gezerken ve yeniden odasında sürdürdüğümüz söyleşiyi bitirdiğimizde saat 6’yı geçmiş, hava kararmıştı. Öylesine doluydu Ferit Bey, öylesine çoktu anlatmak istedikleri...

Kovalarıyla ünlü bir müze…

Kahvelerimizle oturduğumuzda, müzenin önünde, deniz tarafında gördüğüm kurşun öbeklerini soruyorum. “Onlar” diyor Ferit Bey, “çatının eski kurşun kaplamaları, yakından baksanız delik deşik olduklarını görürsünüz. Hepsi yenileriyle değiştirildi, baştan aşağı.”

Sonra çatının delik deşik olduğu o günleri anlatmaya başlıyor: “İki damla yağmur yağsa çatı akıyor. Akan yerleri biliyor, hemen kova yetiştiriyorduk. 30’dan fazla kovamız vardı. Duvarlardan sızan suları da plastik bantlarla kovalara yönlendiriyorduk. Binanın duvarları yığma, kat bölmeleri ahşap. Bu ahşap bölmelerin duvarla birleştiği yerleri çürümüş, yağmurdan ve rutubetten.”

“Restorasyon neleri kapsıyor? Bu çürüyen ahşaplar değiştiriliyor sanırım, değil mi” diye soruyorum.

“Elbette, çürüyen yerler kesilip değiştiriliyor. Çatı makaslarının çoğu da. Çatı, pencereler, döşemeler onarılıyor. Tüm ahşap kısımlar. Ahşabın üzeri bitümlü bezle kaplanıyor. Üzerine 2.5 cm kalınlığında samanlı sıva çekiliyor. Onun üzerine de 3.5 - 4 cm kalınlığında kurşun plakalar birbirine kenetlenerek kaplanıyor. Müzeye en az yetmiş yıl yağmur girmeyecek, toz da. Hiçbir şey yapmış olmasam, bunu yapmış olmak bana yeter” derken mutluluğu gözlerinden okunuyor Ferit Bey’in.

“Peki, çalışma ne aşamada?” diyorum.

Sarayı müzeye dönüştürme tasarısı…

“Yapının hemen hemen yarısı yenilendi. Abdülmecit zamanında yapılan bölüm. Bu bölümün tavan süslemelerinin onarımı da tamamlandı. Bu işi, Milli Saraylar’ın kadrolu elemanı olan, bir kısmı konularında İtalya’da eğitim görmüş ustalar yapıyor. Şimdi Abdülaziz zamanında yapılan bölümde çalışıyorlar.”

“Ama bir tasarımız daha var” diye anlatmayı sürdürüyor Ferit Bey. “1856’da Veliaht Dairesi olarak yapılan bu tarihi saray artık gerçek bir müzeye dönüşüyor. Müzeye uygun aydınlatma donanımı yapılacak. Her eser için ayrı, ışığı ayarlanabilen ışık kaynağı olacak. Güvenlik sistemi kurulacak, özel güvenlik görevlileri çalıştırılacak. Elektrik donanımı tümüyle yenilenecek. Tüm salonlara yangın alarmı, gece görüşlü gözetleme kameraları konacak.”



‘Müze çökmek üzereydi’

Eski haliBunları konuşurken sarayı geziyoruz. Kat bölmelerinin çürüyen ahşaplarını, onarılmış ve henüz dokunulmamış tavan süslemelerini gösteriyor. Odaya dönünce, restorasyonun nasıl başladığını anlatmasını istiyorum.

“2004’te ben İspanya’da gezideyken rektör İsmet Vildan Bey beni atamış. Doğrusu, ister misin diye sorsa istemezdim. Ama görevi üstlendikten sonra elimden geleni yaptım. Müze çökmek üzereydi, bir an önce, gecikmeden restorasyonu gerekiyordu. Bunu sağlamak için uğraştım en çok. Rektör de yardımcı oldu. 2006’da DPT’den sorumlu başbakan yardımcısı Abdüllatif Şener’i müzeye getirdi. Baştan aşağı gezdirdim, durumun ne kadar kötü olduğunu gözleriyle görünce restorasyon gerektiğine inandı ve ilk ödeneği çıkarttı, böylece restorasyon çalışması başlayabildi. Meclis Başkanı Köksal Toptan da müzeye geldi, çalışma hakkında bilgi aldı, çalışan sayısını artırarak işin hızlanmasını sağladı.”

