|
br />
‘HES, doğa katliamıdır’
Senoz Vadisi’ndeki çalışmaya Derelerin Kardeşliği Platformu,
Senoz Derneği, SALDER ile Fındıklı
Derelerini Koruma Platformu da destek verirken, çalışmalar hakkında
açıklama yapan Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü ve SALDER Başkanı
Ömer Şan, HES projeleri nedeniyle bölgede yaşanan çevre
katliamının en belirgin şekilde Senoz’da ortaya çıktığına vurgu yaptı. Bölge
insanının bu katliamlar karşısında isyandan öte toprağına, suyuna, vadilerine ve
doğasına sahip çıktığına değinen Şan, “En çevreci enerji çalışması olarak
bakılan HES projeleriyle sadece bir doğa katliamı, dere soykırımı veya doğal
yaşam alanları katledilmiyor, çevrecilerin ve yöre halkının verdiği tepki ve
protestolar görmezden gelinerek, insan hak ve hürriyetleri, hukuk ve yargı
kararları uygulanmayarak aynı zamanda da bir yargı ve hukuk katliamı
yaşanıyor.
Senoz’da mahkeme kararları uygulanmıyor! Yaklaşık bir yıldır HES inşaatları
yasa dışı olarak sürdürülüyor. Çevre Bakanlığı ‘ÇED gerekli değildir’ diyor,
mahkeme iptal ediyor, bakanlık ve ilgililer firmaya göz yumuyor. Halk, vadi
‘Doğal SİT Alanı ilan edilsin’ diyor, Koruma Kurulu, ‘Hayır, HES’ler SİT
özelliğinizi yok etmiş’ diyerek reddediyor. Bu nasıl bir demokrasi, nasıl bir
hukuk anlayışı ve hukukun üstünlüğü ilkesidir” şeklinde açıklamalarını sürdürdü.
HES inşaatları heyelan oluşturuyor
Eylemciler daha sonra, ellerindeki ağaç fidanları ve tulum eşliğinde HES
inşaatları nedeniyle oluşan heyelanlı bölgeye yürüyerek fidanları dikti. Fidan
dikimi sırasında konuşan eski başbakanlardan DP Rize Milletvekili Mesut
Yılmaz’ın halası Hilmiye Akçal (80), HES çalışmaları
nedeniyle kendi arazisine gidemediğini belirterek, “Arazimizde 80’e yakın meyve
ağacı vardı. Bir tane bile kalmadı. Hepsini yok ettiler. Eskiden hayvanlarımız
için otluk meralarımız vardı, artık onlar da yok. Bunlara rağmen geçtiğimiz gün
arazime geldiğimde HES firmasının temsilcisi ‘Buralara gelme, kepçeyle ezer,
üzerine toprak dökeriz’ diye tehdit etti beni. Bunlar kendilerini ne sanıyor.
Burası bir hukuk devleti ise hukuk bunlardan hesap sorsun” dedi.
Bir zamanlar ‘İpek Yolu’ üzerindeydi
Ağaç dikme töreninin ardından eylemcilere köy halkından Vesile
Kork, kendi yaptığı hamsili ekmekten ikram etti. Daha sonra konuşan
yöre sakinlerinden Sabit Çelik ise, “Ağaç dikilen alan köy
tüzel kişiliğine ait bir mera alanı. Geçmişte bu alanda 80 küsur armut ağacı
bulunuyordu. Bu alan tarihi İpek Yolu üzerinde olan bir yoldu. Değil bu köy,
bütünüyle bir Senoz Vadisi uğrak yeri ve dinlenme alanıydı. Bu alan şimdi
tanımaz bir şekilde tahrip edilmiştir. Daha vahimi ise son kadastro
çalışmalarıyla, köy tüzel kişiliğinin malı, HES projelerini yapan kişilerin
baskısıyla Hazine arazisi yapıldı. Bundan dolayı muhtarlığımız konuyu adli
makamlara taşımış ve yasal yola başvurmuştur. HES projelerini, köy hudutları
içinde yapan firmalarla mücadelemiz sürecek. Köyümüz sahipsiz değil”
dedi.
|