İçinde esaslı bir zemberek boşalmış gibi sanat merkezinin en kuytu köşelerini
aradı. Bir dedektif dikkatiyle çıktığı keşifte, devasa binanın saklı gizli her
köşesi onun ısrarıyla kapılarını açtı. Çocuksu bir merak duygusuyla çıktığı bu
yolculukta, gölgelerde kalmış, atıl köşelere gözünü çoktan dikmişti. Öyle kolay
değildi bu yolculuk. Karşısında kendi çizgilerinden taviz vermeye niyeti olmayan
bir Fransız ekip vardı. O ise büyük bir kuş sürüsünü ürkütmüş bir adama
bürünmüştü çoktan. Engeller erimiş, yıllar sonra da akıllarda kalacak bir hikâye
olarak, yerini almıştı artık.
'Unutmaya karşı bir tür savaş'
Bu hikâyenin sahibi, çağdaş sanatın köşe taşlarından Sarkis (Sarkis
Zabunyan).Türkiye ve Fransa'nın Dışişleri ve Kültür bakanlıklarının
himayesinde, İKSV ve Culturefranc'ın
işbirliğiyle düzenlenen Fransa'da Türkiye Mevsimi etkinlikleri
kapsamında, Avrupa'nın en önemli sanat merkezlerinden Centre
Pompidou, üç yıl süren yoğun bir telaşın ardından Sarkis'in
Passages adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Önceki akşam
açılan serginin öncesinde Sarkis, karlı ve somurtkan bir Paris sabahında basın
mensuplarına sergiyi gezdirdi. Neşesi her halinden kendini belli ediyordu. Bir
çocuk gibi şen görünen usta sanatçı, bir mücadeleyi kazanmanın keyfini
yaşıyordu.
Bu sergi, Sarkis'in deyişiyle bir cevap verme ve eleştirinin devreye girdiği
bir sergi aslında. Sanat merkezinin katı ve çoğu zaman da anlamsız kurallarıydı
Sarkis'i bu kadar kızdıran. Bu kararlı savaşın (!) sonunda Pompidou'nun atıl
köşelerini, kimsenin görmediği, dikkat çekmediği mekânlarını kullanan sanatçı,
böylece pek çok ilki gerçekleştirmiş oldu. Pompidou, hiç görülmemiş, duyulmamış
bir şey yaparak, sanatsal müdahalede bulunması için Sarkis'e, müze bölümünü,
fuayeyi, Kandinsky Dokümantasyon ve Araştırma Merkezi'ni, Halk Kütüphanesi'ni ve
Brancusi Atölyesi'ni biraz gönülsüz açtı. Her yer Sarkis'indi artık.
Sarkis'in gün geçtikçe taş taş kuracağı Pompidou'daki serginin ilk işleri,
önceki akşam Fransa Kültür Bakanı Frederic Mitterrand, Centre Pompidou Başkanı
Alain Seban ve İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı'nın birer
konuşma yaptığı törenin ardından görücüye çıktı. Mitterrand, Walter Benjamin ve
Charles Baudelaire'e gönderme yaparak serginin unutmaya karşı bir savaş olduğunu
söylerken, Eczacıbaşı da Sarkis'in iki ülke arasında önemli bir köprü vazifesi
gördüğünü belirtti.
Sarkis, yaklaşık otuz yıllık Pompidou'da 1978-1979'da yapılan bir sergiye
katılır. 1964'ten beri Paris'te yaşayan sanatçı, kendi anılarından, mekânların
belleklerinden ilham alarak sanat hayatında pek çok işler üretir. Pompidou'daki
sergi, bu zincirin bir halkası. Sarkis, "Sergi mekânları dışında hareket etmeye
çalıştım, sansürleri ve anlayışları kırıyorum. Büyük işler göstererek insanların
kafasına vurmuyorum. Her tarafta sanat yapılır. Bir eserin yaşamasının
engellenmesine tahammül ediyorum." diyor.
Sadece kadın sanatçıların eserlerinin bulunduğu daimi koleksiyon alanında
Alman sanatçı Joseph Beuys'dan (1921-1986) sonra yer alan tek sanatçı Sarkis
oldu. Altı yıldır güvenlik gerekçesi ve odadaki termometrenin çalınması gibi
talihsizlik yüzünden kapalı olan Beuys'un odası, Sarkis'in yerleştirmesiyle
çiçek olup başa takılacak hale geldi. Sarkis, Beuys'un ünlü yerleştirmesi
'Plight'a atıfta bulunarak, müzenin bu türden tavırlarını eleştiriyor. Rengarenk
keçeden pabuçlarla girilen keçe kaplı oda, derin bir sessizliğin içine davet
ederken yıllar sonra insan görmenin sıcaklığını sunuyordu. Sarkis bu pabuçları,
Beuys'un eserlerinde kullandığı keçenin yapıldığı fabrikadan getirtmiş.
Sarkis, Pompidou'nun hemen dışında bulunan Romen soyut heykel sanatçısı
Constantin Brancusi'ye (1876-1957) ithaf edilen Brancusi Atölyesi'nde ise
dünyadaki tüm kültürlere gönderme yapan bir heykel ile Çin, Tibet, Afrika ve
Türkiye gibi farklı coğrafyaların sembollerini çağrıştıran nesneleri döner bir
şekilde yerleştirmiş. Bu çalışmaya, sanatçının Paris'teki atölyesinin canlı web
kamerası eşlik ediyor. Böylece bir fanusta saklanan eserler canlanmış oluyor.
MekÂnları bir bir fethedecek!
Kandinsky Dokümantasyon ve Araştırma Merkezi ise sadece sanatçılara ve
araştırmacılara kapısını açık tutmasıyla yıllar içinde halktan iyice koparılmış
bir mekân. Sarkis, bilginin müzeden bilinçli bir şekilde izole edilmesine işaret
eden bu durumu mekâna yerleştirdiği çalgı aleti ve kitaplarla eleştiriyor.
Sarkis'in bir diğer işi ise 'Halk Kütüphanesi'nde sergileniyor. Bütün kitapların
yazılabileceği ve bir arada var olabileceği özel raflar kurgulayan sanatçının,
yüzlerce çerçeve ve çekmece içinde sergileyeceği binlerce yazı da, birbirinden
farklı yazı karakterleriyle ziyaretçilerin karşısına çıkıyor. Önümüzdeki
günlerde Sarkis, sanat merkezinin başka mekânlarında birkaç işini daha
sergileyecek. Sürekli gelişerek büyüyecek sergi 21 Haziran'a kadar sürecek.
|