‘Bize Atatürk’ün emaneti’

“Müzenin önemini, restorasyonun gerekliliğini göstermek için sürekli çalışıyoruz. Örneğin geçen yaz, müzenin 20 Eylül 1937’deki ilk açılışında sergilenen yapıtlardan 116 resim ve 24 heykelle bir sergi açtık ‘Serginin Sergisi’ adıyla. Bununla şunu söylemiş olduk kamuoyuna ve ilgililere: ‘Biz eserlerimize iyi bakıyoruz, bakın en eski tarihliler bile pırıl pırıl, en küçük bir yıpranma yok.’ Ülkemizin en eski ve en büyük güzel sanatlar müzesi burası. Bize Atatürk’ün emaneti. Bu binayı müze olması için vermiş. Ayrıca 322 de yapıt almış müze için. Şu anda 12.000 yapıtımız var. Bunların ancak 1000 kadarını sergileyebiliyoruz. İkinci bir müze binası istiyoruz. Cumhuriyet öncesi dönemin yapıtlarını burada, Cumhuriyet dönemi yapıtlarınıysa yeni yerimizde sergileyeceğiz. Sultanahmet’teki Adliye binası gündeme geldi. Çok uygun diye düşünüyorum.”

Dışarıdaki yapıtlar sorunu

“Müzenin bir de çözemediğimiz sorunu var” diyor Ferit Bey ve hemen anlatmaya başlıyor: “Halil Dikmen Güzel Sanatlar Genel Müdürü’yken sanatı Anadolu’ya yaymak için çeşitli kentlerde güzel sanatlar galerileri açıyor. Yaklaşık 15 galeri… Ve bu galerilerin her birine, bizim müzeden 20 - 40 arası resim ve heykel gönderiliyor. Toplam 600 kadar. Yıllar sonra, galeriler MEB’den ayrılıp Kültür Bakanlığı’na bağlanırken Akademi de üniversite oluyor. Böylece galerilerdeki bizim yapıtlar da Kültür Bakanlığı’na geçiyor. Ama hepsi bizim envanterimizde de kayıtlı. Yani bizim müzenin malı. Bütün belgeler var: Hangi yapıtın ne zaman, nereye verildiği, sanatçısı, yapılış yılı, türü, teknik özellikleri, her şey kayıtlı. Bu iki sahipliliğin belgelenerek bir çözüme kavuşturulması gerekiyor.”

Ayrılış ve açılış

“Tabii, önce yenilenmesi biten, Sultan Abdülaziz zamanında yapılmış bölümün açılışı var. Bu yılın ekim ayında, 1870 - 1970 arası başyapıtlarından oluşacak bir sergiyle yapılacak açılış. Tamamınınsa 2012’de açılması öngörülüyor.” “Ne yazık ki siz olmayacaksınız…” diyecek oluyorum. “18 Ocak’ta görevi devredeceğim Aydın Ayan’ın müzeyi benden daha iyi yöneteceğine inanıyorum” diye yanıtlıyor Ferit Bey. “Böylece ben de kendimi tümüyle heykele verebileceğim” diye konuşmayı sürdürüyor sonra. “Bu eğitim yılının sonuna kadar okuldaki görevim sürecek. Sonra yaş sınırından emeklilik ve yalnızca heykel. Şimdiye kadarki işlerim anıt ağırlıklıydı… Son birkaç işim olan Beşiktaş’taki Türkan Saylan anıtı, Levent çarşısındaki ‘Barış İçin El Ele’, İzmir’e yaptığım ‘Cumhuriyetin Kazanımları’ ve ‘Homeros’ anıtları, Caddebostan Kültür Merkezi’nin girişine konacak olan ‘Nâzım Hikmet’ anıtı gibi… Bundan sonra daha sanatsal, soyut işler de yapmak ve her yıl en az bir sergi açmak istiyorum.”
 
Restorasyon bölümü kuruluyor

Yeni hali“Buraya atanır atanmaz bir restorasyon bölümü kurulması için yazı yazdım. Bir araştırma yaptık ve teknik donanımın 250.000 dolara sağlanabileceğini hesapladık. Bu arada, İş Bankası da resimlerini ciddi bir kuruma restore ettirmek ve ellerindeki 2200 resimle bir müze kurmak istiyormuş. Bize başvurdular. Bir tasarı geliştirdik. Biz İş Bankası’na bu hizmeti vereceğiz; banka da restorasyon bölümü için gereken donanımı, eleman yetiştirilmesini, İtalya’dan uzman getirilmesini karşılayacak. Bölümün kurulmasını YÖK onayladı, 2 eleman alındı ve İş Bankası’nın yapıtlarının saptanmasına başlandı. Yapıtların sanatçısından boyutlarına, çerçevesinden boyasına kadar tüm özellikleri kaydediliyor, fotoğrafları çekiliyor, onarılacaklar belirleniyor…”

“Çok önemli bir nokta da şu” diye konuşmayı sürdürüyor Ferit Özşen: “Okulumuzda kurulan bu bölümde yalnız restorasyon uzmanları yetiştirilmeyecek, bir de veri bankası kurulacak. Türkiye’deki tüm sanat yapıtlarının burada ayrıntılı kayıtları tutulacak. Böylece sahte yapıtlar kolayca saptanabilecek”.

http://www.yapi.com.tr/haberler/resim-heykelin-yasama-donusu_76355.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!